Son yılların en heyecanlı zirve mücadelesine sahne olan
Şampiyonluk yarışında adı zikredilen takımlardan Valencia ve Sevilla’nın diğer rakiplerine oranla biraz sıkıntısı var. Avrupa Kupalarında mücadelelerini sürdüren bu iki takım her iki kulvarın yoruculuğu karşısında, kendilerinden beklenen performansı gösteremiyorlar. Sevilla bu hafta eline kadar gelen liderlik fırsatını, tam anlamıyla elinin tersiyle itti ve ikinci sırada kalmayı sürdürdü. Bir gün önce Barcelona’nın üç puan kaybetmesiyle liderlik hayali kuran Sevilla bu yıl birçok kez tekrarlandığı gibi bu fırsatı değerlendiremedi. Tabi bunda UEFA kupası mücadelesinin takım üzerinde olumsuz etkilerini de görmekteyiz. Rakiplerine oranla daha tecrübesiz diyebileceğimiz Sevilla kadrosu şampiyonluk stresini uzun süredir yaşıyor ve bu nedenle de ne geçen sezonun ikinci yarısındaki ne de bu sezonun ilk yarısındaki performanslarını gösterebiliyorlar. Sevilla’da yıldız dediğimiz oyuncular da bu sezon bu dönemlerde takımı zor durumdan kurtaracak performansı tam anlamıyla gösteremiyorlar. Mamafih, Sevilla takımı bu sorunlarına rağmen ligde ikinci, UEFA kupasında çeyrek finalde ve Kral Kupasında da yarı finalde. Üç kupayı da kazanabilme umutlarını sürdürüyorlar. Bunu da göz ardı etmiyoruz elbette.
Barcelona’nın, Zaragoza deplasmanından puansız dönmesi ise bence Barca için çok da kötü bir netice değildi. Deplasmanlarda zaten başarılı olamayan Barcelona için bu deplasmanda bir puan alınabilse belki şampiyonlukta en önemli viraj aşılmış olacaktı ama bu gerçekleşmedi. Kalan maçları diğer rakiplerine nispetle daha kolay olan Barcelona’nın şampiyonlukta puan olarak önde olmanın dışında bu anlamda da avantajlı olduğunu söylemeliyiz.
Barcelona, Sevilla ve Valencia’nın puan kayıpları yaşadığı haftanın en şanslılarından biri Real Madrid’di kuşkusuz. Uzunca süredir kaybetmeyen Real dün gece de Osasuna karşısında belki de bu sezon ki en iyi iç saha performanslarından birini göstererek 2-0 galip geldi. Bu galibiyet onları Barcelona’nın bir, Sevilla’nın ise iki puan arkasına getirdi. Beğenmediğimiz Real artık zirve yarışının tam olarak ortağı durumuna geldi. Bundan sonra işleri daha zor olacak, çünkü artık onlar da göz önünde.
Şampiyonlar liginde Chelsea ile yarı final için karşılaşacak olan Valencia ise ligde kalmak için tüm çabasını sarf etmek zorunda olan Athletic karşısında, beklendiği üzere konstrasyondan yoksundu ve istediğini alamadı. Kazanmış olsalar her şey çok iyi olabilirdi. Valencia takımının dikkatini şampiyonlar ligine verdiğini rahatlıkla görebiliriz.
Barcelona’yı yenerek zirveye yeniden şekil veren Zaragoza ise bu hafta 4. sıraya yükseldi. 7 haftadır kaybetmeyen Zaragoza takımı da acaba şampiyon olabilir miyiz? Sorusunu kendilerine sormaktalar. O olmasa bile ş.ligi hedefinin içindeler ve bunu başarmak istiyorlar. Aimar’lı, D’Alessandro’lu, Gabi ve Diego Milito’lu çok renkli ve sempatik bir takım, Zaragoza takımı. Onları orada görmek güzel olur sanırım ama ş.ligini istiyorlarsa 4. olmak yetmeyebilir bu yıl. Çünkü 1999-2000 sezonunda bu hedefi yakalamış olmalarına rağmen UEFA’ya gitmek zorunda kalmışlardı. Bunun nedeni de ligi 63 puanla 4. bitirmelerine rağmen, 62 puanla 5. olan Real Madrid’in o sezon şampiyonlar ligi şampiyonu olması yüzünden İspanya Futbol Federasyonu Zaragoza’yı değil, Real Madrid’i şampiyonlar ligine göndermişti. O yüzden bu yıl da Valencia’nın kendilerine aynı problemi yaşatma ihtimalini göz önünde bulundurarak ligi ilk üçte bitirmeyi hedefleyeceklerdir(Tabi bu arada Liverpool’a yapılan İspanya Futbol Federasyonu için de örnek teşkil edebilir).
Haftalardır yaşadıkları kayıplarla şampiyonluk yarışından kopan, ş.ligi işini de hayli zorlaştıran hatta UEFA kupası bari gitse dediğimiz Atletico bu kez deplasmanda Villarreal’i mağlup ederek zirvede yaşanan puan kayıpları sonrası hedeften kopmak için henüz erken, şampiyonluk pek mümkün görünmeyen bir hedef olsa bile şampiyonlar ligine ulaşmanın mümkün olduğunu anlamış bulunuyorlar. 47 puandalar ve ş.ligi sınırının sadece 3 puan gerisindeler. Tabi arkalarında da, 2 ve 3 puan gerilerinde kendilerini UEFA sınırından aşağı atmak için iştah kabartan Recreativo ve Racing takımları var. Atletico’da kalan haftalarda zirvede olan takımlardan sadece Barcelona ile karşılaşacak bu bir avantaj. Bunu değerlendirmeleri gerekiyor.
Aslında bu yazıyı oturup onlara ayırmak gerekecekti. Bunu bir başka yazıya bırakalım deyip, kendilerinden kısaca bahsetmek istiyorum. Kimden mi? Tabiî ki Racing Santander’den. Geçen sezon düşer dediğimiz ama düşmeyen, bu sezon da düşmeme mücadelesi verir dediğimiz ne var ki ligde kalma değil de UEFA kupası mücadelesi veren Santander takımı gerçekten alkışı hak ediyor. Miguel Angel Portugal bu yıl ismi en üstlere yazılması gereken birkaç isimden biri. Santander bu yıl en az yenilen takımlardan biri. Deplasmanda bile çok zor yeniliyorlar. Son 12 maçında sadece Nou Camp’da kaybettiler. Bu hafta da Sevilla deplasmanından puanla döndüler. İki hafta önce de Valencia’yı deplasmanda devirmişlerdi. Bu hafta karşılarında Real Madrid olacak. Yani zor maçları bile neredeyse kayıpsız kapatıyorlar. Bu süreci uzatabilirlerse sezon sonunda büyük bir sürprize imza atabilirler. Ben tebrikler Santander diyorum, şimdiden.
Ligin zirvesi hayli heyecanlı geçerken, alt sıralarda da hummalı bir yarış var. Haftaya 18. sırada giren Athletic, Valencia galibiyetiyle 16. sıraya yükseldi. 29 puana ulaşan bir başka takım ise Levante oldu. Betis’i konuk eden Levante alması gereken üç puanı alamadı. İyi gittiklerini söyleyemeyiz. Düşen takımlar arasında isimlerinin olması muhtemel görünüyor. Celta ise Recreativo karşısında 75. dakika beraberliği bulmasına rağmen son beş dakika üç gol yiyip, bir gol atıp maçı 4-2 kaybetti. 27 puanları var ve bir türlü sonuca gidemiyorlar. Birkaç hafta içinde tekrar ümitlenen Sociedad ve Nastic ise yeniden kaybetmeye başladılar. Her iki takım da 21 puandalar. Nastic, Deportivo deplasmanından puansız dönerken, Sociedad da Espanyol karşısında 1-0 mağlup oldu. Yine de umutlarını yitirmiyorlar çünkü Celta, Levante ve Athletic de puan kayıpları konusunda oldukça cömert davranıyorlar.
Ligde kalma savaşı bu beş takım arasında sürecek gibi görünüyor ancak ardı ardına alabilecekleri kötü sonuçlarla Betis, Osasuna ve Mallorca gibi takımlar da bu sıkıntıyı yaşayabilirler ancak şu an ki durumlarıyla bu zor olur. Betis ve Mallorca alacakları birkaç iyi sonuçla ligi bitirmeyi bekleyecekler. Osasuna için ise malum UEFA kupası mücadelesi sürüyor. Ligde orta sıra takımları Deportivo ve Getafe ise kupada final arzusundalar. Tüm konsantrasyonları o yönde. Villarreal bu hafta kazanabilmiş olsaydı UEFA yarışına isimlerini ekleyebileceklerdi ama olmadı. Haftayı galip bitirenlerden Espanyol da UEFA kupasında Benfica maçına kilitlenmiş durumda.
Son olarak haftanın takımı diyelim;
Kalede; Santander’den Tono
Savunmada; Real Madrid’den Sergio Ramos, Zaragoza’dan Gabi Milito, Athletic’den Sarriegi ve Racing’den Ruben.
Orta Sahada; Zaragoza’nın Arjantinlilerinden Aimar, Mallarco’dan İbagaza, Atletico’dan Agüero ve Celta’dan Canobbio.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder