İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

31.12.2011

19.12.2011

Hamit'in Golü

Hamit'in Real Madrid formasıyla ilk golü. Golden ziyade Mourinho'nun sevinci dikkat çekici. Adam sanki galibiyeti getiren gol gibi sevinmiş maçı 6-1 yapan gole. İkisini de severiz.

18.12.2011

Enes'in dansı


Utah'ın sezon açılışında bir Jazz klasiği olarak çaylakları ortaya alıp dans ettirmişler. Bizim Enes daha ortama ısınamamış. Düğüne gidip masada el çırpmaktan öteye gidemeyen dayı misali takılıyo ortalarda. Halbuki o kadar yazın Hidayet ile milli takım kampında takıldı. Hiç mi Hidayet bu konularda birşey öğretmemiş Enes'e?

12.12.2011

Brandon Roy

Sadece 5 senelik kariyerinde 3 All-star; 2 All - NBA Team ve Yılığın Çaylağı ödüllerini sığdırdıktan sonra dizleri daha fazlasını oynamaya izin vermedi. Geçen yılın şampiyonu Mavricks karşısında play-off'ta son çeyrekte 18 attıktan sonra bu sezon sahaya adım bile atamaması çok üzücü.

11.12.2011

Real Madrid - Barcelona

- Birileri Kuşadası hakem seminerlerinde şu maçı hakemlere göstersin. Alexis maç boyunca her kendisine faul yapıldığında hakeme kart işareti yaptı. Hakem oralı bile olamadı! Yüz karası! Sen milyonların seyrettiği, dünyanın en iyi oyuncularının oynadığı el classico'ya atanmışsın ama "kart isteyene kart vereceksin" kuralını öğrenememişsin!

- Bu arada Alexis ile Sabri Sarıoğlu arasında en az yedi benzerlik sayabilirim.

- Acetobalsamico "Ronaldo, Real Madrid'deki en kötü oyununu oynadı" yazmış. Babamın maç esnasındaki yorumu daha güzeldi: "Bu Ronaldo bi önceki gece çok çalışmış galiba, ayakta durmaya hali yok" Gerçekten de Di Maria - Mesut - Ronaldo - Benzema dörtlüsü Alves- Puyol - Pique - Abidal dörtlüsüne karşı hiç dikine oynayamadı. Barcelona savunması hiç delinmedi.

- Barcelona'ya karşı önde şok baskı nereye kadar yapabilirsin ki? İlk 20 dakika Real Madrid bunu denedi, sonrasında zaten Barça en iyi bildiği iş olan pas yapmaya başlayınca maçın seyri değişti.

- Maçla alakası olmayan Toskana'dan kalan bir anektod:
Floransa'daki resepsiyon görevlisi: Siz nasıl Türksünüz, soyadınıza bakınca ben sizi Yugoslav sanmıştım.
Ben: Nassı yani ?!?
Görevli: E Dalg-ic. Ic ile biten soyadları Yugoslavlarda olur !!

3.12.2011

Toskana - Roma

UNESCO Dünya Mirası listesini bir referans noktası alırsak bu listede en fazla yeri olan İtalya gez gez bitmiyor. Bu sebeple bir bayram sonra soluğu yine İtalya'da bu kez Roma ve Toskana bölgesinde aldım. Şans bu ya, ilk gittiğimde grev nedeniyle oynanmayan lig, bu kez de milli maç arasındaydı.

İstanbul'da serin ve yağışlı bir bayram sonrası yaşanırken 21 derecelik havasıyla Roma gezmek için fazlasıyla idealdi. Gitmeyenler için Roma'yı şöyle tanımlayabilirim: Yemek yenilen bir açık hava müzesi. Bir tarafında Kolezyum'u, Forum'u ile Antık Roma kalıntıları diğer taraftan en az yarısı gezmeye değer 600 kilisesi ile Katolik Roma.

Pazar öğleden sonra kanımca dünyadaki en taşaklı beş kişiden biri olabilecek Papa'nın San Pietro'da halkı selamlamasına gittik. İki dua okuduktan sonra iş piyanist şantör misali "Ooo Polonyalı din kardeşlerim de gelmiş, hoş gelmişler, vaayy İspanyollar da burdaymış"a döndüyse de San Pietro dünyadaki en güzel kilise.

Yemek denildiğinde soluğu illa ki bir Trattoria da almak lazım. Yarım litre şarabı 4 euroya içerken illa ki pizza yemek, üzerine bir Roma dondurması çekmek lazım. Tabi bunları yaparken saate de dikkat etmek lazım zira 15.00 - 18.30 arasında İtalya'da açık bir yer bulmak biraz zor.

Toskana'da 3 günde 4 şehir gezdik: Floransa, Siena, San Gimignano ve Pisa. Hepsi de UNESCO dünya mirası listesinde. Eğer ki sadece sokakları arşınlayıp müzecilik oynamazsanız 3 gün yetiyor. Zira saçma sapan bir şekilde kiliselere girmek için bile para istediklerinden zaten fazla da bir bina içine girmedik.

Çıkmasak olmayacak Pisa Kulesinde 20 dakika geçirmek için 15 euro verdim ki sanırım hayatımın şimdiye kadar ki en pahalı 20 dakikası olmuş olabilir.

NCAA basketbol


İddaaname, şike şu bu derken futbola bulaşmak istemiyorum. Saf bir şekilde oyunu izlemek istiyorum. Bu sebeple NBA başlayana kadar üç hafta daha kolej basketbolu ile devam ediyoruz. İlk bir ayda kafaya oynayacak takımlar güçsüz rakipler ile sezonu açtıktan sonra yavaş yavaş birbirleriyle oynamaya başlıyorlar.

Hafta içi 2. sıradaki Ohio State ile 4. sıradaki Duke'un oynadığı maç bu sezon ki ilk NCAA maçım oldu. Geçen yıl yılın çaylağı seçilen Ohiolu Jared Sullinger liderliğinde Ohio State; NCAA'in en çok maç kazanan koçu olan Koç K'in Duke'unu epey bir bozguna uğrattı. Duke'ta ise geçen yıl ülkenin en iyi liseli oyuncusu seçilen Doc Rivers'ın oğlu Austin Rivers iyi bir oyuncu olacakmış gibi duruyor.

Bu akşam ise çok daha güzel maç var.Geçtiğimiz yıl turnuva çeyrek finalinde karşılaşan Kentucky ile North Carolina karşılaşacak. O maçı kaybeden North Carolina'nın oyuncuları profesyonel olmak yerine bir yıl daha takımda kalmaya karar vermişti. Kentucky ise ülkenin en yetenekli çaylak oyuncularını barındırıyor. Öyle ki Kentucky'nin 5 oyuncusu şu anda 2012 draft listesinde ilk 14 sırada yer alıyor.

Maç akşam Türkiye saati ile 19.00'da. Rojadirecta.es adresinden stream bulunabilir ya da yarın sabah http://bt.davka.info/ adresinden torrenti indirilebilir.