İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

21.09.2010

Madde madde Trabzonspor


BİR: Maçın sonucuna hiç şaşırmadım. Bu mağlubiyet Fenerbahçe maçında da gelebilirdi, Antalya maçında da. Trabzonspor Liverpool’u elese yine şaşırmayacaktım. Eleyecekmiş gibi yaptı, başaramadı. Manisa maçında –miş- gibi bir durum yaşandı ama olmadı. İlk yarım saatte yenecekmiş gibi yaptı, yıkıldı.

İKİ: Teo, Umut, Jaja, Yattara, Colman, Selçuk. Bu oyuncuların hangisi gol atsa kimse şaşırmaz. Demek ki neymiş, bol forvet, bol santrafor, bol gol demek değilmiş. Takım organizasyonu, futbolun gerçekten bir taktik ve sistem ürünü olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

ÜÇ: Bir Türk futbolu yanlışı daha. Takımınız ilk 4 ya da 5 haftada gelene 6 gidene 4 atıyorsa şampiyon olacağına inanıyor, bunu da 8 ay önceden açıklıyorsunuz. “Bu sene en büyük aday Trabzonspor, en iyi futbolu Trabzonspor oynuyor” gibilerinden klişe laflarla yazılar yazılıyor, yorumlar yapılıyor. Fener’e 3, Sivas’a 6 atan, Liverpool deplasmanında bile 2 gol yemeyen Trabzonspor, Manisa gibi ilk 4 haftada sıfır çeken takımdan Trabzon’da 3 gol yiyorsa hangi yorumu yapmak lazım?

DÖRT: Aslında yorum belli; bir Trabzonspor klasiğidir bu. Sezona iyi başlar, kendi kendini över. İlk haftalar bu şekilde bol gollü galibiyetler alırsa şampiyonum der. Diyelim tersi oldu, ya hocasını değiştirir ya da kongre yapar. Size yakın tarihten iki çıplak örnek. 2004-2005 sezonu başkan Atay Aktuğ, teknik direktör Şenol Güneş. Avrupa kupalarında Famagusta mağlubiyetinin ardından, içerde Manisa’ya 2-0 mağlup olan Trabzonspor’da Şenol Güneş daha 4.hafta görevi bırakıyor. Tam bir sene sonra, bu kez başkan Nuri Albayrak, teknik adam Lazaroni. Ligin 4. haftası istifa ettirilip ülkesine gönderiliyor. Budur.

BEŞ: Yönetim kurulundaki istifanın bu maçın sonucuyla hiç mi hiç alakası yoktur. Teofilo, asbaşkanının istifasına üzüldüğü için mi golü kaçırmıştır? Bu düşünceler, ‘Geçen hafta nasıl oluyor da 6 gol atan takım bu hafta kendi evinde 3-1 yeniliyor’ diye düşünüp işin içinden çıkamadığımızda cevap bulup sevindiğimiz cümlelerdir?

ALTI: Öyle ya da böyle maçın olayı sonucu değildir. Makukula’dır. Trabzonspor kendisine her gol atan adamı almak zorunda mıdır? Değildir, olmamalıdır. Ancak, nasıl oluyor da Makukula’yı Trabzonspor değil de Manisaspor transfer edebilmektedir? Futbolcu, parayı çok veren biraz da anlı şanlı bir yer olursa üçe beşe bakmaz, gider. Trabzonspor’da yöneticilik sonuç almadır. Trabzonspor’san, Makukula’yı istersin alırsın. Ronaldinho’yu istersin alamazsın. Yoksa bu işi muhtar Kazım dayı da yapar. O da istedik ama olmadı diyebilir pekala!

YEDİ: Manisa maçı Trabzonspor kazanını kaynatır. Trabzon’da herkesin bir hesabı vardır. Çünkü orası kulisler kentidir. Bu hesapların Kayseri maçındaki 1 golden daha önemli olmadığını bilmem yazmaya gerek var mı? Futbolcunun umurunda olmadığını da. Keşke Trabzon’da herkes en iyi anladığı işi yapsa!

SEKİZ: Kriz kelimesini sanki ilk kez duyar gibi olanlar çok şaşırıyor. ‘Her şey yolunda giderken nereden çıktı bu istifalar? Sanki Trabzonspor çok kurumsal, sanki Trabzonspor dünya kulübü. Asbaşkanı istifa etti diye futbolcusu krize giriyor, hocası demoralize oluyorsa vahh benim Trabzonspor’uma!

DOKUZ: Bursa Beşiktaş’ın eski sağbeki, Trabzonspor’un eski sol beki ve ön liberosuyla şampiyon olabildiğine göre, demek ki iş takım olabilmekte. Havan olmayacak, ‘Biz büyüğüz, Trabzonspor’uz, 6 şampiyonluğumuz var, 7 de Kenan Evren kupamız’ diye ortalıkta dolaşmayacaksın. Kulis, kriz, muhalefet üretip kendi kendinle kavga etmeyeceksin. Başarı üreteceksin. Hem de yeni. Onlarla varolacaksın. Yıl, 1977 değil!

Hiç yorum yok: