İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

27.04.2012

Topcast 26.04.2012

26 Nisan Topcast'inde İlker ve Ali Aktaş ile ağırlıklı olarak Şampiyonlar Ligi'nden, Chelsea'nin Barça'yı destansı bir şekilde eleyişindnen, Di Matteo'nun görevde kalıp kalmayacağından, haftasonu İngiltere'de oynanacak olan muhteşem maçlardan, Fener'in CAS davasını geri çekmesinden ve Beşiktaş'ın mali iflasından bahsettik.

20.04.2012

Roberto Baggio Top Sürme Derlemesi


Geçenlerde İnternet'te dolanırken karşılaştım. Dikkat, vidyonun sonuna doğru başınız dönmesin.

TopCast 18.04.2012

Bu TopCast'te İlker ve Cuma Ali ile birlikte ağırlıklı olarak haftaiçindeki Şampiyonlar Ligi maçlarını, Premier Lig'de geçen hafta olan bitenleri ve Bundesliga'yı konuştuk.

19.04.2012

Neymar - Yine, yeniden

Geçtiğimiz hafta da çocuk aşağıdaki numarayı çekmiş. Keyifli be bu adamın cambazlıklarını izlemek.


16.04.2012

Süper final niyetine Süper bomba

Sırf "Bol derbi oynanırsa çok dekoder satarız" mantığıyla konulan süper final daha ilk haftadan elde patladı. Akdeniz ülkelerinde bu iş şova, eğlenceye falan döndürmeye çalışırsan böyle patlarsın. 

Sportif olarak bakarsan daha ilk haftadan Beşiktaş ve Trabzon havlı attı bile. Haftaya Arena'da Galatasaray kazanırsa zaten kalan dört hafta formaliteye dönüşecek. Alın size haybeye oynanan derbi maçları, tepe tepe kullanın.

Öteki tarafa bakarsan, Trabzon zaten iki maç cezalı, kadınlara oynayacak. Beşiktaş bu maçtan sonra da sezonu seyirci olarak gene sadece kadınlara bırakacak. Fenerbahçe'de Emre gitmiş pis zenci demiş, ne olacağı belli değil.

Son hafta Galatasaray, Kadıköy'e gelecek. Olur da o maçla şampiyonluğu kazanırsa nasıl olaylar çıkar tahmin bile edemiyorum. Muhtemelen tribünlere el kol hareketi çekecek Sabri'ye kafa göz dalmak isterim açıkçası.

Süper final ile futbolu kadın sporu haline getirdiniz, alın tepe tepe kullanın.

11.04.2012

Şike Soruşturması, Fenerbahçe ve Galatasaray

                                       


Şike soruşturması başladığından beri yazmıyorum, aslında dava netleşene kadar da yazmasam daha iyi olabilir ama bugün yazacaklarım davanın sonucundan bağımsız tespitler olacak.

Önce Fenerbahçe açısından bakalım olaya.. Bir çok kulübün de kabul ettiği gibi Fenerbahçe camiası Türkiye'nin en büyük camiası. Taraftar sayısı Galatasaray'dan az olabilir, sportif açıdan da Avrupa'da Galatasaray'ın gerisinde kalmış olabilir ama İslam Çupi'nin tespiti doğru: Bu başka bir büyüklük.

3 Temmuz'dan beri sağlanan dayanışma ve tekseslilik muazzam. Bu Fenerbahçe'nin özellliği. Başka bir açıdan bakarsak demokrasi yok diyebiliriz. Aziz Yıldırım ve arkadaşları ne derse, ne düşünürse peşindeki 25 milyon aynı şeyi söylüyor, düşünüyor. Kendi iradesi de yok Fenerbahçe taraftarının. Örneğin Yıldırım Demirören başkanlığa adaylığını koyuyor, bir çok Fener taraftarı Demirören'den nefret ediyor olmasına rağmen kulübün açıklama yapmasını bekliyor. Kulüp onaylınca onlar da onaylıyor. Aslında bir cemaat Fenerbahçe camiası. Aziz Yıldırım da önderi. Hiçbir Fenerbahçeli kendi camiasından birine kolay kolay toz kondurmaz. Futbolcusu en kötü futbolcu da olsa onun arkasında durur. Vefalıdır, Alex'in heykelini diker vs.

Bunların hiçbirisi Galatasaray'da yoktur. Galatasaray bu süreci yaşasa yönetim istifa ederdi, taraftar kulübe sırtını dönerdi ve hiç bir direniş olmadığı için federasyon çok rahat hareket ederdi. Galatasaray taraftarı iyi günde de kötü günde de takımına fazla sahip çıkmaz, takımını çok da sevmez aslında. En iyi olduğu senelerde boş tribünlere oynadığını biliyoruz Galatasaray'ın. Taraftar, oyuncusunu çok rahat yuhalar, efsanelerine sahip çıkmaz, hatta kulüpten kapı dışarı eder. Ancak başka bir açıdan bakarsak da demokrattır Galatasaray. Örneğin, Adnan Polat'ı ibra etmeyerek devirir, hiç bir zaman tek adam anlayışı olmaz, herkesin eleştiri ve söz hakkı vardır vs.

Şimdi camiaların yapısını bir kenara bırakalım. Olayın bir de siyasi boyutu var. AK Parti ülkede öyle bir hava oluşturdu ki, pek çok insanın yargıya güveni sıfır. Hemen her davada mahkemelerin kurgu olduğunu, yargının bağımsızlığını tamamen yitirdiğini ve AK Parti'nin emrine çalıştığını düşünen tonla insan var. Bu insanlar bu soruşturmanın da kurgu olduğunu ve Aziz Yıldırım'ı bitirme operasyonu olduğunu düşünüyorlar, belki de haklılar. Sonuç olarak ortada hiç bir şekilde suçlu olduğunu düşünmeyen, verilecek en ufak bir cezayı dahi kabul etmeyen, kendisini suçlayanları suçlu gören, çok güçlü, zengin ve kalabalık bir camia var, üstelik bu camia ülkedeki futbol ekonomisinin belki de yarısından fazlası. Türkiye gibi hukukun şartlara göre uygulandığı bir ülkede bu şartlar altında eğer Fenerbahçe suçluysa dahi ceza vermek zor gözüküyor. Şike sahaya yansımamış, bir defalık es geçelim, özel kişiler ayrı - tüzel kişilik ayrı vs. tarzında komik demeçler de Fenerbahçe'nin bu gücünden kaynaklanıyor. Tabii Federasyon başkanının tek derdinin dekoder satmak olduğunu ve vizyonunun "Gerekirse Avrupa'ya gitmeyelim" den ibaret olduğunu unutmayalım. Bu noktada Fenerbahçe taraftarının başkanının arkasında durması ve "cezadan yırtmak için başkanını feda etmememesi" de tebrik edilmeli

Peki Galatasaray'ın suçu nedir? Bence sıfır. Ama medya ve federasyon tarafından kamuoyunda öyle bir hava oluşturuldu ki bu soruşturmanın takipçisi olmak, " hukuk neyse uygulansın" demek, suç oldu. Galatasaray her çıkış yaptığında "mağdur" olan Fenerbahçe'yi sırtından vurmakla, yangına körükle gitmekle, fırsatçılık yapmakla suçlanıyor. " Galatasaray çok mu temiz? " deniliyor vs.

Ortada şöyle bir çelişki var haliyle. Eğer Fenerbahçe'nin mağdur olduğu düşünülüyorsa ki çoğu kişi böyle düşünüyor Fenerbahçe zaten suçsuzdur. Yok eğer Fenerbahçe suçluysa mağdur falan değildir. Ama kamuoyunda oluşan algı Fenerbahçe suçlu da suçsuz da olsa yakalandığı için mağdur olduğu yönünde. Bu algının oluşmasının nedeni de futbolumuzun temiz olmadığına dair olan yaygın inanç. Yani "Sanki Fenerbahçe şike yaptı da diğerleri çok mu temiz?" bakış açısı Fenerbahçe'yi bu soruşturma çok yerinde bile olsa mağdur durumuna getiriyor.

Ayrıca ben Galatasaray'ın da bu süreç sonunda Fenerbahçe'nin küme düşmesini falan istediğini sanmıyorum. Çünkü Yıldırım Demirören deyişiyle "Galatasaray da bu geminin içinde" ve gemiyi taşıyan en önemli güç malesef Galatasaray değil, Fenerbahçe. Fenerbahçe'nin gemiden atılması, Galatasaray'ın da gelirlerini düşürecek. Ayrıca bir de bu işin duygusal tarafı var. Hangi Galatasaraylının bu sene 3-1 lik Fenerbahçe galibiyetinden daha fazla keyif aldığı bir galibiyet var? "Galatasaray olmadan Fenerbahçe, Fenerbahçe olmadan Galatasaray olmaz" dememişler boşuna.

Galatasaray'ın şu an gelinen noktada biraz da kamuoyunda oluşan ve hakim gelen "ceza verilmeyecek ve en doğrusu budur" algısı sonrasında tek derdi gelecek yıl Şampiyonlar Ligi'ne gitmek. Çünkü Galatasaray'ın burdan gelecek paraya çok ihtiyacı var ve taraftar 6 yıldır gidemediği bu ligi çok özledi. Federasyon Fenerbahçe'ye ceza verir mi, vermeli mi açıkçası beni çok ilgilendirmiyor, bizi Şampiyonlar Ligi'nden mahrum etmesinler bize yeter.

8.04.2012

Ekonomi -Spor İlişkisi





Dünyanın en hızlı büyüyen ikinci ülkesi olarak İstanbul'daki Euroleague Final-Four'unda takımımız yok. Diğer taraftan tarihinin en büyük krizini yaşayan komşumuz Yunanistan, Panathinaikos ve Olympiakos ile 2 takım yolluyor İstanbul'a.

Keza 2012 Avrupa Şampiyonası'nda da yokuz. Yunanistan orda da var.  "Büyüyen ekonomi - büyüyen spor ekonomisi ve yükselen sportif başarı" şeklinde bir ilişi kurarsak sanki yanılıyoruz.

Bunun daha güzel bir örneğini biz de yaşadık. Cumhuriyet tarihinin belki de en zorlu iktisadi dönemini 1999-2002 arasında yaşadık. Ancak bu dönemde sportif açıdan tarihimizin en büyük başarıları geldi. Galatasaray UEFA ve Süper Kupa'yı aldı, Efes Pilsen iki kez Final-Four oynadı. Basketbolda Avrupa Şampiyonası'nda ikinci olduk, futbolda Dünya Kupası'nda üçüncü olduk, Avrupa Şampiyonası'nda ilk sekize girdik.

7.04.2012

Euro 2012 Sticker Album


Teknoloji çok mu hızlı gelişiyor yoksa ben de "bizim zamanımızda" diyecek yaşa mı geldim bilmiyorum. Ancak harbici biz çocukken bu sticker albümü olayı çok farklıydı. Internet yoktu bi kere doğru düzgün, oyuncuların yaşlarını, oynadıkları kulüpleri, turnuva takvimlerini, eleme performanslarını vs. hep bu albümler sayesinde öğrendim ben. Biriktirmeye 1996'da başladım henüz sekiz yaşında, o turnuvada Coca-Cola da işe dahil olmuştu, her şişe kolaya bir tane(paket değil) çıkartma veriyorlardı. İlk tecrübem başarısızdı ama sonrasında 98, 2000 ve 2002 albümlerini tamamladım. Arkadaşlarım "albümü tamamlayana forma" yalanına inanmışlardı, ben ise sadece albüm tamamlamak için çıkartma alıyordum. 10 tane forma verseler de albümümü verir miydim, tartışılır.

Şimdi 10 yıl aradan sonra sticker albümü biriktirme işine tekrar başlıyorum. Euro 2012 çıktı. Bunları buraya niye yazıyorum. Eğer biriktirecek olan varsa bana ulaşsın. Çünkü her stickercı bilir ki bu albüm değiş-tokuş olmadan tamamlanmaz. İletişim için: oben35.5@gmail.com veya http://www.facebook.com/obenkaymakcalan

Biri Bana anlatsın


Anlamadığım bir konu var lütfen biri bunu yorumlarda açıklayabilir mi? Avrupa Kupaları'na eğer gidersek 5 takımla gideceğiz. İlk iki sırayı alanlar Şampiyonlar Ligi'ne; 3 takım da Avrupa Ligi'ne. Bunun içinde Avrupa Ligi Play-off grubunu icat ettiler.

İyi de kupayı Fenerbahçe dışında bir takım alırsa, Avrupa Ligi'ne o gitmeyecek mi? O zaman beşinci olan Avrupa Ligi'ne gidemeyecek. Bu takımlar niye hala Playoff oynuyorlar?

Bu kadar saçma sapan bir sezonun içinde mantık aramak hata ama belki bir bilen vardır umuduyla sorayım dedim.

5.04.2012

Her Çirkefin Kariyerinde Galatasaray vardır..




24 yaşındayım. 18 yıldır Galatasaraylıyım. Bu 18 yılda Galatasaray'da bir çok çirkef oyuncu oynadı. Çirkeften kastım sadece saha içi. Saha içinde hakeme ve rakibe yapılan sözlü ve hareketli her türlü olumsuz davranış. Aşağıdaki listede son 18 yılda Galatasaray'da oynayan bazı çirkef oyuncular var. Aklıma gelen tüm isimleri yazdım. Belki bu isimler çok hırslıydılar, belki hakemi etki altına almak için profosyonelce hareket ediyorlardı, belki de üzerlerinde çok baskı vardı. Ancak neden ne olursa olsun bu oyuncuların çirkef olduğu gerçeğini değiştirmiyor malesef. İşte Galatasaray'ın çirkefleri:

Bülent Korkmaz, Okan Buruk, Arif Erdem, Vedat İnceefe, Hasan Şaş, Emre Belözoğlu, Faryd Mondragon, Ayhan Akman, Sabri Sarıoğlu, Yalçın Ayhan, Arda Turan, Barış Özbek, Lincoln, Mustafa Sarp, Kader Keita, Milan Baros, Kazım Kazım, Engin Baytar, Emmanuel Eboue, Felipe Melo...

Bu isimlerin hepsinin Galatasaray'a katkısı oldu. Bazısının ise çok oldu. Birçoğunu taraftar çok sevdi. Lincoln, Keita, Melo gibi isimler ise taraftarın gözdesi oldu. Ancak ben Hakan Şükür, Ümit Davala, Ergün Penbe, Taffarel, Jardel, Shabani Nonda, Selçuk İnan'ı tercih ederim.

Ai se eu te pego

Şu anda bile yeteri kadar çalıyor ama yaz gelip kendimizi sokaklara attığımızda bu şarkıdan ne kadar çok bayacağımızın haddi hesabı yok. Ali Aktaş, Barça maçının yasını tuta dursun Milan'ın Brezilyaları oturdukları yerden Ai se eu te pego dansı yapıyorlar.




4.04.2012

Topcast 03.04.2012


5 kişilik (İlker, Melih Özenç, Cuma Ali, Ali Aktaş ve ben) sezonun şu ana kadarki en kalabalık TopCast'inde Şampiyonlar Ligi'ni (Barcelona - Milan, Bayern Münih - Marsilya), Premier Lig'deki şampiyonluk ve 4. sıra çekişmesini, La Liga, Serie A ve Bundesliga'daki son gelişmeleri konuştuk.