İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

8.04.2006

Şöhret!

u şöhret denilen meretin futbolda ne kadar da işe yaradığını Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde bu sezon bir kez daha gördük. Ligde arka arkaya 5. şampiyonluğuna koşan Lyon Avrupa'da da arka arkaya 3. kez çeyrek finale ulaşmayı bildi ancak işin bu kısmında Milan'ın kendisine değil ününe teslim oldu.



İlk maçta Lyon'un rakibinden ne kadar korktuğunu gördük. Milan karşısındaki tedirginlikten dolayı Lyon'un alışageldik dinamik oyunu yerine, Milan gayet uyutan oyununu dikte ettirmeyi başardı. Gayet sıkıcı bir ilk maçın ardından Houllier'nin atak futbola yönelik ilk 11'i gerçekten güzeldi. Diarra'yı orta sahada yalnız bırakma pahasına Pedretti yerine Govou vardı sahada. Nitekim Sağda Govou, solda Malouda göbekte Juninho hemen önünde Wiltord, onunda önünde Fred ile oluşan dinamik hücum gücü ile yaş ortalaması 35 olan Serginho, Costacurta ve Nesta'nın üzerine saldırmak gayet güzel bir plandı. Nitekim tuttu da. Maçın son 20 dakikasına kadar maç hep Lyon'un hakimiyetindeydi. 2. golün gelmemesi de hep şansızlıktı. Ama işte Houllier rakibin isminden çekindi. Maçın bitimine 7 dakika kala Govou'yu çıkartıp yerine fazladan bir defans, Reveillere'i oyuna alması Milan'a "üstüme gelebilirsin" şeklinde açık bir davetiyeydi. Oysa ki bana göre Pedretti oyuna alınır ve geriye yaslanmadan maç orta sahada bitirilebilirdi. Zaten forumdaki tartışmalarda Houllier'nin yanlış yaptığı konuşulmuş.



Gelgelelim forumdaki bir diğer tartışmaya. Benim kişisel görüşüm de Barcelona'nın Lyon gibi çekinmeyeceği yönündedir. Barcelona da bugün en az Milan kadar saygın ve büyük kulüp olarak kendindini kabul ettirmiştir ki bunu sadece tek bir Şampiyon Kulüpler/Şampiyonlar Ligi kupası ile yapmıştır. Bana göre Chelsea, Milan’dan çok daha iyi savunma yapmaktadır. Evet, Milan sadece 4’lü savunma hattı ile değil Pirlo ve Gattuso’dan başlayan bir şekilde takım savunması yapmaktadır. Peki Lampard, Makalele, Essien üçlüsünün yaptığı nedir? Benim bu seriden beklediğim Barcelona’nın kendi oyun anlayışını kabul ettireceği ve Milan’ın maçın temposunu düşüremeyeceği şeklindedir.



Bir paragrafta Pippo İnzaghi’ye açmak istiyorum. Bana kalırsa İnzaghi günümüzün Gerd Müller’idir. Gerek Bayern maçlarında attığı gollerde gerekse Lyon maçındaki gollerde ceza sahasında hep olması gerektiği yerdeydi ki FM dili ile “anticipation” bir santrafor için oldukça önemli bir özelliktir. Milan’ın Lyon’a ilk golünde İnzaghi’nin ortaya nereden yetiştiğine golü bir kez daha izlerseniz dikkat edin. Yine aynı şekilde İnzaghi’nin 2. golde orada olması tesadüf ile açıklanamaz.



Öte yanda bu eşleşmenin besbelli gölgesinde kalacak Arsenal – Villareal eşleşmesi var. Villareal bu sezonun tatlı sürprizi oldu. Yine de uzun uzadıya konuşmak gerektiğini hala düşünmüyorum. İkinci gruplar kalktığından bu yana bu tür sürprizler oldu, eleme usülünün doğası gereği de olacaktır elbet. Lyon bile ancak bu sezon ciddiye alınan bir takım haline geldi. Villareal dediğimiz takım şu an İspanya liginde 8. sırada bulunuyor netice itibariyle. Bundan 5 sezon önce yarı final oynayan Leeds’in şu an Championship’de, daha yakın tarihte final oynayan Leverkusen’in Bundesliga’nın orta sıralarında olduğunu hatırlatırım. Üstelik Villereal buraya gelirken ne Deportivo’nun Milan’ı elemesi, ne de Monaco’nun R.Madrid’i elemesi gibi destansı maçlar çıkarmadı.



Öte yandan Arsenal bu sezon, geçtiğimiz yılın Liverpool’u görünümünde. Esas takım savunması takdir edilmesi gereken takım Arsenal’dir. Toure, Eboue gibi üst düzey diye nitelendiremeyeceğimiz savunmacılarla içinde dört R.Madrid ve Juventus maçları olmak üzere son 8 maçta gol yemediğinin altını kalın çizgilerle çizerim. İlk maçtaki kadar hiçbir zaman bu kadar etkisiz bir Juventus görmemiştim. Klişe spiker tabiri ile “Jens Lehmann hayatının en rahat maçlarından birini çıkardı”. Ben o maçta Juventus’un kaleyi bulan şutunu hatırlamıyorum. Peki çok da tecrübesi olmayan bu genç takımla Wenger’in yarı finale kalması onu şu anda dünyanın en iyi teknik direktörü konumuna getirir mi? Wenger’in bundan çok daha güçlü kadrolarla 10 sezon boyunca hiç yarı final oynamayı başaramadığını hatırlarırım.



Kağıt üzerinde kalanlar içerisinde şu an en güçlü takım Barcelona gibi görünüyor. Her ne kadar güzel top oynasalar da memleket ve site dahilinde o kadar çok Barcelona ve Ronaldinho’ya methiyeler düzülüyor ki artık ikisine karşı da sempatimi yitirdim. İsterim ki kelimenin en hafif tabiriyle Barcelona insanları hayal kırıklığına uğratsın.



P.S: Bu yazının yorum bölümü Barça ve Ronaldinho’yu övme yeri değildir, boşuna “Ronaldinho süper futbolcu, bakın yazıyorum milan savunmasını madara edecek” diye yorumlar yazmayın hiçbirini onaylamayacağım. Bu görüşler için lütfen forumu kullanın.

Hiç yorum yok: