İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

16.05.2007

Katalanlar mı, Endülüsler mi?

UEFA kupasında finale çok kısa bir süre kaldı. 17 Mayıs gecesi Glasgow’da UEFA kupası 2007 yılındaki sahibini bulacak. Öncelikle geçmişten günümüze UEFA kupası hakkında birkaç bilgi aktarmak istiyorum.

Fuar Şehirleri Kupası olan ismi 1971-72 sezonunda değişerek, bugünkü ismi olan UEFA kupası ismini alan, eskiden Kupa 3 olarak adlandırılırken, Kupa Galipleri Kupasının kaldırılmasıyla Kupa 2 haline gelen UEFA kupası, yeni sahibini İskoçya’da Glasgow’da bulacak. İlk UEFA kupasını 1971-72 sezonunda kazanan Tottenham’ı eleyerek finale yükselen Sevilla, bir önceki UEFA kupasının galibi olarak sahaya çıkacak. Bir nevi unvan maçı olacak. Rakibi ise daha önce 1987-88 sezonunda yine bir UEFA finaline çıkmış ve penaltı atışları sonucunda kupayı kaybetmiş olan, Espanyol.

UEFA kupası 1955 sezonunda başlayan fuar şehirleri kupasının devamı olarak 1971’de bugünkü halini aldı. Bu nedenle kupanın tarihine 1955’den başlamak lazım. İlkini Barcelona’nın kazandığı kupada, İspanyol takımları ilk kez finalde karşılaşmayacaklar. 50 ve 60’lı yılların İspanyol takımları Avrupa Kupalarına önemli bir damga vurmuşlardı. İlk iki kupayı Barcelona kazandıktan sonra, 1961-62 sezonunda Valencia finalde Barcelona’yı yenerek kupayı kazanmıştı. Bir sonraki yılı yine Valencia kazanırken, 1963-64 finalinde yine iki İspanyol takımı karşılaşmışlar ve maçı Zaragoza, Valencia’ya karşı Nou Camp’da 2-1’lik skorla almış ve kupayı kazanmıştı. 1965-66 yılında bu kez Barcelona, Zaragoza’yı yenerek kupayı kazanıyordu. Beş yıllık aradan sonra Barcelona 1971 yılında bir kez daha kupayı kazanma başarısı gösterdi.

Kupanın adının değişmesi ve 70’li yıllarla birlikte İspanyol takımlarında düşüş başlamış, onların yerini İngiliz ve Alman takımlarının özellikle de Ada takımlarının hegemonyası başlamıştı. 70’ler gibi, 80’li ve 90’lı yıllarda da İspanyol takımları UEFA kupası kazanma konusunda başarısız kalmışlardı. 1984-85 ve 1985-86 sezonlarında Real Madrid üst üste bu kupayı kazanmayı başardı. 2000’li yıllarda ise İspanyol takımları UEFA kupasını çok sevmiş görünüyorlar. Önce 2003-2004 yılında Valencia, ardından ise 2005-2006 yılında Sevilla kupayı kazanma başarısı gösterdiler.

Bu yıllar boyunca finale çıkan diğer İspanyol takımları ise 1976-77’de Juventus’a kaybeden Athletic Bilbao, 1987-88 yılında Leverkusen’a kaybeden bugünkü finalist Espanyol ve 2000-2001’de Liverpool’a kaybeden Alaves.

60’larda İspanyollar, 70 ve 80’lerde Alman ve İngilizler, 90’larda İtalyanların başarılarına sahne olan UEFA kupası 2000’li yıllarda tekrar İspanyolların başarılarına sahne oluyor.

İngiliz ve İtalyan takımları 18 kez final oynayıp 10 kez kazandılar bu kupayı. İspanyol takımları ise 16 finalin 10 tanesini kazandılar. Bu yıl bu sayı 18’de 11 olacak ve ilk sıraya yükselecekler. Almanlar ise 13 kez finale çıkıp 6 kez kupayı kazanma başarısı gösterdiler. Hollandalılar 6 finalden, 4 tanesini kazanırlarken, Fransız takımları 4 kez finale çıkıp hiçbirini kazanamadılar.

Takımlar düzeyinde ise Juventus 6 kez final oynayıp 3 kez kupayı kazandı. Barcelona, Valencia ve İnter ise dört finalin üçünde kupaya uzanan taraf oldular. Liverpool çıktığı üç finali de kazanırken, Alman Mönchengladbach dört finalin ikisini kazandı. İkişer kez kazanan diğer takımlar ise Real Madrid, Leeds, Tottenham, Feyenord, Parma ve Göteborg. UEFA kupasını bir kez kazanan takımlar ise Anderlecht, Roma, Zaragoza, Ferencvaros, Dinamo Zagrep, Arsenal, Newcastle, PSV, Frankfurt, İpswich, Leverkusen, Napoli, Ajax, Bayern Münich, Schalke, Galatasaray, Porto, CSKA Moskova ve Sevilla.

Şimdi Glasgow’daki final nasıl olacak, takımlar buraya nasıl geldiler bir bakalım;

Kupanın geçen yıl ki sahibi olan Sevilla, birkaç yıl önce yaptığı atılımın karşılığını geçen yıldan bu tarafa alıyor. Caporros ile başlayan süreç, Juande Ramos’un takımın başına gelmesinin ardından somut başarılara dönüştü. Geçen sezon ligi beşinci bitiren UEFA kupasını ise müzesine götüren Sevilla bu sezona da Süper kupa finalinde Barcelona’yı 3-0 yenerek başlamıştı. Ligde son haftaya kadar şampiyonluk yarışını sürdürecek olan, Kral Kupasında finale yükselen Sevilla, UEFA kupasında da finale adını yazdırmayı başardı.

Sevilla, bu sezon UEFA kupası yolculuğuna 1. turda Yunanistan’ın Atromitos takımıyla başladı. Rakibini Yunanistan’da 2-1, Sevilla’da ise 4-0 mağlup ederek UEFA kupasında gruplara kalmayı başardı. C grubunda Liberec, Braga, AZ Alkmaar ve Grasshopers ile karşılaşan Sevilla, bu dört maçta Braga ve Grasshopers’ı 2-0 ve 4-0 mağlup ederken, Liberec deplasmanında 0-0’lık beraberlik elde etti. Kupadaki bugüne kadar olan iki mağlubiyetinden ilkini grubun son maçında AZ karşısında 2-1’lik skorla aldı. 3. Turda Steua Bükreş’i 1-0 ve 2-0, 4. Turda ise Schaktar’ı 2-2’lik ilk maçın rövanşında mucizevi bir son dakika golüyle, kaleci Palop’un golüyle, uzatmalarda 3-2 yendi ve çeyrek finalist oldu. Çeyrek finalde ise Tottenham’ı 2-1 ve 2-2 ile eleyip yarı finalde bir başka İspanyol Osasuna’nın rakibi oldu. İlk maçta 1-0 kaybettiği turda ikinci maçı 2-0 alarak finalist olmayı başardı.

Kupadaki favorim olduğunu uzunca bir süre önce ilan ettiğim ve bu sezon ki kupa performansıyla, geçen yıl ki Sevilla’yı hatırlatan Espanyol ise şu ana dek hiç yenilgi almadan finale kadar geldi. UEFA kupasında oynadığı 14 maçtan 11 tanesini kazanan ve sadece üç kez berabere kalan Espanyol, kuşkusuz şu ana dek en başarılı takım. İlk turda Slovak Petralzka’yı 3-1 ve 2-2’lik skorlarla eledikten sonra grup maçlarında, Sparta Prag ve Ajax’ı 2-0, Zulte Waregem’i 6-2, Austria Wien’i de 1-0 mağlup ederek 12 puanla grubu tamamladılar. 3. Turda İtalyan Livorno’yu 2-0 ve 2-1, 4. Turda İsrail’den Maccabi Haifa’yı 0-0 ve 4-0’la geçip çeyrek finale kaldılar. Çeyrek finalde zorlu geçen maçlar sonucunda Benfica’yı 3-2 ve 0-0, yarı finalde ise Werder Bremen’i 3-0 ve 2-1 gibi önemli skorlarla devirerek finale kalmayı başardılar.

Ligde 3. sırada yer alan Sevilla ile 12. sırada yer alan Espanyol bu sezon UEFA finaliyle birlikte üçüncü kez karşılaşmış olacaklar. Ligde oynanan maçlarda Sevilla evinde 3-1 kazanırken, Espanyol ise onlar da evindeki maçı 2-1 kazandılar. İki takımın bugüne kadar oynadıkları maçlara baktığımızda ise 118 lig maçında Sevilla 55, Espanyol ise 42 maçta galip geldiler. 21 maç ise berabere sona erdi. Espanyol, Sevilla’nın 188 golüne, 167 golle karşılık verdi. İki takım arasında son yıllarda oynanan maçlarda bir denge söz konusu. Sevilla çok az bir farkla daha üstün diyebiliriz ya da.

Takımların öne çıkan özelliklerine bakmakta fayda var. Sevilla evinde oynadığı maçlarda çok baskılı ve etkili bir oyun sergiliyor. Hücum gücü hayli yüksek bir takım olan Sevilla’nın savunmasında ise zaman zaman problemler yaşadığını görüyoruz. Klasik 4-4-2 oynayan Sevilla’nın en önemli artısı çok iyi kullandıkları kanatlar. Sağ kanatta Dani Alves ve Jesus Navas, sol kanatta ise Adriano-Puerta gibi oyuncularla kanatlar hücuma çok önemli bir destek veriyor. Takımın orta sahası Poulsen ve Renato’ya emanet ediliyor. Poulsen savunma, Renato ise takımın orta sahadaki hücum gücü. Takımın çok önemli dört forveti var. Kanoute üstün fiziği ve bu fiziğe rağmen yüksek top tekniğiyle Sevilla ataklarının kilit ismi. O’nun yanında ise Fabiano’nun oynaması muhtemel. O da önemli bir yüksek top hakimiyetine sahip. Kerzhakov ise üstün süratiyle Espanyol savunması için risk oluşturabilecek bir oyuncu. Bu kadar iyi hücum eden bir takımın savunmada sorun yaşaması da normal. Javi Navarro savunmanın en kilit ismi. O yoksa sorunlar artıyor. Yanındaki Fransız Escude ile birlikte iyi bir ikili oluşturmuş durumdalar. Kalede ise belki de takımı buraya getiren isim Palop var. İki yıldır çok önemli işler çıkarıyor. Sevilla takımı sahaya tam olarak çıkabildiği takdirde her takıma karşı üstünlük kurabilecek bir ekip.

Espanyol ise muhakkak ki Sevilla kadar kadro kalitesine sahip bir takım değil ancak onlarında çok önemli silahları var. Espanyol’un hücumu demek, De La Pena demek. O’nun mükemmel derin topları Espanyol’un gole ulaşmasını sağlıyor. Onlarda Sevilla gibi 4-4-2 oynuyorlar. Sol kanadı Riera, Sağ kanadı ise Rufete işletiyor. İki oyuncu da zaman zaman önemli performanslar ortaya koymaktalar. Espanyol forvetinde ise Luis Garcia ve Tamudo, Sevilla’dakinin aksine topla çok hızlı ve çok teknik oyuncular. Bu nedenlerle de maç Sevilla’nın baskılı oyunu ve Espanyol’un hızlı çıkışlarına sahne olacaktır. Espanyol’un orta sahasında De La Pena’nın partneri ise Moises. O da Poulsen’in Espanyol versiyonu. Espanyol savunmasındaki iki isim yani Jargue ve Torrejon, Sevilla savunmasına göre daha genç ama daha yetenekli. Özellikle hava hakimiyetleri iyi. Zaten Kanoute ve Fabiano karşısında iyi olmaması demek çok kötü sonuçlar doğurur. Sağ kanadı Lacruz ya da Zabeleta, sol kanadı ise Chica savunuyor. Bu isimler Sevilla bekleri gibi hücuma yönelik değil daha çok savunma yapan isimler. Espanyol kalesinde ise bu sezon UEFA’daki tüm maçlarda olduğu gibi Iraizoz yer alacak.

Espanyol, Sevilla’ya oranla daha dinç bir takım olarak sahaya çıkacak. Rakipleri gibi üç kulvarda yorulmuyorlar tek hedef var o da UEFA kupası. Sevilla maçta daha çok atak yapacak, daha çok pozisyona girecek olan taraf gibi görünüyor ama Espanyol takımı bu tarz zor maçlarda bu sezon iyi savunma yapıp, geride iyi bekleyip oldukça etkili ataklar gerçekleştirmiş bir takım. Luis Garcia, Tamudo ve De La Pena üçlüsü sahada istediklerini yapabilirlerse değil Sevilla için her takım için büyük tehlike yaratacaklardır.

Espanyol takımının duran top organizasyonlarında da etkili olduğunu biliyoruz. Sevilla’nın pek böyle bir özelliği yok. Her iki takım da gol atmayı seven, golü düşünen takımlar bu da bizim güzel bir final izleme şansımızı hayli artırıyor.

Final maçları önceden kestirilmesi zor maçlardır kuşkusuz. Kimin kazanacağını bilmek hayli zor. Sahaya iki takımın hangi onbirlerle çıkacaklarını görmek de bize yardımcı olacak elbette. Ben bu finalin daha önceki finallerden daha güzel olacağını düşünüyorum. Bakalım UEFA kupası Katalanların başkenti Barcelona’ya mı? Yoksa Endülüslerin başkenti Sevilla’ya mı gidecek? Bekleyip göreceğiz.

Hiç yorum yok: