İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

27.11.2007

Euro 2008 Elemeleri Bitti

İsviçre ve Avusturya'nın ortaklaşa düzenleyeceği Euro2008 turnuvasının elemeleri bitti. 16 Ağustos 2006'da başlayan elemeler, 24 Kasım 2007 gecesi oynanacak Sırbistan-Kazakistan maçıyla sona erecek ve ev sahibi iki takımın yanında elemeler katılacak olan on dört takım belirlenmiş oldu. Bu yazıda gruplara tekrardan bakmaya ve göze çarpanlara bakmaya çalışacağız...

A Grubu'ndan başlayalım. Sekiz takımın bulunduğu tek gruptu A Grubu. 2006 Dünya Kupası'nın dördüncüsü Portekiz'in yanında, gruplarda elenen iki takım Polonya ve Sırbistan, onların yanında Avrupa'nın önemli takımlarından Belçika ve yükseliş trendinde olan Finlandiya. Kazakistan, Ermenistan ve Azerbaycan da grubun ''etkisiz elemanları'' olarak yer aldılar. Gruba iyi başlayan Finlandiya oldu. Diğer tarafta ise favori Portekiz kötü başladı. Polonya istikrarlı giderken, Belçika da beşinciliğe doğru yol almaya başladı. Portekiz elemelerin ikinci yarısında ağırlığını koydu ve toplamda sadece bir maç kaybederek ikinciliğe çıktı. Polonya da istikrarlı bir çizgide ilerleyerek grubu zirvede bitirdi. Finlandiya son beş maçında bir galibiyet alabildi ve üçüncü bitirdi. Yeniden yapılanan takımlardan Sırbistan dördüncü, Belçika beşinci bitirdi. Bu gruptan gelen en tehlikeli takım Portekiz gibi gözüküyor. Yaş ortalaması düşük olan Polonya, büyük turnuvalarda son dönemlerde başarılı olamıyor ve bir yenisine daha tanık olabiliriz. Diğer tarafta ise son Avrupa Şampiyonası finalisti ve Dünya Kupası yarı finalisti Portekiz var. Savunmada Ricardo Carvalho-Andrade-Fernando Meira üçlüsüne sahipler. Ortada Maniche-Costinha, hücuma doğru Cristiano Ronaldo-Deco-Quaresma-Simao fantastik hücum gücüne sahipler. İleride Postiga veya Nuno Gomes oynayacak. '86 doğumlu Miguel Veloso-Joao Moutinho-Nani üçlüsü de arkadan geliyorlar. Kısacası, Portekiz'in önümüzdeki şampiyonada ileriye doğru bir adım daha atması hiç de zor görünmüyor. Lider Polonya'nın kadrosunda ise pek bir değişiklik yok Dünya Kupası kadrosundan. Hücumda Zurawski-Raziak, orta alanda Smolarek-Krzynowek isimleri göze çarpıyorlar...

B Grubu'nda heyecan son maçlar öncesinde bitti. Dünya Kupası'nda çeyrek final oynayan altı Avrupa takımından üçü bu grupta buluştular: İtalya, Fransa ve Ukrayna. Zidane sonrası Fransa elemelere iyi başladı ve iyi devam etti. Ukrayna ise bir türlü istikrarı sağlayamadı. Gruptaki ikincilik mücadelesi İskoçya ile İtalya arasında geçti. Dünya Şampiyonluğu sonrası fazlaca rehavete kapılan İtalya, karşısında fazlaca istekli bir İskoçya buldu. Son iki maça kadar iki mağlubiyetle avantajlı olarak giden İskoçya, önce Gürcistan deplasmanında kaybetti ve avantajı İtalya'ya bıraktı. Final niteliğindeki maçta kendi evlerinde İtalya'ya son dakika golüyle yenildiler -ki beraberlik de işlerine gelmiyordu-. Dünya Şampiyonu İtalya, turnuvaya Dünya Şampiyonu yıldızlarının yanına gençleri de ekleyerek gidiyor. Cannavaro'nun yanında Grosso, Oddo, Zambrotta'ya sahipler, Juventus'lu Chiellini'nin performansı da umut veriyor. Orta alanda Pirlo-Gattuso ikilisinin yanında Perrota, De Rossi ve Camoranesi de eklenebilirler. Hücumda ise Iaquinta, Gilardino, Del Piero, Rosina, Luca Toni son derece etkili silahlar.... Fransa cephesine bakıyoruz. Savunmada; Evra, Gallas, Abidal'in yanına Mexes ve Sagnol gibi önemli isimler eklenebilir. Orta alanda; Patrick Vieira'ya sahipler. Arsenal'li Flamini tam bir görev adamı. İleriye dönük olarak kendilerini çok geliştiren Samri Nasri ve Hatem Ben Arfa var. Franck Ribery ve Florent Malouda da unutulmamalılar. Forvette ise dünyanın bir numarası Thierry Henry'nin yanında David Trezeguet, Nicolas Anelka ve Karim Benzema gibi alternatifler mevcut...

Milli Takımımız'ın da yer aldığı C Grubu'na gelelim. Elemelerin en vasat grubuydu dersek abartı olmaz herhalde. Son şampiyon Yunanistan, Türkiye ve Norveç'in ilk iki için yarıştığı grupta Bosna'nın dördüncü, Macaristan'ın beşinci, Moldova ve Malta'nın da sona yuvarlanacakları baştan belliydi. 12 maçta 10 gol yiyen Yunanistan, rakiplerinin son derece vasat olmasından faydalanarak rahat bir şekilde zirveye çıktı. Elemelere iyi başlayan ancak Malta, Moldova ve Bosna deplasmanlarından iki puan çıkarmayı başarabilen Türkiye, kendini bir anda üçüncülükte buldu. Yunanistan-Türkiye maçları dışında sadece bir maç kaybeden Norveç, final niteliğinde olan maç öncesi Türkiye'ye karşı büyük avantajla çıktı karşılaşmaya. Öne de geçmelerine rağmen kaybettiler ve ikincilik de Türkiye'nin oldu. Finallere giden Yunanistan-Türkiye ikilisinde başarı beklemek bence çok zor. İkinci Türkiye, böylesine vasat bir gruptan çıkmayı son anda başardı ve gelecek için de hiçbirşey vaad etmiyor. Yunanistan'ın ise kadro derinliği yok ve şampiyon kadrodan sadece iki kişi değişmiş durumda. Futbolda değişim olmadan gelişim olması epeyce zor. Önemli hücum silahları Georgios Samaras, Angelos Charisteas, Theofanis Gekas ve Amanatidis. Savunmada ve orta alandaki silahları ise sertlikten başka birşey değil. Stelios, Karagounis, Katsouranis, Basinas'lı orta alan hiç iç açıcı değil... Türkiye'nin ise savaşçı gözüken bir kadrosu var ama bir türlü istikrarı sağlayamıyor. En önemli isimler yurtdışında kariyer yapan futbolcular: Hamit Altıntop, Yıldıray Baştürk, Nihat Kahveci, Halil Altıntop, Emre Belözoğlu. Bu futbolcuların performanslarını sergileyememeleri durumunda bir B planı yok...

D Grubu'ndan çıkanlar hiç de sürpriz olmayan bir şekilde Çek Cumhuriyeti ve Almanya. İrlanda başlarda biraz zorlasa da açık ara kaybetti. Slovakya, Galler ve Kıbrıs Rum Kesimi de sıralandılar. San Marino da sıfır çeken üç takımdan biri oldu. (Andorra, San Marino ve Faroe Adaları) Finalleri garantileyen ilk takım olan Löw'ün Almanya'sı turnuvanın favorilerinden biri olarak gözüküyor. Dünya üçüncüsü takımın savunması aynen duruyor. Serdar Taşçı gibi iyi bir yedeğe de sahipler. Orta alanda Bastian Schwensteiger, Tim Borowski, Hitzlberger, Khedira, Hilbert, Kehl son derece derin bir kadroya sahipler. Hücumda ise Miro Klose'nin yanında Lukas Podolski, Mario Gomez, Kevin Kuranyi alternatiflerine sahipler. Son derece geniş bir kadrosu olan Almanya da turnuvada en azından yarı final oynayabilir gibi gözülüyor... Yeniden çıkışa geçmeye çalışan Çek Cumhuriyeti'nin kadrosuna göz atalım: '80 doğumlu David Rozehnal ve Zdenek Grygera'nın parladığı savunma hatları var. Hücuma dönük olarak Jaroslav Plasil ve Tomas Rosicky isimlerine sahipler. Forvette ise muhteşem ikili Jan Koller ve Milan Baros varlar. Hepsinden önemlisi, Çek Cumhuriyeti her zamanki gibi çok savaşçı bir takıma sahip. 12 maçta sadece 5 gol yiyen üç takımdan biriler (Fransa, Hollanda ve Çek Cumhuriyeti) ve bunların içinde en fazla gol atan takım (27) durumundalar...

E Grubu, elemelerin en çekişmeli grubuydu. Son üç büyük turnuvaya ilk turda veda eden Hırvatistan, son dönemin sürekli hayal kırıklığı İngiltere, Guus Hiddink'i takımın başına getiren umutlu Rusya ve patlamaya hazır İsrail ilk dörde girmeye aday takımlardı. Gruba iyi başlayan ve son maçlar öncesinde yerini garantileyen Hırvatistan oldu. Elemelere kötü başlayan İngiltere, iyi başlayanlar ise Rusya ve İsrail idiler. İsrail'in nefesi yetmedi ve aradan çekildiler. Son iki maça girilirken Rusya ile İngiltere arasında müthiş bir çekişme vardı. Rusya, İsrail'e kaybedince avantaj İngiltere'ye geçti. İngiltere ise hakemlerin müthiş katkısına rağmen Hırvatistan'a içeride mağlup olmayı başardı ve eline geçen fırsatı adeta zorla Rusya'ya verdi. İngiltere finallere gidemediği için kendinden başka kimseyi suçlayamaz. Grubu rahat lider bitiren Hırvatistan'ın kadrosuna bakalım: Tecrübeli bir savunma hattına ve Manchester City'nin genç sağ beki Corluka'ya sahipler. Orta alanda Bremen'li Vranjes, Betis'li Babic varlar. Hücuma dönük olarak ise Portsmouth'un parlayan yıldızı Nico Kranjcar ve Schalke'nin müthiş genci '88 doğumlu Ivan Rakitic kadroda. Forvette üç müthiş isim; Ivica Olic, Mladen Petric ve Arsenal'li Eduardo da Silva. Hırvatistan'ın bu genç takımıyla finallerde çeyrek finalden öteye gidebileceğini sanmıyorum, açıkçası. Ancak; '98 Dünya Kupası'ndaki gibi harika bir Hırvatistan geliyor ve bu harika bir haber... Rusya'da ise forvetler dışında pek göze batan bir isim yok. Sevilla'lı Alex Kerzhakov ve Lokomotiv Moscow'lı Dmitri Sychev turnuvada parlamaya adaylar. Teknik direktör Guus Hiddink faktörünü de unutmamak gerekir. Rusya, teknik kapasitesi sınırlı olsa da sonuna kadar savaşan bir takım ve finallerde de pes etmeyecekleri kesin...

F Grubu'ndan finallere giden takımlar İspanya ve İsveç. Elemelere iyi başlayan Kuzey İrlanda'nın nefesi ikinci bölüme yetmedi. Danimarka da içeride İspanya'ya mağlup olarak havlu attı. İspanya ve İsveç her zaman olduğu gibi elemelerde başarılı oldular. Şimdiki soru; her zaman olduğu gibi finallerde başarısız mı olacaklar? İsveç, son üç turnuvada sadece gruplardan çıkmayı başardı. İspanya da favori olarak gittiği turnuvalardan çeyrek finalin ötesini göremeden ayrıldı. Lider bitiren İspanya'nın kadrosuna bakalım: Savunmada tecrübeli Carles Puyol'un yanında Sergio Ramos ve Raul Albiol gibi iki kaliteli gence sahipler. Orta alanda Xavi-Iniesta ikilisinin yanında Cesc Fabregas ve David Silva parlayan iki genç. Hücumda David Villa, Fernando Torres ve Jose Antonio Reyes var. İspanya hiç fena bir kadroya sahip değil ve yarı final favorilerinden gözüküyor.... İsveç'in de pek değişik bir kadrosu yok. Zlatan Ibrahimoviç liderliğinde Freddie Ljungberg ve Kim Kallström gibi önemli isimlere sahipler. Defalarca söylediğim gibi, Ibrahimoviç'in liderlik ettiği bir takımın yukarılara gitmesi, ancak rakiplerin katkısına bağlıdır. 2004'teki gibi bir turnuva olursa İsveç'in şansı olabilir...

Son grupta da ilk iki için mücadele eden üç takım oldu: Hollanda, Romanya ve Bulgaristan. Hollanda ve Romanya ilk ikide yer almayı başardılar. Hollanda'nın savunmasını gençlere emanet ettiğini görüyoruz. Orta alanda Seedorf, Robben, van Bronckhorst gibi tecrübeli ve kaliteli isimlere sahipler. Forvette ise Ruud van Nistelrooy'un partneri olmaya aday isimler Ryan Babel, Dirk Kuyt, Klaas-Jan Huntelaar ve Vennegoor of Hesselink. Geçmiştekişlerin aksine genç ve istekli olan Hollanda takımı yarı finale gidebilir... Lider bitiren Romanya, Fiorentina'lı Adrian Mutu'nun etrafında kurulan ve son derece savaşçı olan bir takım. '90ların Romanyası hala bir adım ötede...

Son olarak da kur'alar öncesi açıklanan torbaları belirtelim: 1.torbada evsahipleri İsviçre ve Avusturya'nın yanı sıra Hollanda ve son şampiyon Yunanistan var. İkinci torbada İtalya, İsveç, Çek Cumhuriyeti ve Hırvatistan; üçüncü torbada Portekiz, Almanya, Romanya ve İspanya; son torbada ise Türkiye, Rusya, Polonya ve Fransa. Bu torbalar neye göre seçildi, merak ediyorum. İlk torbadaki takımlardan Hollanda dışındakiler FIFA sıralamasında ilk 10 içinde yer almıyorlar. Dünya sıralamasında 5.,6. ve 8. olan Almanya, İspanya ve Portekiz üçüncü torbadalar. Dünya dördüncüsü, son Dünya finalisti, '98 Dünya ve 2000 Avrupa şampiyonu Fransa da son torbadan giriyor.

Son söz olarak şahsi fikrimi de söyliyeyim: Favorim Portekiz. Gönlüm de Portekiz'den yana. Umarım İspanya'yla final oynarlar. İtalya yarı finale kalırsa sürpriz olur. Bu turnuvayla beraber yükselen takımların değişmesini bekliyorum. İtalya, Fransa, Hollanda ve İngiltere(ki zaten yok) gidecek ve yerlerine Portekiz, İspanya, Almanya ve hatta Hırvatistan parlayan takımlar olacaklar gibi gözüküyor...

Hiç yorum yok: