Mayıs ayı içerisinde UEFA’nın gençler düzeyinde gerçekleştirmiş olduğu önemli organizasyonlardan biri olan U-17’nin bu sezon ki şampiyonası yapıldı. İspanya’nın finalde İngiltere’yi 1-0 yenerek şampiyon olduğu U-17’ye biraz göz atalım şimdi.
Öncelikle bu organizasyon hakkında biraz detay vermek istiyorum. UEFA tarafından ilk olarak 1980 yılında düzenlenmeye başlayan 17 yaş altı Avrupa Şampiyonası, ilk iki organizasyonda iki yılda bir gerçekleştirildikten sonra 1985 yılıyla birlikte her yıl düzenlenmeye başlandı. 25. si bu yıl düzenlenen U-17’de Türkiye’nin de iki şampiyonluğu bulunuyor.
1982 yılında İtalya’nın şampiyon olmasıyla başlayan U-17’de İspanya en fazla şampiyonluk kazanan ülke. İspanyollar, 1986, 1988, 1991, 1997, 1999, 2001 ve son olarak 2007 yılında olmak üzere bu kupayı yedi kez kazandı. İspanya’nın ardından U-17’deki en başarılı diğer takım ise İber yarımadasının küçük ülkesi Portekiz. Onlarda 1989, 1995, 1996, 2000 ve 2003 yıllarında olmak üzere tam beş kez şampiyon oldular. Bu iki İber ülkesinin ardından ise ikişer şampiyonluğu bulunan İtalya, Almanya, Rusya(birisi SSCB olarak) ve Türkiye geliyor. İtalya 1982 ve 1987’de, Rusya 1985 ve 2006, Almanya ise 1984 ve 1992 yıllarında şampiyon oldular. Fransa, Çekoslavakya, İrlanda Cumhuriyeti ve İsviçre birer kez şampiyon oldular.
Türkiye ise ilkini 1994 yılında gerçekleştirdiği şampiyonluğun ikincisini, 2005 yılında yaptı. 1994 yılında şampiyon olan o takımdan daha sonra çok önemli oyuncular çıkmadı. Takımın en dikkat çeken oyuncusu Trabzonsporlu Akın Sağlam’dı. O’nun da adı pek duyulmadı futbol camiamızda. Türkiye 1994 yılındaki finalde Danimarka’yı 1-0 yenmiş ve ilk kez bu kupayı kazanmıştı. 2005 yılında yani bundan iki yıl önce şampiyon olan gençlerimiz arasında ise Nuri Şahin, Leverkusen’de oynayan Tevfik Köse, Galatasaray’lı Özgürcan, geçtiğimiz aylarda Rusya’ya transfer olan Caner Erkin gibi oyuncular performanslarıyla dikkat çekmişlerdi. Nuri turnuvanın en değerli oyuncusu oldu.
Biz gelelim bu yıl ki U-17 şampiyonasına; Şampiyona Belçika’da düzenlendi. 15 Eylül-22 Kasım tarihleri arasında 12 grupta yapılan ilk elemenin ardından, 19-31 Mart tarihleri arasında 7 grup halinde ikinci elemeler gerçekleştirildi ve grup birincileri Belçika’da yapılacak şampiyonada yer almaya hak kazandılar. Türkiye ilk elemeyi geçmiş ancak daha sonra 4. Grupta Hollanda ve Belarus’un ardından üçüncü olarak elenmişti.
2-7 Mayıs tarihleri arasında Belçika’da gerçekleştirilen turnuvaya ev sahibi Belçika ile birlikte İngiltere, Hollanda ve İzlanda B grubunda. İspanya, Fransa, Almanya ve Ukrayna ise A grubunda yer aldı. Grup maçlarının ardından A grubunda İspanya 7 puanla birinci, Fransa ise 4 puanla ikinci olarak yarı finalist oldular. B grubunda ise İngiltere 7 puanla birinci, Belçika ise beş puanla ikinci oldular. Yarı finalde kupanın favorisi İspanya, Pichu’nun ikinci yarının başında kırmızı kartla oyun dışı kaldığı ve bir kişi eksik oynamak zorunda olduğu maçta 1-0 yenik durumdan, turnuvanın yıldızı Bojan Krkic’in mükemmel golüyle beraberliği yakalayıp, rakibini penaltı atışları sonucunda elemeyi başarmıştı. Diğer maçta ise İngiltere, Fransa’yı 1-0 yenip finalist oldu. Final maçında ise İspanya, İngiltere’yi Bojan Krkic’in golüyle 1-0 mağlup ederek şampiyon olmayı başardı. Böylece favori İspanya kupayı kazanmış oldu.
İspanyol takımı 2006 yılında da favori olmasına rağmen, yarı finalde sürpriz bir şekilde elenmiş ve 3. olmak zorunda kalmıştı. 2001 yılındaki şampiyonluğun ardından, 2002 ve 2006 yıllarında yarı final, 2003 ve 2004 yıllarında ise final oynayan İspanya böylece özlediği başarıyı elde etmiş oldu.
2007 U-17 Şampiyonasının dikkat çeken bazı oyuncularına değinmek istiyorum. Eurosporttan yayınlanan maçlardan bazılarını izleme imkanı buldum. Birçok İspanyol oyuncu performanslarıyla ve yetenekleriyle dikkat çekti. Örneğin İspanya takımının kalesinde yer alan Atletico Madrid’li De Egea başarılı bir kaleci olacağının sinyallerini verirken, Bojan Krkic turnuvanın en iyisi olarak gözüktü. Barça’lı bir başka isim Iago Falque’de oldukça yetenekli bir oyuncu. İspanyol savunmasında iki maç kaçırmasına rağmen Pichu, orta sahada ise Ximo ve kaptan Camacho dikkat çeken diğer isimler oldular. Belçika’nın 10 numarası Eden Hazard dünya futbolunda adını zikrettirebilecek bir başka oyuncu. Belçikalı bir başka oyuncu da Dimitri Daeseleire. Kaptan enerjisiyle dikkat çekti. İzlandalı Holmar Örn Eyjolfsson, Ukrayna’lı Artur Karnoza, Hollandalı Nacer Barazite, Alman Toni Kroos, İngiliz Victor Moses, Daniel Rose ve Rhys Murphy, Fransız Damien Le Tallec ve Thibault Bourgeois isimleri turnuvanın en fazla konuşulan oyuncuları oldular.
U-17 şampiyonasında performanslarıyla dikkat çeken bir çok oyuncu sonraki yıllarda adından bahsettirdiler. 2002 yılından itibaren verilmeye başlanan Golden Player ödülüne, 2002’de Wayne Rooney, 2003 de İspanyol David Rodriguez, 2004’de Cesc Fabregas, 2005’de Nuri Şahin, 2006 yılında ise Bojan Krkic layık görülmüştü. Bu kez yine Bojan bu ödülü alacak isim olacaktır diye düşünüyorum. 2001 yılında İspanya şampiyon olurken Fernando Torres turnuvanın yıldızıydı. Sinama Pongolle yine o yılın bir başka yıldız ismiydi.
Gençler düzeyinde yapılan bu şampiyonaların ileriki yıllarda çok önemli sonuçları olduğu gerçeği göz ardı edilemez. Bu şampiyonlarda sadece sivrilen, gelecek vaat eden oyuncular değil, gelecek yıllarda Milli takım düzeyinde de takımlarla ilgili ipuçları veriyor. 2002 yılında şampiyon olan İsviçre takımı, 2004 yılında finalde kaybeden ama 2006 yılında U-19’u kazanan, bu yıl da Fifa U-20 şampiyonasının favori takımlarından biri olan İspanya takımı, 1995-96 yıllarında şampiyon olan sonraki 10 yılda dünya futbolunda önemli yer edinen Portekiz takımı gibi örneklendirebileceğimiz durumlar söz konusu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder