İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

10.08.2005

Sezon Preview - 2

Arsenal:Bu transfer sezonunun Avrupa’daki en büyük bombası kuşkusuz Arsenal kaptanı Vieira’nın 13.7M £’a Juventus’a gitmesi oldu. Çoğu otorite tarafından Emerson’la beraber dünyanın en iyi ön liberosu sayılan Viera’yı satın alan Juventus, artık bu iki isme de sahip ve demir gibi bir orta göbek oluşturmuş durumda. Arsenal’in kaybı ise çok daha fazla. Çünkü Vieira Arsenal için sahadaki performansının ötesinde çok daha büyük bir manevi değerdi. Takımın kaptanıydı, ruhuydu, her şeyiydi. Wenger’in, başarısız İtalya ve İspanya maceralarından sonra Ada’ya getirip birer birer yıldız yaptığı kırgın Fransızların en eskisi, en kıdemlisiydi. Uçak seyahatinde tanıştığı küçük çocuklara sadece imza dağıtmayıp, kendilerine cebinden Highbury’den VIP bileti ısmarlayacak kadar Arsenal ruhuna sahip çıkan bir oyuncuydu. Vieira’nın gidişi takımı o kadar derinden etkiledi ki Arsene Wenger 7 Ağustos’ta takımı sakinleştirmek için saatler süren bir toplantı düzenledi. Bu toplantıdan sonra basına konuşan Fransız futbol adamı, Vieira’nın gidişinin zor olduğunu, ancak bazen bu tür demirbaş oyuncuların gidişinin takımdaki gençlere ekstra motivasyon sağlayabileceğini ve sanılanın aksine itici bir güce dönüşebileceğini söyledi. Gerçekten de Vieira’nın gidişi, yeni transfer Hleb ve genç yetenekler Fabregas ile Flamini’nin önünü açmış olabilir. Ayrıca Vieira’yla hiç anlaşamayan sağ bek Lauren’ın da bu oyuncunun gidişine pek üzüldüğü söylenemez. Ancak öteki taraftan da kulüp Henry’le beraber en önemli oyuncusu olarak anılan bir ismi kaybetti.
Takıma bu sene katılan yegane oyuncu Belaruslu Aliksandr Hleb. Stuttgart’ta oynadığı heyecan verici futbolla Wenger’in gözüne giren ofansif orta saha oyuncusu, üstün tekniği ve hızıyla göze çarpıyor. Hazırlık döneminde de başarılı oyunlar oynadı.
Gidenler ise: Edu (Valencia, bedava), Jermaine Pennant (Birmingham City, £500,000), Stuart Taylor (Aston Villa, miktar bildirilmedi), Jeremie Aliadiere (Celtic, kiralık), Graham Stack (Reading, kiralık)
Tahminimce bu sezon çok daha farklı bir Arsenal izleyeceğiz. Formasından oyun stratejisine kadar yenilenmiş bir takım olacaklar. Vieira’nın yerine Hleb’in gelmesiyle kuşkusuz daha ofansif oynayacaklar. Acaba eski başarılarını yakalayabilecekler mi?

Aston Villa:
Gelenler: Patrik Berger (Portsmouth, bedava), Aaron Hughes (Newcastle United, miktar bildirilmedi), Stuart Taylor (Arsenal, miktar bildirilmedi), Kevin Phillips (Southampton, £1M)
Gidenler: Thomas Hitzlsperger (VfB Stuttgart, bedava), Stefan Moore (Queens Park Rangers, bedava), Stephen Cooke (Bournemouth, bedava), Darius Vassell (Manchester City, £2M)
Sadece gelenler-gidenler listesi bile durumun vahimliğini anlatmaya yeter. Bu sene yeniden yapılanmaya giden Villa, iyi, azimli, uzaktan şutlarıyla nam salmış genç Alman orta saha oyuncusu Hitzlsperger’i Stuttgart’a bedavaya kaptırarak zaten büyük bir hata yaptı. Tek İngiliz milli oyuncuları, iyi sprinter, kötü bitirici Vassell’ın da Man City’e 2M£’dan fazlaya satılması gerekirdi. QPR’a giden genç golcü Stefan Moore da ileride gerçekten kaliteli bir forvete dönüşebilir. Gelenlerden yaşı kemale ermiş bir Berger ne işe yarar bilinmez. Kevin Philips eski gol kralı. Geçmişini hatırlarsa 30 küsür yaşında hala iş yapabilir. Aaron Hughes ise her zaman savaşır ama Ali Eren gibidir, tekniği kısıtlıdır.
Bu kadrosuyla Aston Villa’nın bu sezon küme düşmeme savaşı vereceğine inanıyorum.

Birmingham City:

Geçen sezon Chelsea’den kiraladığı Forrsell’i beğenmiş olacaklar ki 3M£’a bonservisini aldılar. “Tüfek” lakaplı Uruguaylı Pandiani de benzer bir şekilde geçen sezon Birmingham’da kiralık oynuyordu. Onun bonservisini de aynı fiyatla kapattılar. Şüphesiz Dunn ve Gronkjaer destekli Forrsell, Pandiani, Heskey vurucu timi bu sezon çok can yakacaktır. Ancak savunmaları baş ağrıtacak gibi. Bir tek Matthew Upson bu takımı kurtaramaz. Gronkjaer, Savage ve Dunn’ın yanına Arsenal’den disiplinsiz tavırları (2 kez alkollü araç kullanmaktan hapse girmişti) nedeniyle dışlanan genç süper yetenek, Jamaika asıllı İngiliz sağ kanat oyuncusu Jermaine Pennant’ı da 500 000£’a bence bedavaya kapattılar.
Kaldı ki gayet vasat oyuncular olan Darrem Carter’ı WBA’na 1.5M£’a, Robbie Blake’i ise Leeds’e 800 000£’a gayet iyi kakaladılar.
Kısacası, zaten bütün bu yukarıda saydığım isimlere ilaveten Savage, Melchiot gibi kaliteli oyunculara sahip olan Birmingham, kaliteli ve güçlendirilmiş kadrosuyla UEFA’yı zorlayacaktır. Özellikle de Forrsell’e dikkate etmenizi öneririm. Sakatlıklarından tam olarak kurtulduğu ve düzenli bir şekilde ilk 11’de başladığı takdirde bu sezonun flaş isimlerinden biri olabilir.
Blackburn:
Bıraktığımız sezonda genç ve savaşçı kadrosuna rağmen küme düşmeme mücadelesi veren Blackburn, bu sezon kadrosunda önemli değişikliklere gitmedi. Menajer Mark Hughes, yönetimden gelen 30M£’luk para enjeksiyonunu uzun vadede değerlendirmek istediğini söyledi. Ancak bu açıklamasından sonra, Newcastle’dan sorunları nedeniyle dışlanan, yetenekli fakat hırçın ve disiplinsiz forvet Craig Bellamy’e 5M£ sayması hoş kaçmadı. Kaldı ki geçen sezon takımın en çok göze batan oyuncularından olan Jonathan Stead’i de 1.8M£ gibi absürd bir paraya Sunderland’e sattılar. Nils-Eric Johansson da bence bedavaya bırakılacak bir oyuncu değildi.
Bu sezon yine Emerton ve Friedel insanüstü oynayacaklar ancak bu çabaları bence Blackburn’ü kümede tutmaya yetmeyecek.
Bolton:
2004-2005 sezonunun flaş takımlarındandı Sam Allardyce yönetimindeki Bolton. O savaşçı ruha sahip takımı bu sene de korudular ve özellikle büyük sıkıntı çektikleri forvet bölgesine yerinde takviyeler yaptılar. Geçen sezon kiralık oynattıkları çalımcı Senegalli El-Hadji Diouf’un bonservisini Liverpool’dan almaları olumlu. Bir de Brezilya’ya kaçırdığı penaltıyla ve yakışıklılığıyla genç kızlarımızın gönlünde taht kuran Meksikalı golcü Borghetti’yi aldılar. Borghetti kuşkusuz iyi oyuncu. Yalnız Latin Amerikalıların İngiltere’ye uyum sağlamada büyük sorun çektikleri aşikar.
Efsanevi İspanyol stoper Fernando Hierro emekliye ayrıldı. Julio Cesar’ı ve Vincent Candela’yı da bedavaya bıraktılar. Bu oyuncular önemli birer kayıp olmayacaklardır. Okocha maestroluğundaki Bolton eğer geçen sezonki havasını yakalayabilirse, biz izleyicilere yine zevkli maçlar izletecek, kim bilir, belki de UEFA kupasına uzanacaktır.

Hiç yorum yok: