Bundan tam 105 yıl önce, 26 Nisan 1902’de, eski bir futbol kulübü olan Newton Heath, sahne ismini Manchester United olarak değiştirdi. O güne dek maçlarını Bank Street’te oynayan takıma, bu saha artık yetmez olmuştu. Kulübün finansal açıdan toparlanmaya başladığı günlerde, İskoçya’daki Hampden Park ve Ibrox Stadium’un da mimarı olan İskoç mimar Archibald Leitch’e, ayakta 100.000 seyirci kapasiteli bir stat sipariş edildi. Ancak sonradan, bu kapasitedeki bir stadın, en azından şimdilik gereksiz olduğuna karar verildi ve 80.000 seyirci kapasitesi daha uygun bulundu. 1909 yılında yapımı tamamlanan Old Trafford’daki ilk maç United ve Liverpool arasındaydı. Maçın sonucu ise bir açılış maçına yaraşır cinsten değildi. Çiçeği burnunda ev sahibi, Liverpool’a 4-3 yenilmişti.
Bu talihsiz açılışın ardından, United’ın başına gelen ikinci ve belki de en büyük talihsizlik, Old Trafford’ın 2. Dünya Savaşı’nda Almanlar tarafından bombalanması oldu. 1941 ve 1949 yılları arasında çimlerine futbol uğramayan ve farelere ev sahipliği yapan stadın bakımı aşamasında kırmızı şeytanlar, manevi ve özellikle de maddi anlamda yıkıldılar. Onların imdadına koşanlar ise, ezeli rakipleri, şehrin bir diğer yakasındaki mavili Manchester Cityliler oldu. İki takım, City’nin o dönemki stadı Maine Road’da, yaklaşık 10 yıl boyunca göz göze, diz dize maçlara çıktılar.
Bu olay, 90’lı yıllarda değişik esprilerin odağı haline geldi. Doğu Almanya topraklarında büyüyen ve 1994’te Manchester City’e geldiğinde kimseciklerin tanımadığı Uwe Rösler, attığı gollerle takımı sırtlayınca, taraftarın gözbebeği olmuştu. Üstlerinde, “Uwe’s granddad bombed Old Trafford” yazan t-shirtler giyen City taraftarları, bir yandan Alman topçularını bağırlarına bastılar, bir yandan da şehrin kırmızı yakasına çok içten selamlarını yolladılar. Rösler’in dedesinin bu işte parmağının olup olmadığı ise hâlâ merak konusu.
Old Trafford’ın dört tribününün isimleri ise şöyle: United Road Stand, Scoreboard End, South Stand ve tabii ki de Stretford End. “Tabii ki de” diyorum çünkü resmi adı sonradan West Stand olarak değiştirilen, ancak hala stadın batısında kalan kasabanın ismiyle tanınan Stretford End, United’ın en ateşli taraftarlarının tribünü. Rivayete göre eskiden Stretford End taraftarlarının sesi, bir Jumbo Jet’in kalkış anında çıkardığı sesten daha yüksekmiş. Ancak sonradan buraya ailelerin gelmesi için bir bölüm yapılmış. Bu yüzden şimdiki Stretford End eskisine oranla daha az gürültülü.
Stretford End tribünününde taraftarların pankartlarını koyabilecekleri bölümler var. Ancak 2005 Ağustosunda pankartlar kaldırılmıştı. Kaldırılmalarının görüntüdeki sebebi stattaki tadilattı. Asıl sebep ise Unitedlı taraftarların Glazer’a tepkisiydi. Fakat tabii ki de pankartlar sonradan geri geldi. İşte pankartlardan bazıları:
Stretford End’in kendi kralları da var. Unitedlılar’a göre sadece Denis Law ve Eric Cantona krallık statüsüne yükselebilmişler. Denis Law’ın krallığa layık görülmesinin sebebi kırılması güç gol rekoru, Cantona’nınki ise sahadaki havası ve karizmasıymış.
Stretford End, ayrıca United’la ilgili istatistiklerinin bulunduğu The Website of Dreams’in bilinen adı. (www.stretfordend.co.uk). United maçları ve oyuncularıyla ilgili yaklaşık 12.000 sayfalık bilgiye sahip site, 2006 yılında Manchester United’ın resmi sitesinin resmi istastistik kaynağı oldu. Ayrıca bu site, takımın engelli taraftarlarına ve Unicef’e yardım amaçlı kurulan iki dernek için de bağış topluyor.
Sitenin istatistiklerine göre, ironik bir şekilde, Old Trafford tarihindeki 76.962 seyirci rekoru bir United maçında değil, Wolverhampton Wanderers ve Grimsby Town takımları arasında oynanan 1939 FA Cup yarı final maçında kırılmış. 1941 ve 1949 yılları arasında yapılan düzenlemelerle, kapasitesi 76.212 olarak belirlenen Old Trafford’ın, United maçı rekoru ise geçtiğimiz Mart ayında Blackburn Rovers maçında 76.098 seyirci ile kırıldı.
Tarihi statla ilgili verilmesi gereken birkaç ilginç detay var. Hava şartlarıyla başı dertte olan Old Trafford’ın altında, buzlanmayı önlemesi amacıyla 23 millik sıcak su boru hattı bulunuyor. Stat, 1967 yapımı, Albert Finney’in Charlie Bubbles adlı filmine ev sahipliği yapmış. Ayrıca holiganizmi önlemek amacıyla koruyucu tellerin kullanıldığı İngilteredeki ilk stat ve UEFA’dan 5 yıldız almayı başaran da ilk stat. Yanlış hatırlamıyorsam geçtiğimiz kış, Old Trafford’ın üstü buz tutmuştu ve kulüp, stadı buz pateni pisti olarak pazarladı. Umarım atmıyorumdur. Resmi web sitesinde böyle bir reklâm gördüğümü hatırlıyorum.
Ölümsüzleştirdiği isimler, unutulmaz maçlar ve sadık taraftarlarıyla, Premier Lig’in Premier kulübünün adeta bir mabeti haline gelen Old Trafford’ın çimleri dilerim hiç solmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder