İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

13.02.2007

Babalar ve Oğullar

Kimi “Sen git baban gelsin!” dedirtecek kadar kötü. Kimi babasının adını unutturacak kadar iyi.

İşte futbolcu babalar ve oğulları.

Pelé ve Edinho

Taçsız kralın oğlu… Kimilerince dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu olan Pelé’nin doğal varisi…

Edson Chobli Nascimiento, kısaca Edinho, 1970 yılında dünyaya gelmiş. Edinho’nun, futbolcu dedesi Dondinho ve babası Pelé’nin ardından futbola merak sarması çok da şaşırtıcı değil. Peki, bir futbol efsanesinin oğlu olması onun için bir avantaj mıydı bir dezavantaj mıydı? Bu tartışılır. Ancak o, kaleci olmayı seçerek babasıyla arasında yapılabilecek karşılaştırmaları en aza indirmeyi başarabilmiş diyebiliriz.

Babasının yıldızının parladığı Santos’ta kalecilik yapan Edinho, geçirdiği sakatlıklar yüzünden forma şansı bulamamaya başlayınca kendine yeni alışkanlıklar edinmeye başlamış. Bunların arasında bir motosikletçinin ölümüne neden olduğu motocross sevdası da var. Çok geçmeden uyuşturucu kullanmaya başlamış ve 2005 Haziran’ında uyuşturucu ticareti yapmaktan tutuklanmış. Tahmin edilebileceği gibi oğlunun hapishanede olduğu zamanlar Pelé için oldukça zor geçmiş. Daha sonra Edinho serbest kalmış ve rehabilitasyon merkezine kaldırılmış. Ancak tam iyileşmeye başlamışken 2006 Şubat’ında yeniden tutuklanmış; geçtiğimiz Aralık’ta ise gözaltında tutma koşuluyla salıverilmiş.

Edinho’nun salıverilmesiyle Pelé, oğlunun topluma yeniden uyum sağlayabilmesi ve uyuşturucu bağımlılığından kurtulabilmesi için, Edinho’yu, sahibi olduğu Litoral FC’nin çocuk takımının koçu yapmış. Ayrıca oğlundan başından geçenleri çocuklara anlatmasını ve onları uyarmasını istemiş.

Örnek babalığından dolayı siyah incinin ellerinden öpüyorum!

Johan ve Jordi Cruyff

Jordi, babası Barcelona’da oynarken Hollanda’da dünyaya gelmiş. İsmini, babasının dünya futbolunun zirvesine çıktığı Barcelona şehrinin koruyucusu olduğuna inanılan Aziz Jordi’den almış. O dönemde Franco rejimi, yeni doğanlara Kastilya isimleri konulmasını zorunlu kılmış. Ama Johan Cruyff’un oğluna bir Katalan ismi koymasına Franco kanunları bile engel olamamış.

Johan Cruyff oğlunun da kendisi gibi ünlü bir futbolcu olmasını çok istiyormuş. Cruyff ailesi 1981 yılında Hollanda’ya geri dönünce, yani Jordi 7 yaşındayken, baba Cruyff oğlunu Ajax Amsterdam’ın maçlarını izlemeye götürüyor ve çocuk takımının antrenmanlarına katılması için yüreklendiriyormuş. Johan Cruyff 1988 yılında Barcelona’ya menajer olarak giderken tabii ki güzel oğlu Jordi’yi de yanına almış.

Jordi, Barcelona’ya katıldıktan 4 yıl sonra B takımında oynamaya başlamış. B takımında 2 yıl oynadıktan sonra sevgili babası kendisine A takımında forma şansı vermiş. Barcelona’dan sonra sırasıyla Manchester United, Celta de Vigo, Deportivo Alavés ve Espanyol’da oynamış. Halen Metalurh Donetsk’te oynamakta.

Kimilerince babasının tırnağı dahi olamayan Jordi, hadi Barcelona’da babasının gazıyla, Hollanda milli takımında babasının torpiliyle oynadı. Peki, Alex Ferguson da bu adamı babasının hatırına mı oynattı? Avrupa futbolunun unutulmazları arasındaki babasıyla karşılaştırmak yersiz olabilir ancak bu derece aşağılamak da ne kadar doğru bilemiyorum. Neyse… Herhalde futbolcu olarak babasına en büyük hediyeyi vermiştir.

Cesare ve Paolo Maldini

Doğuştan San Sirolular… Soyadlarının harfleriyle “di Milan” (“Milan’ın” kelimesinin İtalyancası) yazmak mümkün.

1963 yılında A.C. Milan Avrupa Kupası’nı kazandığı zaman takım kaptanı Cesare Maldini idi. Bundan tam 40 yıl sonra Milan tekrar Avrupa Kupası’nı kazandığında, bu sefer kaptan Paolo Maldini idi.

Baba Maldini, 1954-66 yılları arasında Milan forması giymiş ve 2001 yılında Milan’a scout olarak geri dönmüş. İtalya’da farklı kulüplerde hem oyuncu hem de yönetici olarak görev yapan Cesare Maldini’nin, Milan taraftarının kalbindeki yeriyle, oğlu Paolo’nun yerini karşılaştırmak anlamsız olacak.

1985 yılında Serie A macerasına Milan’la başlayan Paolo Maldini, 20 yılı aşkın bir süredir bu kulüpte oynuyor. Milandaki kariyerine neler sığdırmamış ki? Lig şampiyonlukları, İtalya kupaları, Avrupa Kupaları, Süper Kupalar… Haliyle Serie A’da en fazla forma giyen oyuncu olmayı da başarmış.

Milanlılar “il capitano” larına olan saygılarını, Paolo’nun giydiği “3” numaralı formanın oyuncunun jübilesinden sonra müzeye kaldırılacağını açıklayarak gösterdiler. Ancak gelecekte Paolo’nun oğullarından biri Milan’da forma giyerse “3” numaranın yeni sahibi yine bir “Maldini” olacak.

Ve bu günler çok da uzak gözükmüyor. 39 yaşındaki genç(!) sol bek, söz verdiği gibi 2006/07 sezonun sonunda aktif futbol hayatına son verirse forma müzeye kalkacak. 11 yaşındaki Christian ise “3” numaralı formayı sırtına geçirebilmek için gün saymaya başlayacak. 2005 yılında Venezüellalı annesi Adriana Fossa tarafından imzalanan kontratla Milan altyapısına katılan ve ilk maçını Inter Milan’a karşı oynayarak taraftarın gözünde daha bir Milanlı olan, 96 doğumlu Christian, Maldini ailesinin A.C. Milandaki 3. kuşak temsilcisi olacak.

Umarım yıllar, aynı babası gibi, Christian’ı da şarap gibi güzelleştirir.

Hiç yorum yok: