Merhaba sevgili ortakafagol okurları. Uzun zamandan sonra scout köşesinde yeni yazımla karşınızdayım. Son dönemde yerel liglerin hepsi sona eriyor. Liglerden bir çok şampiyon çıkıyor ve şampiyonluk kutlamaları çoğunda göz kamaştırıyor. Bende bu yazımda size şampiyonluğun belli olduğu günde olanları yazacağım. Genelde bu köşede böyle yazılar yazmam ama şampiyonlar belli olduğu için böyle bir yazı yazmaya karar verdim.
Şampiyonluk günü gelir çatar. Sabah kalktığınızda bir heyecan vardır içinizde. Acaba olacak mı? Bu akşam gönlümü paylaştığım takım ipi göğüsleyecek mi? Aynı renkler için istekte bulunduğum futbolcular bunu başarabilecek mi? Yoksa yarın okulda, işte, kahvede, cafede, arkadaş ortamında, msn’de ve bunlar gibi daha birçok yerde arkadaşlarım benle dalga mı geçecek?
Saatler yaklaşırken maça doğru heyecan kat sayınız git gide artar. Artık maç başlasın diye dakikaları saymaya başlarsınız. Saatinize bakarsınız maça bir saat vardır. Biraz süre geçtikten sonra çok zaman geçtiğinizi zannedersiniz bir daha saatinize bakmaya karar verirsiniz. Bakarsınız hala bir saat vardır. Sağlam bir hayıflanma yaşarsınız.
Oyuncularınız sahaya çıkar. O gün formalar gözünüze daha da bir renkli daha da bir canlı gelir. Her şey daha da değişik gelir size. Pankartlar, dövizler daha da anlamlıdır. Taraftarın söylediği şarkılar daha da yüksek sesle gelir kulağınıza. Oyuncuların yüzüne bakarsınız. Yüzünüze savaşçı gibi görünürler. Çok hırslıdırlar başladıkları gibi rakibi mağlup edeceklermiş gibi görünür gözlerinize.
Maç başlar sonunda. Allah’ım şükür sana dersiniz. Sonunda başlar maç. Şampiyonluğa her dakika daha da yaklaşıyorsunuz. Heyecanınız sürekli artıyor, kalbiniz daha da fazla çarpıyor, en ufak bir engelde kalp krizinden öleceksiniz gibi gelir. Maç sonuna doğru artık öleceğinize kesin karar verirsiniz. Çünkü en ufak bir engel sizin öldürür. O kadar yaklaşmışken o kupanın bir kulbundan da siz tutuyormuşsunuz gibi gelir.
Artık sonlar geliyor. Saniyeler geçmek bilmiyor. ‘’Bitir şu maçı artık be hocam!’’
haykırışları ortaya çıkmaya başlar. ‘’ Daha ne uzatıyorsun be hocam. ‘’Bitir de rahatlayalım bitir de kutlamaya başlayalım’’. ‘’ Bitir de kurtulalım şu eziyetten bitir de bu gece rahat rahat bir uyku uyuyalım’’.
Son düdük sonunda çalar. O düdüğü duymayı dakikalar boyunca hayal edersiniz. Gerçekten çaldığında da gerçek değil sadece bir yanılsama olduğunu düşünürsünüz. Ama sahaya gözünüzü bir çevirirsiniz ve bayramı görürsünüz. Bayrak alıp koşanlar, taraftarla bütünleşenler, birbirine sarılanlar. Tam bir bayram yeridir. Bütün sorunlar biter. Her şey son bulur artık. Dünyadaki bütün kötülükler biter sizin takımınızın bayramı başlar.
Eve gidersiniz her televizyon kanalı takımınızın kutlamasını canlı yayınlar. Zevkiniz daha da artar. Bir an önce o gecenin bitmesini ve o sizle dalga geçme potansiyeli taşıyan kişileri görmek istersiniz.
Maç bittikten sonra hemen telefonunuza sarılırsınız. Kafanızdaki şey en çok değer verdiğiniz en çok sevdiğiniz kişiyi aramaktır. Bir çalar hemen açmasını istersiniz ikinci çalış gelir korkarsınız ama o sesi duyduğunuzda rahatlamaya başlarsınız. Çünkü en sevdiğiniz takım şampiyon olmuştur ve en çok sevdiğiniz kişiyle telefondu konuşuyorsunuzdur.
Evet sevgili okurlar bu şampiyonluk kutlamaları herkes için farklılık gösterebilir. Unuttuğum veya size ters gelen şeyler olabilir. Bu yazıyı sadece kendi hissettiklerimi aktarmak için yazdığımı göz önünde bulundurmanızı istiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder