İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

12.05.2006

Dünya Kupaları Tarihi - 1

Dünya Kupasi'na az kala uzun bir ara verdigim Dünya Kupasi yazilarima yeniden basliyorum.. Bundan sonra daha hizli bir tempoda, az zamanda büyük isler yapmaya çalisacagim... Simdi sözü uzatmadan, futbol denilen oyunun en sevdigim organizasyonu olan(bu sadece benim için geçeri bir durum degil) Dünya Kupasi'nin Tarihi'ni yazmaya baslayalim..

1.BÖLÜM

1930

Futbol Tarihi'nin ilk milli maçi 1872'de Iskoçya ve Ingiltere arasinda oynanir... Ilk Dünya Kupasi ise bundan 58 yil sonra 1930'da yapilir.. Kupanin yapilmasina Amsterdam'daki toplantida karar verilir.. Yeri ise Ispanya'da yapilan toplantida karara baglanir.. Ilk Dünya Kupasi son iki olimpiyatin futbol altin madalyali ülkesi Uruguay'da yapilacaktir.. Avrupalilar tabii ki itiraz eder.. Çünkü Dünya Kupasi yolculugu uzun ve zahmetlidir.. Önlerinde asilmasi gereken bir Atlas Okyanusu vardir. Ev sahipligi yapmak isteyen Isveç, Hollanda, Italya ve Ispanya bu hakki elde edemeyince kupadan çekildiler.. Ve sonuçta zamanin FIFA baskani Jules Rimet'in (bu ismi biliyorsunuz) çabalari ile Conte Verde yola çikar.. Conte Verde nedir derseniz, Dünya Kupasi'na katilan takimlari tasiyan gemi derim.. Ilk Dünya Kupasi'na takimlar ayni gemide gitmistir.. Hatta çok ilginçtir, bu gemi Avrupa'dan yola çiktiktan sonra Brezilya'da yolcu alir gibi Brezilya takimini da almistir.. Futbolcularin güvertede antrenman yaptiklari ise zaten hep anlatilip durulan efsanelesmis bir olaydir...

Ilk Dünya Kupasi ile anlatilacak pek birsey yok... Size takimlar defansif oynadi, çift önlibero oynayan Uruguay sampiyon oldu diyemem.. Birkaç ilginç not verebilirim ama:
13 takimin katildigi ilk Dünya Kupasi'nin ilk golü, haliyle Dünya Kupalari Tarihinin ilk golü Fransiz Lucien Laurent'den gelmistir..

Uruguay-Arjantin maçi ise enteresan bir olaya sahne olmustur.. Hakem maçi erken bitirmistir ve daha sonra bu anlasilinca, futbolcular dustan çikip, islak saçlarla maçadevam etmistir.. Kalan dakikalarda ise gol olmamistir.. Maç 1-0 Uruguay'in üstünlügü ile sona ermistir..

Final maçi Centenairo'da Uruguay-Arjantin arasinda oynanmis ve maçi 4-2 ile Uruguay kazanmistir.. Maçi enteresan yani ilk yarinin Arjantin'in, ikinci yarisinin Uruguay'in topuyla oynanamasi idi.. Tipki mahalle maçi gibi ama daha ilginç olan ilk yariyi Arjantin, ikinci yariyi ise Uruguay önde kapamistir..
Uruguayli futbolcu Jose Nasazzi, Fifa Baskani Jules Rimet adini tasiyan ve Abel Lafleur'un tasarladigi kupayi ilk kaldiran oyuncu olmustur..
Gerçi tüm bu yazdiklarimi sanki görmüs gibi anlatmam da saçma.. Öyle olmus iste.. Ben de okuduklarimi size anlatiyorum.. Zaten herkes öyle yapiyor.. Çünkü finalden sag kalan tek futbolcu var.. 95 yasindaki Arjantinli Francisco Varalo..
Ilk Dünya Kupasi'nin gol krali Arjantinli Guillermo Stabile'dir.. 4 maçta 8 gol atmistir..

1934

Ikinci Dünya Kupasi Italya'da yapilmistir.. Son sampiyon Uruguay, Avrupalilardan bazilari kendi ülkesine gelmedi diye kendileri de Avrupa'ya gitmemistir.. Biraz çocukça ama olabilir.. Tam bana göre bir davranis..
1

934 Dünya Kupasi'na katilmak isteyen 31 takim vardir ve bu sayini 16'ya düsürülmesi için ön eleme maçlari oynanir.. Ilginç olan evsahibi Italya'nin da öneleme maçi oynamamasiydi..
Geçen Dünya Kupasi'nda Avrupalilar, Atlas Okyanusu'nu gemiyle asmisti, bu kez de ABD, Meksika, Arjantin ve Brezilya üç hafta süren zor yolculugu yapmistir.. Brezilya ve Arjantin turnuvaya as oyuncularini götürmemislerdir.. Benim merak ettigim o oyunculari nereye götürecekleri.. Dünya Kupasi'nda oynatmayip neye sakliyor olabilirler?? Niçin sakladiklarini bilmiyorum ama anladigim o zamanlar Dünya Kupasi'nin simdiki önemine sahip olmadigi..
1934'de Italya'da oynanan kupaya dönemin diktatörü Mussolini'nin damga vurdugu söylenir.. Elimizde görüntüler olmadigi için pek birsey söyleyemeyiz ama söylenenler, Italya'nin simdiki gibi sürekli defansif bir futbol oynadiklari ve çogu maçi sansla ve hakem yardimi ile kazandigi.. Örnegin Italya'nin yari final ve final maçlarini ayni hakem yönetmistir..

Sonuç olarak Italya ve Çekoslovakya final, Almanya ve Avusturya üçüncülük maçi oynadi.. Italya sampiyon, Almanya üçüncü oldu.. Ikinci ve Dördüncüyü de siz bilin.. Sampiyon Italya'nin yildizlari, 3 maçta 4 gol atarak turnuvanin 3 gol kralindan biri olan (digerlerini bosverin yazamicam simdi) Angelo Schiavo ve su anda adina stad olan Guiseppe Meazza'ydi...

1938

Fransa'da düzenlenen kupa 2. Dünya Savasi'nin kokularinin hissedildigi bir kupa olmustu.. Ispanya iç savas nedeniyle, Avustuya da alman isgali yüzünden kupaya katilamamistir..( Fakat Almanya Avrusturya'nin futbolcularini da isgal etmis ve iyi oyuncularini kendi takimina eklemistir.) Arjantin kupanin kendi evinde yapilmasini istemis ve istegi kabul edilmeyince o da turnuvaya gelmekten vazgeçmistir..

Avusturya turnuvaya katilamayinca FIFA Ingiltere'ye davet yapmistir.. Ingiltere de bu daveti reddetmistir.. Buradan çikarcagimiz sonuç su: Simdi biz Dünya Kupasi'na katilmak için neredeyse Isviçre'ye savas açacaktik, çogu ülkede bizim gibi Dünya Kupasi'na katilmak için müthis mücadele ediyor, lobi faaliyetleri yapiyor vs vs.. O zamanlar da FIFA takimlarin turnuvaya katilmasi için mücadele ediyormus.. Hatta pek keyif vermedigi için kupanin kaldirilmasi falan da düsünülmüs ama iyi ki de kaldirilmamis diyoruz ve geçiyoruz.
Turnuva'nin tartismasiz yildizi ise Brezilyali Leonidas da Silva idi.. Yillar boyu Pele, Socrates, Zico, Romario, Rivaldo, Ronaldo, Ronaldinho ve daha bir çok efsanevi topçuyu Dünya'ya sunmus olan Brezilya'nin ilk yildizi Leonidas'in ilginç bir olayi da söz konusu...

Brezilya ve Polonya arasinda oynanan ve 6-5 Brezilya'nin üstünlügü ile sona eren maçin ilk yarisini Leonidas'in kafa golleri ile Brezilya 3-1 önde kapamisti.. Fakat Leonidas performansini begenmemisti ve kötü oyununun sorumlusunu ayakkabilari olarak belirlemisti.. Ikinci yariya ayakkabisiz çikan Leonidas bir süre böyle oynadiysa da hakemin zoruyla ayakkabilarin giymisti.. Ve ayakkabilari ile kötü oynayinca Polonya skoru 4-4'e getirmisti.. Sonuç olarak maç 6-5 Brezilya'nin üstünlügü ile bitti, Polonyali Wilimowski ve Leonidas dörder gol attilar... Ve belki de Brezilyalilarin, çiplak ayakla futbol oynama gelenegi böyle dogdu..:)

Yari finallerde Macaristan, Isveç'i rahat geçti.. Diger maçta ise Brezilya teknik direktörü Adheinar Pimenta, Leonidas dahil olmak üzere 8 as oyuncusunu Italya karsisina çikarmadi.. Çünkü Italya'yi rahat geçecegini düsünüyordu ve elineki kozlari finale saklamisti.. Fakat bu hatayi affetmeyen Italya önce Brezilya'yi eledi, sonrasinda ise finalde Macaristan'i 4-2 ile geçerek ikinci sampiyonluguna ulasti.. Brezilya ise su an 6 kupaya sahip olabilirdi.. Eger Italya'yi biraz ciddiye alsalardi..

1938 Dünya Kupasi'ndan sonra savas koptu ve Dünya Kupalarina 12 yil ara verildi.. Bu süre zarfinda Jules Rimet Kupasi'ni müttefik devletlere kaptirmaktan korkan Italyan Fifa Delegesi Ottorino Barassi, kupayi ayakkabi kupasi içinde saklamis.. Bu da ilginç bir olay tabii ki...

1950:


Savas sonrasi yapilan ilk kupaydi.. Parasizlik nedeniyle biz, ayakkabi giymemekte israr etmesi nedeniyle de Hindistan turnuvaya katilma haklari olmasina ragmen katilmadi.. Turnuva'yi düzenleyecek olan Brezilya, bu turnuva için, son anda da olsa bir futbol harikasi olan Maracana'yi insa etmisti...

Dünya Kupasi'nin oynanis stili ise çok ilginçti.. Iki tane dört takimli, bir tane 3 takimli, bir tane de 2 takimli gruplarda mücadele eden takimlar, final grubunda liderlik için mücadele verecekti.. Mücadele sonunda en çok puan alan Dünya Sampiyonu olacakti.. Ilk tur gruplarinda ilk kez Dünya Kupasi'na katilan, Ingiltere'nin A.B.D' ye yenilip elenmesi, okudugum kaynaklarca Futbol Tarihi'nin en büyük sürprizi olarak nitelendiriliyor.. Bu takimlarin o zamanki güçlerini bilemem ama simdi böyle bir sonuç olussa ben hiç sasirmam..
Neyse, bahsettigimiz final grubuna kalan takimlar, Uruguay, Brezilya, Isveç ve Ispanya'ydi... Tesadüf eseri son maç grubun birincisi ve ikincisi Brezilya ile Uruguay arasinda oynanacak ve Uruguay galip gelemedigi takdirde Brezilya Dünya Sampiyonu olacakti..

Maracana'yi dolduran sayisi bilinmeyen seyirci toplulugu önünde(bir rivayete göre 250.000 kisiymis.. Yuh artik..) Brezilya zafere odaklanmisti.. Kesin favori olarak maça çikan Brezilya ikinci yarida 1-0 öne geçince sampiyonluk sarkilari söylemeye baslamisti.. Fakat 66. ve 79. dakikalarda gelen Uruguay golleri staddaki bilmem kaç bin kisiyi, ülkedeki milyonlari, tüm futbol dünyasini soka ugratmisti..

Maçin yildizi ilk golün asistini yapip, galibiyet golünü de atan Uruguay kaptani Ghiggia olmustu.. Brezilya'da ise Ademir de Menezes 6 maçta 9 gol atarak gol krali olsa da takimi sampiyon olamamis ve kaybedilen final maçinda, Brezilyali iki taraftar ise sahaya atlayarak intihar etmisti.. Futbol tarihinin gelmis geçmis en büyük soklarindan biri yasanmis ve Brezilya Dünya Kupasi serilerine baslamak için 8 yil daha beklemek zorunda kalmisti..

Neyse bu yazilik bu kadar yeter.. ÖSS'ye hazirlanmak için rapor aldim, okula gitmiyorum.. Beni taniyan herkes bütün gün oturup ders çalisamayacagimi bilir.. Bu nedenle bos vakitlerimde, belki de her gün yazi yazabilirim.. Dünya Kupasi'na kadar yazmak istediklerim yetistirmeye(Tarih, stadlar, takimlar) çalisacagim ama yetismese de diger yazarlardan zaten yazilar gelecektir.. Simdilik hosçakalin..

Hiç yorum yok: