Şampiyonlar Ligi'nde yarı finale kadar geldik ve geriye sadece beş maç kaldı.
Şampiyonlar Ligi'ndeki yarı final eşleşmelerini değerlendirmeden önce birkaç noktanın altını çizmemiz gerektiğini düşünüyorum:
_ Geriye kalan dört takımdan üçü geçen sezon olduğu gibi İngiliz takımları; Liverpool, Chelsea ve Manchester United. Kaderin bir cilvesidir; Liverpool ile Chelsea yine yarı finalde eşleştiler ve Man Utd'ye de yabancı takım geldi. O yabancı takım geçen sezon Milan idi, bu sezon ise Barcelona oldu.
_ Kalan dört takımın en önemli özelliği ise fazla gol yememeleri. Yarı finalist takımlardan dördü de maç başına bir golden az gol yiyorlar ve Şampiyonlar Ligi'nde en az gol yiyen beş takımdan dördünün yarı finalist olması ilginç değil gibime geliyor.
_ Benzer bir şekilde dört takımın da gol ortalaması 1.5 ve üstü. En fazla gol atan yedi takımdan dördü yarı finalde.
_ Topla oynama yüzdelerine baktığımızda da yarı finalistler genelde topa yarıdan fazla bir oranla hükmediyorlar.
Bu notlardan sonra yarı finallere gelelim...
Liverpool-Chelsea: Baştan söyleyeyim; bu eşleşmede tarafım. Son beş sezonda dördüncü kez yarı final oynayacak olan Chelsea'nin karşısında üçüncü kez Liverpool var. Gönlüm Chelsea'nin final oynamasından yana. Son üç sezonda iki kez final oynayan Liverpool'un geçen sezonlara oranla çok daha güçlü bir kadrosu var. Geçen sezon turun sahibinin son saniyede belli olacağını düşünüyordum ki öyle oldu. Yalnız, bu sezon bence çok önemli bir fark var. Liverpool'un iki kez Chelsea'yi elemesinde en önemli faktörlerden birisi ilk maçın deplasmanda, ikinci maçın Anfield Road'da olması idi. Bu sezon ise şartlar değişti; ilk maç Anfield Road'da, ikinci maç Stamford Bridge'de. Bu eşleşmede çok önemli bir diğer nokta ise Chelsea'nin haftasonunda büyük ihtimalle Premier Lig'in şampiyonunu belirleyecek olan maçta Manchester United'ı ağırlayacak olması. Bu şartlar ilk maçın önemini fazlaca arttırıyor.
Chelsea'yi belki herkes yenebilir ama kimsenin Liverpool kadar zorlayamadığını görüyoruz. Liverpool her şartta Chelsea'ye ters gelen bir ekip. Bu sezon eşleşmenin kaderinin ilk maçta belli olacağını tahmin ediyorum. İlk maçta Essien'siz mücadele edecek olan Chelsea'de akıllar haftasonunda olur mu? Şampiyonlar Ligi'ni bu kadar isteyen bir takımın böyle bir hataya düşeceğini zannetmiyorum.
Karşılıklı kozlara bakalım: Liverpool'un savunmada oynayan futbolcularının durumu çok önemli gözüküyor. Daniel Agger'in yokluğunda Carragher haricindeki savunmacılar çok iyi oynamak zorunda. Orta alanda Gerrard dışında Alonso-Mascherano ikilisinin üst düzey performans göstermesi lazım. İleride ise her zamankinden daha güçlüler. Her an patlama yapabilecek olan Ryan Babel ve büyük maçların adamı Fernando Torres Liverpool'un ligin en golcü takımı olmasında büyük paya sahipler. Chelsea tarafında ise çok yerleşmiş bir kadro var. 4-5-1 ile 4-3-3 arasındaki oyun kurgusunda dinamik bir orta alan, Joe Cole gibi iki kanatta da etkili olan yetenekli bir futbolcu ve Drogba gibi yetenekli bir forvetle sahanın her yerinde etkili olan bir Chelsea var.
Liverpool'un ilk maçta rakibine iki farklı üstünlük sağlayamaması durumunda Chelsea'nin çok büyük favori olduğunu düşünüyorum.
Barcelona-Man Utd: Man Utd geçen sezonki gibi yabancıyla eşleşti ama bu sezon ilk maçı deplasmanda oynama avantajına sahip. Barcelona, Man Utd'den iyi bir takım mıdır? Kesinlikle hayır. Sezon başından beri savunduğum, Man Utd son yılların belki de en iyi kadrosuna sahip ve mücadele ettiği her kupayı rahatlıkla alabilecek bir düzeyde. Bu eşleşmeye gelirken de bu avantaja sahipler.
Futbol kağıt üstünde oynanmıyor. Geçen sezon olduğu gibi, Man Utd şampiyonluk mücadelesinde, rakibi ise zirveden son derece uzak ve elinde sadece Şampiyonlar Ligi kalmış. İşte bu Man Utd için işleri zorlaştırıyor. Barcelona'nın bu kupaya tutunacak olması ve kendine güveni Man Utd'yi yıkabilecek unsurlar. Bu eşleşmenin sonucunun son saniyede belli olacağını düşünüyorum.
Karşılıklı kozlara bakalım: Barcelona kendine güveni çok fazla olan bir takım. Savunma tarafında bireysel hata yapılmazsa Carles Puyol önderliğinde çok düzenliler. Orta alanda Iniesta-Xavi-Toure üçlüsüyle zaten üstünler. Hücumda ise Henry-Eto'o ikilisi takımı sırtlar mı, orada soru işareti var. Malum, Thierry Henry büyük maçlarda pek ortaya çıkmıyor. Barcelona'yı gözümüzde yükselten isimlerden Ronaldinho sakat/kadro dışı, Messi ise belirsiz durumda. Man Utd cephesinde ise çok geniş, çok alternatifli, çok müthiş bir kadro var. Ferdinand'ın önderliğinde çok güçlü bir savunma, Anderson-Scholes-Carrick-Hargreaves'li orta saha, Ronaldo'nun kurgulamalarıyla beraber Rooney-Tevez rüya forvet ikilisi...
Sonucun son saniyede belli olacağını düşünsem de çok ufak bir farkla Man Utd'nin önde olduğunu düşünüyorum.