Kadro mühendisliğiSerde mühendislik ve cm tutkusu olunca her sezon öncesi kadro irdelemeleri yapmak kaçınılmaz oluyor benim için. Bu sezon görüşlerimi sevgili ortakafagol ahalisi ile paylaşmak istedim. Kaç kişi kaldıysak kalalım. Puanlama transfermarkt.de sitesindeki oyuncu değerlerinin benim uydurduğum bir hesap yöntemiyle puana dönüştürülmesiyle elde edilmiştir. Dileyenle onu da paylaşırım.
Futbol konuşmanın zamanı gelmişti ve her ne kadar iştahımızı açan bir oyun izlemediysek de henüz, yeni sezona dair heyecanımız ateşimizin harını canlı tutmaya yetiyor. Bu sene spor toto süper lig şampiyonlar kulübü çalkantılı bir transfer dönemi geçirdi. Beşi de farklı sebeplerle kadrolarını yenilemeye çalıştı. Hepsinin de birincil amacı belli, şampiyonluk. Ama özellikle son açıklanan playoff sisteminden sonra bu hedefe ulaşmak her zamankinden zorlu olacak tahminim.
Tartışmalar devam ediyor da olsa halen şampiyon unvanını taşıyan Fenerbahçe ile başlarsak, kadrosundaki biraz da zorunlu revizenin ilk on bire nispeten az yansıdığını görüyoruz. Az ama öz. Defansta Lugano’nun gidişinden doğan deliği Serdar’ın kapatıp kapatamayacağı soru işareti. Santos ise hücumsal etkinliğini Londra’ya götürüp arkasında daha sağlam bir bek bıraktı. Neredeyse yarısı yenilenmiş savunma hattına rağmen Yobo-Serdar ikilisi tutarsa yine en değerli savunmanın FB savunması olacağını tahmin ediyorum. Serdar sakin ve topla haşır neşir bir görüntü sergiledi. Yobo da sakinliğiyle bilinir, bu savunmayı yumuşak kılabilir. Belki yedekten sert bir kesici olarak Bilica’yı deneyecektir Aykut hoca. Beklerde ise en saf bekler FB’de. Bu konuda Caner’in formuna da bağlı olarak pek sıkıntı çekeceğini sanmıyorum FB’nin. Orta sahasını güçlendirmesi beklenen FB malum sebeplerle bunu başaramadı ve noktası virgülüne aynı orta saha ile sezona başlıyor. Özellikle Emre’nin yokluğunun derinden etkilediği bu bölge FB’nin yumuşak karnı olacaktır. Gökay’ın sürpriz bir patlamasına duacı olacaktır taraftar. İlk on birdeki Christian tercihim tartışılabilir ancak belirtmek isterim ki adil olma adına ilk on bir oyuncularını pozisyonları uygun olmak şartıyla mümkün olduğunca en değerli oyunculardan seçmeye çalıştım ve üzgünüm ama brezilya pasaportu futbolda bizimkinden daha çok para ediyor. Bu bölgede dengeleri değiştirebilecek sürpriz oyuncu Sezer. Ancak kişisel fikrim henüz bu olgunlukta olmadığı. Forvete gelirsek önemli kayıp Niang’ın yerinin dolmadığını görüyoruz. Yerine gelen Kamerunlu hızlı ve biraz da fizikli olmanın ötesinde çok farklı yeteneklere sahip değil ve fikrim Semih ile başlanması. Aykut hoca genç oyuncuya fazla güvenip gelişimi uğruna Semih’i keserse bu sefer bir daha hiç kazanamayacağı bir şekilde eldeki değerden de yoksun kalabilir. Bienvenu zamanla, yedekten de oyuna girerek ligi, takım arkadaşlarını tanıyacaktır ve mutlaka katkı verecektir ama en çok taraftarın kendisini yüksek beklenti içine sokmaması şart. Bana kalırsa 4 milyon avro bu kumar için yüksek bir ücret. Ancak alacağı düşük yıllık ücret düşünülürse biraz kabul edilebilir. Santrafor alternatifi çok kısıtlı FB’nin bu bölgeyi güçlendirmemekle çok büyük hata yaptığını düşünüyorum. Maç sayısı artmış bir sezonda elzemdi bu konu. Ancak yönetimi de mevcut şartlar hakkında ne kadar suçlayabiliriz o da tartışılır. Özet olarak FB ilk on birdeki gücünü az çok korumasını bildi ancak uzun maratonda alternatif eksikliği çekeceği önemli pozisyonları mevcut.
Bu seneki transfer döneminin şampiyonu GS ise yeni baştan bir kadro kurmaya girişti. Geçen seneki hezimetten sonra da anlaşılır bir tercihti bu. Ancak yine tipik Türk yöneticiliği hatasına düşüp gol organizasyonları suçluymuş gibi o bölgeye yüklendiler transferde. Çok tartışılan defans pek bozulmadı. Tabi ki Muslera’yı bu yargıdan ayrı tutmalıyız. Umarım takım aradığı kaleciyi bulmuştur. Kaleci bir takım için çok önemlidir ve kadro yazılırken düşünmeksizin ilk olarak yazılacak bir kalecinin varlığı takımları istikrara kavuşturan en önemli etkenlerden biridir. Muslera ülkeye uyum sağlarsa geleceği parlak bir kaleci ve yüksek maliyetine rağmen doğru bir tercih. Sorun şu ki önündeki defans yaşlı kurt Ufaliji haricinde geçen senenin aynısı ve kendisinin tek başına mevcut problemleri nasıl gidereceği meçhul. Eboue’nin de defansa getireceklerinden çok orta sahaya vereceği katkılardan dolayı transfer edildiğini düşünürsek bu bölgede taraftar yine dizini dövecek gibi görünüyor. Ancak şunu da unutmayalım ki defans bir takım işidir ve önceki sezonda kötü görünen oyuncular takımdaki yükselişle beraber yıldızlaşabilirler. Orta sahaya gelirsek Terim’in en önem verdiği bölge olarak ön plana çıkıyor ve bu önem de kesinlikle gerekli. Melo ve Selçuk ikilisi bana göre memleketin en iyisi olma yolunda en büyük aday. Konuşulanlara göre kendilerine bir üçüncü katılacak ve bu üçüncünün kimliği takımın oyunu hakkında çok fikir verecek. Benim yaptığım gibi değerine bakılıp da Elmander seçilirse, takım gol atmada değil ama yememede çok sıkıntı çekecektir. Eboue seçilirse devşirme bir orta saha olarak elinden geleni yapacaktır ancak ne derece etkili olacağı meçhul. Eboue beke, Sabri ortaya çekilirse bu sefer de Sabri’nin enerjisi orta sahayı daha dinamik kılacaktır ancak Eboue’nin sağ bekteki enerjisi hakkında emin konuşamıyorum. Yerine Sagna’ya kaptırdıktan sonra o bölgede pek oynamadı ve GS’de o bölgede ne kadar istekli olacağı şüpheli. Yine de en iyi çözümün bu olduğuna inanıyorum. Bu durumda Elmander’in yedeğe gelmesi veya çift forvete dönülmesi gerekecektir ve birinci durum oyuncu hoşnutsuzluğuna, ikinci durum ise sistem karmaşasına sebep olabilir. Arda’nın boşluğu Riera ile dolmaz, zira Riera çok farklı bir oyuncu ancak bu değişiklik GS için bir fırsata dönüşebilir. Daha klasik kanat oyunlarına başvurulabilir ve Arda’nın taşıdığı sorumluluk diğer oyunculara dağıtılarak daha bir takım olunabilir. Her şeye rağmen taraftarı gibi GS’den daha kesin transferler bekliyordum. Aldıkları en iyi oyuncunun bonservisine sahip olmamaları ileride başlarına iş açabilir. GS forveti Sercan’ın ilavesiyle zenginleşti ancak Baros’un durumu gönderilecek söylentilerinden dolayı biraz kritikleşti. Baros söylentilerden etkilenmezse gollerine devam edecektir, aksi takdirde Sercan’a güvenilerek bir sezonun gitmeyeceği yakın bir şehirden örnekle sabit. Son olarak şunu söylemek isterim ki GS kadrosuna bir yaratıcı oyuncu daha katmalıydı ve korkarım bıkkınlık veren on numara geyikleri ufukta kara bulut gibi dolanıyor.
Geçen senenin post sezon şampiyonu BJK ise bu sezon yıldızlarının uyumuna sabretmeyi tercih etti. Hali hazırda fantastik bir Portekiz takımı görüntüsündeki BJK, doymaz bir iştahla yeni transfer döneminde de Portekizli ve Brezilyalı oyunculara saldırdı. Bu saldırıdan nasibini alamamış kaleci bölgesi ise yine yerlilere, en çok da en gençlerine emanet. Her ne kadar yeteneği şüphe götürmezse de rakipleri incelediğinde yönetimin en büyük hatasının bu bölgeyi güçlendirmemek olduğunu söyleyebilirim. Sakatlıklar da düşünüldüğünde birilerinin şapkasını önüne koyması gerek. Defansta ise tek değişim olarak taze milli Egemen’i görüyoruz ki bence başarılı bir hamle. Özellikle Ersan’ın uzun süreli sakatlığında çok işe yarayacaktır. Sidnei ise henüz Sivok’u kesemiyor ama ucuz bir alternatif olarak kadroya alınması normal. Asıl sorun beklerde. İlginç bir şekilde bu kadar para harcanan bir kadroda sadece tek bir orijinal bek var ki onun da orijinalliği tartışılır ve çok genç: İsmail. Nedense mevcut yönetim futbolun birebirde adam geçmekten ibaret olduğunu düşünüyor gibi sürekli ofansif oyuncuları transfer ediyor. Kadroya bek seçerken o kadar zorlandım ki ben bile utandım bu durumdan. Geçen seneden farksız olarak Ekrem, Hilbert, Toraman sağ tarafı, İsmail ve bazen Ekrem ise sol tarafı işgal edecekler ancak tahminim bu sene yenilik olarak yeni gelen gurbetçilerden birinin de bu mevkiye çekileceği. Sürpriz bir performansın kendisini değişmez kılması içten bile değil.
Orta sahada Fernandes’in bonservisini alarak akıllı bir harekete imza atan BJK, Necip veya Aurelio ile kendisine destek vermeyi düşünüyor. Kalan pozisyonda Ernst yerine taraftar baskısıyla Guti tercih edilirse filmin tekrarını izleriz ancak gelen haberler İspanyol’un kredisini tükettiği ve yerini Alman’a veya yeni gelen Portekizliye terk edebileceği. Değerinden dolayı adını bile kadroda göremeyeceğiniz Portekizli yılın steal’i olursa Demirören çok istediği başarılara ulaşabilir, aksi takdirde yine hüsran bekliyor taraftarları. Tabi bu hüsran sadece orta sahanın performansıyla kısıtlı da kalabilir, eğer kanatlardaki iki gonzales kendilerinden beklentileri verebilirlerse. Almeida ile birlikte en iyi hücum gücüne sahip olduğunu düşündüğüm BJK, savunmadaki problemleri ve takım içi uyumunu çözebilirse başarılı olacaktır. Ancak Portekizcenin ağırlıklı dil olduğu takımların, Porto veya Lizbon’da iç saha maçlarını oynamıyorlarsa başarı şanslarının düştüğü de çok tekrarlanmış bir gerçek.
Kendilerine Şampiyonlar Ligi’ne katılım piyangosu vurmuş takımımız TS ise piyangodan gelen ödülü biraz savrukça harcadı. Ellerindeki değeri koruyup kadrolarını güçlendirmek yerine, neredeyse yeni baştan bir kadro kurmak zorunda kaldılar. Kalecileri değişmedi ama ki bu iyi haber. Üst düzey iki kaleci her zaman avantajdır. Defans ise SOS veriyor. Glovacki’nin sağlam varlığı umut veriyorsa da geri kalanların ŞL’de neler yapabilecekleri tam bir muamma. Yanlış bilmiyorsam içlerinde bu konuda tek tecrübe sahibi de Serkan Balcı. Umarım yeni transferleri beklediklerinden iyi çıkar da özellikle Avrupa’da başarılı bir sezon geçirmelerini sağlar. Orta sahasını da iki önemli transfer ile güçlendiren TS gidenleri bu bölgede aramak istemiyor. Bunu da başarabilirler. Ancak benzer özellikle çok adamları var. Sapara, Vittek transferleri biraz aceleye geldi bence. Bekleseler daha iyilerini bulabilirdiler. Tabi şehirde yaşamak isteyen birilerini bulmak da kolay değil. Görünüyor ki hücumda Burak’ın üzerine bu sene daha da fazla yük binecek ve üç kulvarda yarışan bir takım böyle bir meydan okumaya nasıl cevap verecek göreceğiz. Sanırım taraftarın en güvendiği konu Güneş’in kadrodan yıldız çıkarabilme yeteneği. Kendini kanıtlamak isteyen bir gencin yine yıldızlaşmasını bekliyoruz o zaman.
Bir önceki sezonun sürpriz şampiyonu Bursaspor ise önceki sezondan başlayan düşüşünü yükselişe çevirme niyetinde. Ancak onlar da geçen senenin savurganları olarak bu sene de çok adam alıp az heyecan yarattılar. Tecrübeli bir kaleci seçimi yaptıkları en isabetli iş. Defansın sağına da gerçek bir bek bulmaları da takdire şayan. Ancak merkez defansında pek bir değişiklik yapmadılar ve oyuncularının bir sezon önceki performanslarını sergilemesini bekliyorlar. Orta sahaya yaptıkları katkı ise yetersiz bana göre. Bir tane daha iki yönlü orta saha almaları gerekiyordu. Adem veya Musa’nın bu görevi üstlenmesini bekleyecekler. Forvette ise kaybettikleri acar ikili yerine yeni bir acar çete kurma çabasıyla fiziki özelliklerden gelen yeteneklere de güvenerek iki hızlı adam aldılar. İkisi de başarıya aç ve bu açlık doğru yönlendirilirse golleri de getirebilir. Yine de süper lig’de her zaman gol atabilecek bir santrafor bulundurmak çok faydalıdır ve ellerinde bunu yapabilecek tek oyuncu Turgay. Kısacası Bursaspor taraftarının kursağında kalan başarının tadını tekrar tatmak istiyorsa kontratak taktiklerini geliştirip daha etkin kılmak zorunda. Oyuncuları buna uygun hale getirmek de Sağlam’ın görevi olacak.
Bu yazıda sadece şampiyonlar paketi inceledim. Talep olursa diğerleri için de bir paragraf açabilirim. Tüm takımlarımıza yeni sezonda başarılar dilerim.