Serimize Fatih Terim ile hüzünlü bir aşk hikâyesi ile başlamıştık. Sürekli hüzünlü şeyleri anlatıp arabesk yapmak istemiyorum. O yüzden şimdi sıra sevinenlerde olacak…
Hernan Jorge Crespo: Arjantin futbolunun son yıllarda yetiştirdiği en önemli golcülerden. Gerek hareketliliği olsun gerek son vuruş yeteneği olsun gerekse golü koklama özelliği olsun her T.Direktörün kadrosunda görmek isteyeceği bir forvet.
Bu uzun kıvırcık saçlı kardeşimizin futbol serüveninden bahsedelim biraz. Arjantinli olduğu için doğal olarak ilk olarak sivrilmeye River Plate’de başlar. Oradan sonra İtalya’nın başaltı kulüplerinden Parma’nın yolunu tutar bu tangocu kardeşimiz. Parma da öyle bir futbol oynar ki Crespo bütün büyük kulüplerin gözlerini kamaştırır. O sırada bütün beğendiklerini alan Lazio ya 54 milyon dolara transfer olur. Lazio sezonları dikkat çekicidir.
Lazio batınca Crespo da o zamanların kaybeden takımı Inter’e geçer. İlk günlerde Vieri ile pek anlaşamasa da daha sonra birliktelikleri mutlu ilerler. İkisi de bolca gol atarak sezonu sona erdirirler.
Aynı yıllar içerisinde Chelsea’yi Roman Abramoviç isimli bir Rus satın alır. Önüne gelen bütün topçuları almakla mükellef olduğunu düşünen bu akıllı insan kadrosuna Crespo’yu da katmayı düşünür. Inter ile konuşulur anlaşılır. Artık Tangocu için yeni bir macera başlar Ada futbolu. Gidince tabi Inter’de kıyamet kopar Vieri onu niye sattınız keşke beni satsaydınız der. Tabii ki bir sonuç çıkmaz evli evinde köylü köyünde kalır.
Crespo İngiltere’de top koşturmaya başlar Ranieri yönetimindeki Chelsea ilk sezon istediği başarıları pek yakalayamaz. Sezon sonu Ranieri Abramoviç ile beraber yediği bir öğle yemeğinden sonra işsiz kalır. Yerine dönemin parlayan teknik direktörü Jose Mourinho getirilir.
Mourinho takımın başına geçer geçmez bismillah deyip şu tarihte şu saatte kampta olunması gerektiğini bütün oyunculara bildirir. Beklenen gün gelir herkes kampta hazır ve nazırken bir kişi ortalıkta yoktur bu da ne yazık ki yazı konumuz olan Crespo’dur
Takıma disiplinini göstermek için altın bir fırsat yakalayan Josecan hemen Crespo’yu takımdan postalar. Crespo bir yıllık kiraya verilir başka bir Milano ekibi olan Milan’a. Milan da sezon iyi başlar ancak kazanılacak bütün kupalar son bir ayda kaybedilir. Scudetto San Siro’daki Juventus mağlubiyetinden sonra Juventus’a teslim edilirken. Kupaların kupası Şampiyonlar Ligi ise trajik bir biçimde Liverpool’a teslim edilir.
Sezonun sonu geldiğinde Josecan Crespo’yu İngiltere’ye geri çağırır. Crespo için İngiltere’de yeni bir başlangıç vaat etmektedir. Crespo geri döner ama nafile bu sezon da Crespo için kayıp bir sezon olur.
Yine bir sezonun sonunda transfer düşkünü kardeşimiz Abramoviç takıma bir forvet katkısının gerekli olduğunu görür ve Crespo’nun eski takım arkadaşı Ukraynalı gol makinesi Shevchenko’yu takıma yaklaşık 50 milyon Euro karşılığında dahil eder. Alınan genç forvet Kalou da tuz biber olur. Artık Crespo’nun takımda kalma şansı kalmamıştır. Kendisine yine Milano yolu gözükür. Crespo eski kulübü Inter’e geri döner.
Moratti’nin takımı sezona flaş transferlerle girmiştir. Geçen sezonu Juventus’un karıştığı şike skandalları sayesinde şampiyon tamamlamıştır. Ama bu şampiyonluk kimsecikleri tatmin etmez. Bu sebeple bomba transferler ardı ardına gelir. Önce küme düşen Juventus’tan İbrahimovic’i ve Vieira’yı alır. Sonra gelen Crespo transferi ile kadro tamamdır. Inter sezona çok iyi başlamasa da sonra gösterdiği efsane performansla 17 maç üst üste kazanıp bu alandaki rekoru kırar. Şampiyonluk rahat gelir. Crespo’nun bu şampiyonluktaki payı büyüktür. Tam 18 kez fileleri havalandırır Tangocu.
Tangocu mutlu olduğu yere kiralık olsa da dönebilmiştir. Umarım orada kalır çünkü İngiltere’de mutlu değildir olamayacaktır da. Bu büyük golcüyü 32sinden sonra istemediği bir yere götürmek hoş olmayacaktır.
İşte gidip geri dönenlerden bir mutluluk örneği. Sıra mutlu olamayanlarda olacak tabii ki diğer yazıda. Görüşmek üzere esen kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder