İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

22.11.2010

İngiltere

İstanbul'da hava 21, Bodrum'da 33 derece iken hangi akıl mantıkla 3 derecelik Londra'ya gittim bilmiyorum ama futbol açısından beklediğimden de fazlasını aldım. Daha geldiğimin ilk tam günü arkadaşlarımın aldığı biletlerden birinin açığa çıkmasıyla kendimi Wembley'de İngiltere - Fransa maçında buldum. Gönül isterdi ki ertesi gün sarhoş olduğumda fotoğraf makinemi kaybetmeyip, Reuters'den aldığım fotoğraf yerine kendi fotoğraflarımı koyayım ama bununla idare edeceğiz.

Stada gitmek metroyla 1 saatimizi falan aldı. Wembley'in devasalığını anlatmak için sanırım şunu söylemek yeterli olacaktır: Stadın içinde yürüyen merdiven var! 85 bin kişilik stad tamamen doluydu. Bu haliyle stad gayet keyifliydi ancak 75. dakikada skorun 2-0 olmasıyla insanlar yavaş yavaş çıkmaya başladılar ve Crouch'un golü geldiğinde stadın yarısı boşalmıştı ve kırmızı koltukları görmek pek de keyifli olmadı.

Capello, hiç ismini duymadığım oyunculara yer verdi. Maç sonrasında da, "her zaman bana 'gençlere şans ver' diyordunuz, şimdi de gelip skoru soruyorsunuz" dedi. Eyvallah da Arsenal'in yedek sağ bekini ilk 11 çıkarmanın, ikinci lig topçusunu oynatmanın mantığı nedir ki?

Fransa tarafında Gourcuff - Nasri ikilisi orta sahayı domine ettiler, çok iyi top çevirdiler. Maçın anahtarı da bu oldu. Staddan dönüş sıkıntılıydı. 85 bin kişi tek bir metro istasyonu ile evlerine dönmeye çalışınca, metroya ancak maçın bitiminden 1 saat sonra binebildim.

Cumartesi günü bir başka büyük deneyim vardı. Arsenal - Tottenham derbisinde 3D pubdaydım. Bu sene sürekli comebackler yapan Tottenham 2-0'dan maçı çevirip 17 yıl sonra Highbury/Emirates'de kazandı.

Sky, 3D için ayrı kameralar haliyle ayrı prodüksiyon kullanıyor. Pilot çekimde fazla birşey anlaşılmasa da zemin çekimleri inanılmaz. Zaten o yüzden sürekli zemin çekimi kullandılar. Avatar'ı maç olarak izlediğinizi düşünün. Barın çoğunluğu Tottenhamlıydı. 12.45'de Guiness eşliğinde keyifli oldu. Bale insan değil. 14.45'de maç bitti, maç keyfimizi aldık, şehrin diğer eğlencelerinin keyfini çıkardık. Güzel oldu

1 yorum:

Mehmet Reşit dedi ki...

Vallahi 85.000 kişinin bir anda dağıldığı bir ortamda 1 saatte metroya binebilmek, bizim buralara göre hala marifet.

İlker, sen de 1 haftada İngiliz gibi düşünmeye başlamışsın.

Biz, bütün ihtimaller bir araya toplansa aynı anda azami 10.000 kişinin bulunabileceği kampüste, her seferinde yarım saat dolmuş sırası bekliyoruz mesela. Ki bunun dersi biteni var, bitmeyeni var, çoktan bitmiş olanı var, dersi bitmiş olup gitmeyeni var, e tabii hiç gelmeyeni var.