İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

10.06.2007

Unutulmaz Bir Gece

O iki maçın 90. dakikalarında olanlar olmasa, bugünkü yazımın başlığı başka olacaktı. Her neyse ki Raul Tamudo ve Nistelrooy son dakikada attıkları gollerle hem Messi’yi, hem maçın hakemlerini kurtarmış, hem de Barcelona’nın tarihe “kirli” olarak geçecek şampiyonluğunu da bu şekilde engellemiş oldular.

37. haftanın bu kadar heyecanlı geçeceğini düşünmemiştim hiç. Real Madrid’in kazanamayacağını, Barcelona’nın Espanyol karşısında işinin çok zor olduğunu falan düşünüyordum elbette ama bunun bu denli karmaşık, zevkli ve de dramatik olabileceğini hiç düşünmemiştim. Zirvede müthiş şeyler olurken ligde kalma mücadelesinde de Celta’nın sürpriz galibiyeti ve yine Betis’in şok yenilgisi son haftada düşme hattını da bir başka hale soktu.

Zaragoza’da ve Barcelona’da oynanan maçlar gerçekten sıra dışıydılar. Her iki kentte de gollerin aşağı yukarı aynı dakikalarda gelmiş olması işin tadını bir başka hale getirdi. Önce Barcelona, Espanyol karşısında 1-0 yenik duruma düştü. Real Madridliler tam sevinirlerken, penaltıdan Zaragoza’da Real karşısında öne geçti. Devre biterken de Messi’nin Maradona’nın gerçek veliahtı olduğunu tescillediği gol geldi. Yazının başında demiştim ya, son dakikadaki goller olmasa başlık başka olacaktı diye. Tahmin ettiğiniz gibi yazının başlığı Messi’yle ilgili olacaktı. Evet, gerçekten de Maradona sonunda veliahtını buldu. Messi, idolü Maradona’nın tam anlamıyla izinden gidiyor. Getafe’ye orta sahadan çalımlarla gelerek attığı golle Maradona’nın efsane golünü atmıştı. Bu kez de ünlü yıldızın bir başka efsane golü yani İngiltere’ye elle attığı golü kopya etti. Söyleyecek söz yok. Tebrikler Messi! İdolünün hakkını veriyorsun.

Bence herkes şükretmeli o son dakika gollerine. Öyle bir skandalı engelledi ki o goller, uzun yıllar unutulmayacaktı. Umarım gelecek hafta sıralama değişmez ve İspanya bu yüz karası hadiseyle şampiyonunu belirlemiş olmaz. Bu gol bir şekilde iptal edilmeliydi diye düşünüyorum. Devre arasında mesela, ya da artık futbolda da masa hakemlerine ihtiyaç olduğu gerçeği daha hararetli tartışılmalı. Son olarak bu konuyla ilgili söyleyeceğim; Messi’ye ağır bir ceza verilmesi taraftarıyım. Bu çirkinlik cezasız kalmamalı hele ki golü yaptıktan sonra suçunu itiraf etmemesi ve hakemi “bir refleks sonucu elle attım, gol sayılmamalı” dememsi suçunu daha da artırdığı kanaatindeyim. Maçın hakemi Rodriguez Santiago ve elle atılan golü göremeyen ya da iptal kararını veremeyen yardımcı hakem de bu hatanın cezasını çekmeli.

İkinci devre başında Messi takımını öne geçirirken Real Madrid önce beraberliği yakalıyor ardından ise tekrar yenik duruma düşüyordu. 90. dakikaya gelindiğinde Real Madrid, Zaragoza karşısında 2-1 yenik, Barcelona ise Espanyol karşısında 2-1 üstündü. Her ne olduysa oldu ve sanırım İlahi Adalet yerini buldu ve önce Nistelrooy’un golüyle Real Madrid beraberliği yakaladı. NTV yayını bunun hemen ardından e2’deki Barcelona maçına döndü ve orada Tamudo’nun attığı golü görüyorduk. Gerçekten dramatik bir andı bu. Barcelona Katalan kardeşi Nastic karşısında son maçta şampiyon olmayı düşlerken bir başka hemşehrisi Espanyol’un gazabına uğruyordu. Bir bakıma da şükretmeliler bence böyle bir golle gelecek şampiyonluk istenilecek gibi olmasa gerek.

Evet şampiyonluk yarışında müthiş heyecanlı ve dramatik bir gece yaşandı. Sonuçta 37. haftaya nasıl girilmişse öyle çıkıldı ama son maçlarda Real Madrid muhtemelen, büyük bir sürpriz olmazsa şampiyon olacak. Tabi Sevilla’ya da değinmek lazım. Şansları artık mucize. Mallorca deplasmanından galip gelebilselerdi de şampiyonluk yarışı başka bir hal alacaktı ama onlar bu kritik maçı kazanmayı başaramadılar.

Şampiyonluk yarışında bunların olduğu gece, düşme hattında da garip maçlar oynandı. Özelikle yaşadıkları büyük düşüşün ardından ligde kalma ümitleri tükenen Celta Vigo’nun Atletico Madrid’i deplasmanda yenmesi ve Betis’in de sahasında, ligin ilk yarısında olduğu gibi Osasuna’dan beş gol yiyerek aldığı mağlubiyet son haftayı düşme hattında da gerilimli hale getirdi. Athletic Bilbao’da 1-0 öne geçtiği maçta Villarreal’e 3-1 yenilip, 37 puanda kaldı. Sociedad ise heyecanı daha da artıracak sonucu, yani galibiyeti elde edemedi ve aldığı beraberlik sonucu 34 puanda kaldı.

Son haftaya Betis ve Athletic 37’şer, Celta 36, Sociedad ise 34 puanla girecek. Son maçlarda Athletic evinde Levante’yi, Celta ise yine sahasında ligin iddiasız takımlarından Getafe’yi konuk edecek. Betis ise Santander deplasmanında olacak son maçta. Sociedad ise Valencia ile deplasmanda oynayacak. Neler olabilir bir bakalım.

Sociedad’ın ligde kalması için Celta’nın Getafe’yi yenememesi ve Betis’in Santander’e kaybetmesi gerekiyor. Tabii ki Sociedad’ın da Valencia’yı yenmesi gerekecek. Athletic Bilbao’ya Levante karşısında alacağı galibiyet yetecek. Berabere kalırlar ise Betis’in kaybetmesi ya da Celta’nın kazanamaması da Athletic’i ligde tutacak. Athletic evinde yenilirse de şansı devam edecek. Bu durumda ise Celta’nın kaybetmesi şart. Betis için ise eğer kaybederlerse son maçta Athletic de kaybeder ya da Sociedad kazanamaz veyahut Celta kazanamaz ise bu üç sonuçtan ikisi olursa Betis kaybederek bile ligde kalabilir. Berabere kalırsa Betis, Celta ve Athletic’in her ikisinin de kazanması gerekecek bu kez Betis’in düşmesi için. Betis kazanırsa diğer maçlar kendilerini zaten ilgilendirmeyecek. Celta Vigo nasıl ligde kalır? Celta kazanırsa, Betis kazanamazsa ya da Athletic kazanamazsa ligde kalır. Celta berabere kalırsa Athletic ve Sociedad’ın her ikisinin birden kazanmaması gerekecek ligde kalması için. Celta kaybederse düşecek.

Bu duruma baktığımızda Sociedad’ın işi oldukça zor. Betis biraz daha şanlı gözüküyor gibi olsa da Celta ve Athletic sahalarında oynayacak olmaları ve bu maçı kazanma şanslarının fazlalığı, son haftalardaki kötü Betis görünümü ve bir deplasman maçı olması nedeniyle Betis’in kazanması şart gibi. Bu durumda da Betis’in ligden düşme ihtimali hayli artmış görünüyor. Tabii ki Athletic ve Celta ligde evinde en başarısız takımların başında geliyorlar bunu da belirtmek lazım. Son haftalardaki Betis’in düşmeyi hak ettiğini düşünüyorum.

Son haftaya girerken UEFA kupası içinde bir yarış olacak. 59’ar puanlı Zaragoza ve Villarreal ile 57 puanlı Atletico Madrid arasında. Celta’ya evinde yenilen Atletico Madrid çok büyük bir fırsat kaçırdı. Son hafta en zor maç Villarreal’in olacak. Sevilla deplasmanına gidecekler. Eğer o maçta kazanamazlarsa Atletico’nun kazanamaması ya da Zaragoza’nın kaybetmesini bekleyecekler. Kazanırlarsa zaten UEFA’dalar. Zaragoza için Recreativo deplasmanında alınacak beraberlik yetecek. Kaybettikleri takdirde ise Atletico’nun kazanması ve Villarreal’in Sevilla’dan puan alması halinde UEFA’ya gidemeyecekler. Atletico’nun durumu ise oldukça zor. Hem formda Osasuna ile karşılaşacaklar hem de kazansalar bile yetmeyebilir. Ben yine de Villarreal’in Sevilla’yı deplasmanda yenmesinin kolay olmadığını düşünerek, Osasuna galibiyetinin Atletico’yu UEFA’ya götürebileceği düşüncesindeyim. Ancak Osasuna’yı yenebilirler mi? Bu çok kolay değil işte.

Çok heyecanlı ve sıra dışı bir gece yaşandı La Liga’da. Oldukça da keyifliydi açıkçası. Değinmediğim maçta Valencia, Levante’ye 4-2 kaybederken maçı da 8 kişi tamamladı. Belki şampiyonluk, UEFA, ligde kalma yarışının biraz dışında bir maçtı ama bu aynı şehrin iki takımın maçında dört kırmızı kart çıktı.

Gelecek hafta sonunda Real Madrid’in şampiyonluğa çok yakın olduğu, Zaragoza ve Villarreal’in UEFA’ya gitmek konusunda avantajlı hale geldiğini söylemeliyiz. Haftalardır kazanamayan Betis’in de düşmekle burun buruna kaldığını görüyoruz. Ne var ki 37. hafta gibi 38. hafta da bir çok sürprizi barındırabilir ve her şey alt üst olabilir.

Hiç yorum yok: