İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

22.11.2004

Maksat Bağcı Dövmek

Hem gazatelerdeki abartılı yorumların, hem de benim bu haberlere karşı gösterdiğim tepkilerin makul bir seviyeye inmesi için özellikle bu kadar bekledim. Bir ay önce yerlere göklere sığdıramadığımız milli takımı bu kez her zamanki gibi yine yerin dibine sokuyoruz. Tabii yeniçeri mantığı ile ilk yapılan Ersun Yanal’ın kafasını istemek. Hani sırf başa getirmek için Şenol Güneş’i tazminatını bile ödemeden kovup daha 5. resmi maçına çıkmış adamı. Ersun Yanal yanlış taktik ve takımla çıkmış? Bir ay önce futbolunu göklere çıkardığımız 2002’den bu yana en iyi futbol dediğimiz takımdan tek bir değişiklik yaptı Ersun Yanal. O da o maçın en kötüsü, penaltıyı yaptıran İbrahim Üzülmez yerine Deniz ile başladı. Böylece savunma kurgumuz kalede Rüştü olmak üzere Ümit – Tolga – Servet – Deniz dörtlüsünden oluştu. Her ne kadar bir değişiklik hariç Şampiyonlar Ligi’nde 13 gol yemiş savunma ile sahaya çıksak da bu bana göre son derece olumlu bir düşünceydi çünkü futbolun en koordineli çalışması gereken bölgesi savunmadır. Hücumda bireysel çabalarla gol atabilsen de, savunmadaki bireysel bir hata örneğin ofsaytı bozar ve gol yersin. Bu sebepten atıyorum Ümit – Bülent – Tolga – İ.Üzülmez gibi birbirleriyle yılda en fazla 5 maç oynayan bir savunmadansa Fenerbahçe savunmasının tamamiyle alınmasını doğru bir karar buluyorum. Zaten savunmayı eleştirenler, sadece beğenmediklerini vurguluyorlar ama hiçbir alternatif sürmüyorlar. Hazır savunmadan söz açılmışken bizim Alpay diye bir stoperimiz vardı hatırlar mısınız? Şimdi nerdedir,ne yapar sorusunu kimse soruyor mu acaba? En son geçen haftanın Vatan Pazar ekinde GORA’nın Japon oyuncusunun söylediğine göre Alpay, Uzakdoğu’da gayet düzenli oynuyormuş. Savunmayı beğenmeyenler için alternatif! Savunmada bir tek eleştireceğim nokta var: Her ne kadar Danimarka maçındaki savunmanın aynısı da olsa o maçta oynayan Thomasson, Sheva’nın ancak yedeği olabiliyor. Shevchenko’yu, Servet gibi yavaş bir stoper ile durdurmak saçmaydı.

Orta sahada bir hücuma yönelik, bir savunmaya yönelik oyuncu ile başlamak kötü bir karar değildi. Ancak Gökdeniz, sıkışık alanda istenildiği gibi oynayamadı. Yıldıray’ın oyuna girmesi biraz geç oldu. Yaratıcı oyuncu sıkıntıs olunca, hele bir de 2-0 geriye düşünce en çok kullandığımız hücum sistemine geçtik: Doldur-boşalt. Bunun Ersun Yanal ile bir ilgisi yok. Türk futbolunu karakteristik özelliğidir,eğer takımının ismi Barcelona değilse, oyun sıkınca ha bire topu içeri pompalarız. Yani denildiği gibi “Madem hava topu oynayacaktık, neden Hakan yok” durumu söz konusu değil.Yalnız bunu bile beceremiyoruz. Doldur-boşalt ve korner arışları sadece savunmadan önce kafayı vurmaktan ibaret değildir.Aynı zamanda savunamnın kafayı vurduğu topları karşılamak, tampon yapmaktır. Ancak biz mahallede top oynayan çocuk misali top nereye biz oraya koşturduğumuz için onu da beceremedik.

Oynadığımız oyunun demodeliğinin, yavaşlığının ya da oyuncu yetişmemesinin nedenini ligin kalitesine bağlamak çok yanlış. Bize 3 çeken Ukraya’dan Dinamo Kiev ve Lucescu dolayısıyla tanınan Shaktar dışında Ukrayna Ligi çok güçlü bir lig mi? Euro2004’de hayranlıkla izlediğimiz Çek Cumhuriyeti’nin liginde şike sebebiyle ceza alan takım sayısı dört. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ben sadece desteksiz salladığımızı göstermek istedim.

Futbol artık büyük bir endüstiri olduysa, artık saflığını yitirip tamamen paranın egemen olduğu bir spor haline geldiyse, milyonlarca doların döneceği Dünya Kupası’na, Almanya’da yaşayan 5 milyon Türk’ün dahil olması herkesin işine gelir. Herkes bu amaç için çalışıyor. Danimarka’nın nasıl tartışmalı bir pozisyonla golünün iptal edildiğini ve Gürcistan deplasmanından bir puanla ayrıldığını gördük. Hani maçın başında Nihat’ı bencillikle suçladğımız ama bana göre orada amacının kesinlikle kaleye sut çekmek olmadığını düşündüğüm pozisyon var ya, dikkat ederseniz o ara pasında ofsayt olduğunu göreceksiniz. Futbol eskisi kadar basit bir oyun değil, gelecek sene bitecek elemelere kadar daha çok sular akacak...

Elemelerden kısa kısa...


- Asya 2. tur elemeleri son derece şaibeli bir şekilde sona erdi. 4. grupta Kuveyt ve Çin son maçlara aynı puanda girdi. İki takımü aralarındaki maçları 1-0 kazandıkları için son maçlar sonunda avaraja bakılacaktı. Çin himayesindeki Hong Kong’u 7-0 yendi. Ancak Kuveyt de Malezya’yı 6-1 yenince iki takımın averajları eşitlendi ve 15 gol atan Kuveyt, 14 gol atan Çin’i geride bıraktı. Böylece 2002 finalistlerinden Çin, Dünya Elemelerine çok erken veda etti. Başarısızlığı sorumlusu olarakteknik direktör Arie Haan gösterildi ve işine son verildi. Yerine, 2002 finallerine taşıyan Bora Milutinovic getirtilmek isteniyor.

- İki Kore ülkesi, içlerinden birinin kupaya katılmaya hak kazanması halinde ortak bir takım olarak katılmak için resmi başvuruda bulundular.

- Afrika elemelerinde, lider Fildişi Sahilleri’nin 4 puan arkasında bulunan Kamerun’da, 3-0’lık Almanya yenilgisi sonrası teknik direktör Winfried Schaefer’in görevine son verildi. Koltuk için öncelikli adatlar Jean Tigana ve Reynald Denoueix.

- Kuzey ve Orta Amerika elemelerinde son tura girildi. Son grupta yer alan ekipler: ABD, Meksika, Kosta Rika, Panama, Guetamala ve Trinidad & Tobago. Bu elemelerden 2002’de olduğu gibi ABD, Meksika ve Kosta Rika’nın çokması bekleniyor.

- Okyanus’ya eleme grubunda Avustralya ve Solomon Adaları ilk iki sırayı aldılar. Bu iki takım Eylül 2005’de Play-off’a kalan takım olmak için 2 kez karşılaşacaklar. Bu arada boş durmayan Avustralya hafta içi Norveç ile bir hazırlık maçı yaptı ve 2-2 berabere kaldı.

Hiç yorum yok: