İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

19.08.2007

Copa America Dosyası II

GRUP MAÇLARI:

A GRUBU:

İlk bakışta katılımcılar arasında en zayıf ekiplerin bu grupta olduğunu görürüz. Örneğin FIFA sıralaması incelendiğinde turnuvaya katılan ülkeler arasında en geride olan takımlar 64. sıradaki Peru, 70. Venezuella ve 92. Bolivya’dır. Bu durumda 30 sırada bulunan ve 2 Dünya, 14 Copa America şampiyonluğu bulunan Uruguay’ın favori olduğu ortaya çıkıyor. Ancak bu tabloya ve tüm kadro zenginliğine karşı Uruguay açılış maçında adeta şoke oldu. Mutlak favori olarak çıktıkları karşılaşmada 90 dakika sonunda 3-0 lık skorla sahadan mağlup ayrılan taraf oldular. Maçtan sonra Uruguay’ın tanınmış teknik direktörü Oscar Tabarez, Peru karşılaşmasından ders aldıklarını, bazı oyuncu değişikliklerine gideceklerini ve daha kontrollü oynayacaklarını söyledi. Nitekim Tabarez’in dediklerini takımının Bolivya ile oynadığı maçta bizlerde gördük. Uruguay’da ilk maçta görev yapan Godin, Canobbio ve Estoyanoff yerlerini Scotti, Pereira ve Cristian Rodriguez’e bırakmışlardı. Maçın ilk devresinde her iki takımda çok top kaybı yaptı. Dikkatimizi çeken Uruguaylı oyuncuların hırslı ve mücadeleci oyunuydu. İkinci yarıda baskısını artıran La Celeste (Uruguay) Pereira’nın sağdan ortasında Forlan’ın dokunabildiği topu Sanchez’in yakın mesafeden tamamlamasıyla öne geçti. Ama Lima’nın uzaktan vuruşunu ve 90+3. dakikada karşı karşıya pozisyonda Mojika’nın şutunu çıkaran Carini galibiyette gerçekten büyük pay sahibiydi. Uruguay son maçında ev sahibi Venezuella ile golsüz berabere kalırken bu sonuç iki takımı da çeyrek finale taşımaya yetti. Ev sahibi turnuvada ilk maçında Bolivya ile 2-2 berabere kalırken ikinci maçında istim üzerindeki Peru’yu net bir skorla geçti, 2-0. Şiddetli bir yağmur altında oynana maçtaki kırılma noktaları 15. dakikada kırmızı kart gören Garcia’nın Peru’yu bir kişi eksik bırakması ve hakemin Pizarro’ya yapılan net penaltıyı atlamasıydı. Grubun kader maçı Peru ile Bolivya arasında oynandı. Aslında bu karşılaşmada Bolivya çeyrek finale oldukça yaklaştı. Moreno’nun ceza alanı dışından nefis aşırtması ve Campos’un üst direkten ağlara yönelen çok sert şutu ile iki kez öne geçtiler. Ancak 1982 Dünya Kupası’nda Peru’nun üzerine titrediği yıldız olarak lanse edilen şimdiki teknik adam Uribe’yi tanınmış golcü Pizarro’nun golleri, hele 85. dakikada gelen golü kurtardı.

B GRUBU:

B Grubu maçlar başlamadan bakıldığında en zor grup olduğu söylenebilir. Bu grupta da maçlar sürpriz sonuçlarla başladı. Yıldız oyuncularını milli formaya davet etmeyerek büyük tepki toplayan Dunga’nın Brezilyası Gold Cup’ta finalde kaybeden ve ayağının tozuyla gelen Meksika’ya 2-0 yenildi. Brezilya’nın da kaçırdığı ve Ochoa’nın kalesinde devleştiği maçta bir gol atan Nery Castillo bir pozisyonu benciliğiyle harcarken bir başkasında kaleciyi geçtikten sonra kaleyi tutturamadı. Brezilya sonraki maçında Şili’yi 3-0 yendi. Ancak sonuç yanıltmasın oyun olarak Şili’nin rakibinden hiç eksiği yoktu. Maçın kırılma noktaları pozisyon bulmakta güçlük çeken Sambacılar lehine verilen ağır penaltı kararı ve Robinho ile öne geçmelerinin yanı sıra karşılaşma 1-0 devam ederken Şilinin yetenekli forveti Suazo’nun rakiplerini ve kaleci Doni’yi geçtikten sonra golü atamamasıydı. Brezilyanın diğer iki golü ise son 7 dakika içinde geldi. Brezilya grubun son maçında da iyi oynamadı ama Ekvador’u 1-0 yenmeyi bildi. Brezilya’yı Konfederasyon Kupası’ndan sonra bir kez daha yenen Meksika Ekvador’u 2-1 le geçerken çeyrek finali son maça kalmadan garantilemişti. Şili karşısında kendilerini çok sıkmadılar ve golsüz beraberlikle iki ekip de turu geçmesini bildi. Ama Şili açısında en önemli karşılaşma ilk maçtı. Ekvador’a karşı İki kez yenik duruma düştüğü ve son on dakikasına geride girdiği maçı Suazo ve Villanueva’nın golleriyle kazanarak büyük avantaj kazanmıştı. Dünya Kupası’nda gruptan çıkmayı başaran ve dikkatleri üzerine çeken Ekvador belki kötü futbol oynamadı. Ancak üç karşılaşma sonunda puansız olmalarını sanırım sorgulamaları gerekli.

C GRUBU:

Turnuvanın en büyük favorisi Arjantin beklentileri boşa çıkarmadı. Gerek oynadığı pozitif futbol ve gerekse attıkları güzel gollerle futbolseverlere en güzel maçları izlettirdiler. Önce mağlup duruma düştükleri maçta Birleşik Amerika’yı Crespo’nun iki, Aimar ve Tevez’in golleriyle 4-1 yendiler. İkinci karşılaşmada Kolombiya’yı yine dört golle geçtiler. Ama bu maçta penaltıdan attığı gol sırasında sağ ayak arka adalesinden sakatlanan golcü Hernan Crespo sahayı terk etti. Crespo’yu ne yazık ki diğer maçlarda da izleyemedik. Paraguay’da ilk maçında tarihi bir skora imza attı. Güçlü Kolombiya’yı 5-0 yenerek büyük moral ve avantaj kazandılar. Ardından Birleşik Amerika’yı 3-1 yenerek 2. maçlar sonrası çeyrek final vizesi aldılar. İki rahat takımdan aslarını dinlendiren Arjantin Şili’yi de yenerek hem grubu lider bitirdi hem de kayıpsız tek ülke oldu. Puansız iki ekibin mücadelesinde Kolombiya Birleşik Amerika’yı 1-0 yenerek turnuvayı galibiyetle kapattı. Kısa süre önce Gold Cup’ı kazana Birleşik Amerika eksik kadroyla geldiği turnuvada bekleneni veremedi. 2001 in şampiyonu Kolombiya da elenen dört ekip arasında yer alarak dibe vurdu.

ÇEYREK FİNALLER:

VENEZUELLA-URUGUAY: 1-4

Aynı grupta mücadele eden iki takım arasındaki karşılaşma Uruguay’ın üst üste tehlikeli ataklarıyla başladı. Uzaktan attığı bir şutla ev sahibinin kalecisini zor durumda bırakan Forlan, sonraki pozisyonda rakiplerini geçti ancak şutu kalecinin ayaklarına takıldı. Cristian Rodriguez ve Forlan’ın uygun pozisyonları değerlendirememesinden sonra orta alandan derinlemesine atılan uzun pasa hareketlenen Forlan defansın arkasına sarktı ve beklenen golü attı. Ama La Celeste’nin sevinci sadece iki dakika sürdü. Arango’nun serbest vuruşunda barajın açılması sonucu aralarından geçen topta kaleci Carini’nin yapacağı bir şey yoktu. Fucile ile duvar pası yaptıktan sonra mükemmel bir şutla takımını öne geçiren Pablo Garcia turnuvanın en güzel gollerinden birine imza attı. Venezuella kalan dakikalarda gol aradıysa da istediği pozisyonları bir türlü bulamadı. Ama Uruguay iki kontratakta Cristian Rodriguez’in güzel vuruşu ve Forlan’ın kaleciden dönen topu tamamlamasıyla farklı bir skora imza atmasını bildi. Bu karşılaşma gösterdi ki turnuvaya 3-0 lık şok bir yenilgi ile başlayan Uruguay hem futbol hem sonuç olarak kaliteli kadrosuna yaraşır oyunlar sergilemeye başladı. Venezuella ise Copa America’da hem çok uzun yıllar sonra tekrar galibiyetle tanıştı, hem ilk kez çeyrek finale yükseldi hem de İspanya’da oynayan Juan Arango’dan sonra futbol dünyasına bir yıldız daha Giancarlo Maldonado’yu hediye etti.

ŞİLİ-BREZİLYA: 1-6

Brezilya ve Şili birlikte anılınca hemen 1989 yılı aklımıza geliyor. 1990 Dünya Kupası elemeleri için ünlü Maracana Stadı’nda karşılaştı iki ülke. Brezilya 1-0 önde iken karşılaşmanın 67. dakikasında tribünden atılan bir meşalenin kafasına isabet etmesi sonucu Şili kalecisi Roberto Rojas kanlar içinde yere yığıldı. Olay üzerine Şili takımı sahadan çekildi. Fakat yapılan incelemeler sonucu meşalenin Rojas’a isabet etmediği ve Şilili kalecinin meşaleye doğru kendini atarken eldivenini arasından çıkardığı bir bıçak ile kendini yaraladığı anlaşıldı. Sonuç olarak Şili hükmen yenik sayılıp elemelerden ihraç edilirken Rojas futbol karşılaşmalarından ömür boyu men edildi. İlginçtir ki aynı grupta mücadele eden iki ekip yine karşı karşıya geldi. Ama Brezilya turnuvadaki en iyi oyununu sergilediği bu maçta gollerede erken kavuştu. İlk 27 dakika içinde Juan, Baptista ve Robinho ile üç gol bulan Sambacılar maçı erken bitirdiler. Seleçao’nun diğer gollerini yine Robinho, Joshue ve Vagner Love atarken Şili’ye tek golünü Suazo kazandırdı. Bu sonuçtan sonra Şili’nin Uruguaylı teknik direktörü Nelson Acosta istifa etti. Dört saatlik bir toplantı yapan Şili Futbol Federasyonu ise çeyrek finale kalınmasını kutlamak amacıyla bir otelde sabaha kadar içen ve olay çıkaran oyuncuları Beşiktaşlı Tello, Ormeno, Valdivia, Vargas, Contreras ve Navia’ya ağır cezalar verdi.

MEKSİKA-PARAGUAY: 6-0

Paraguay’da kaleci Vilar’ın eksikliğinde, bir ara Trabzonspor’un gündemine de gelen Bobadilla kaleyi devralmıştı. Ancak onu uzun süre izlemek nasip olmadı. Daha maçın

3.dakikasında Bobadilla’nın kullandığı aut atışını Castro uzun bir kafa vuruşu ile karşıladı, defansın kısa düşen geri pasını yakalayan Nery Castillo kaleyi çalımladı ama kendini Bobadilla’dan kurtaramadı. Arjantinli hakem penaltı noktasını gösterirken Bobadilla’yı da kırmızı kartla saha kenarına gönderdi. Paraguay teknik direktörü Gerardo Martino orta beşlinin solundaki Santana’yı oyundan alıp kaleye 3.tercihi olan Zayas’ı yolladı. Zayas, kaleye geçer geçmez Castillo’nun penaltısında topu kendi filelerinden çıkardı. Bir kişi eksik kalan Paraguay açık futbolu tercih ederken Cardozo’nun yakın mesafeden kafavuruşunda golü kaçırdı. Ama kontrataklardan iyi pozisyonlar yakalayan Meksika 27. dakikada Castillo’nun al da at dediği pozisyonda Torrado’nun sert vuruşuyla çok rahatladı. 38. dakikada ise Cacho’nun nefis pasını göğsünde kontrol eden Castillo sol ayağıyla düzgün vurdu ve ilk yarı bitmeden işi bitirdi. İkinci yarıda Barreto, Cardozo ortak çalışmasında en son Santa Cruz’un yerden şutu direğin dibinden dışarı çıktı. Son on dakikada Paraguay güçten ve oyundan düşünce Meksika’nın ard arda golleri geldi. Önce Arce uzaktan kaleciyi avladı. Daha sonra Guardado düşürülünce oyuna sonradan dahil olan tecrübeli golcü Blanco, çok fazla gerildiği penaltı vuruşunu sert bir şutla gol olarak değerlendirdi. Uzatma anlarında ise Guardado’nun soldan ortasında yakın mesafeden kafayı vuran Omar Bravo son sözü söyledi, 6-0. Monumental Stadı’nı dolduran 52.000 seyirci gole ve futbola doyarken El Tricolor yola devam dedi.

ARJANTİN – PERU: 4-0

Bu ana kadar oynanan tüm çeyrek final maçları farklı sonuçlarla bitmişti. Arjantin ile Peru arasındaki karşılaşma ise güç dengesi açısından Arjantin’in kesinlikle favori olduğu bir karşılaşma olarak görülüyordu. Bu arada iki ülke arasında 1978 Dünya Kupası’nda oynanan ve ev sahibi Arjantin’in 6-0 kazanmasından dolayı şike söylentilerinin ayyuka çıktığı bir maç olduğunu hatırlatmadan geçmeyelim. Bu maçta gerçekten şike yapılıp yapılmadığı bilinmez. Ancak Arjantin’in ilk kez Dünya Şampiyonu olması, cunta yönetimi altında ezilen halka soluk alma fırsatı vermesi bakımından futbolun kazandığını simgeler bana göre. Neyse artık maça dönelim. Karşılaşmanın ilk yarısında Arjantin’in oyun kurma ve Peru’nun bunu bozma taktiği arasında tatsız tuzsuz dakikalar birbirini izledi. İki takım arasındaki güç dengesizliğini iyi bilen Peru teknik direktörü Urube, taktiğini sadece gol yememek, rakibin oyununu bozmak ve 90 dakikayı golsüz tamamlayarak şansını seri penaltı atışlarına taşımak üzerine kurmuştu. Alfio Basile ikinci yarıya Milito kardeşlerden etkili olamayan Diego’nun yerine Tevez’i alarak başladı. Albicelestes (Arjantin) aradığı gole hemen kavuştu. 47. dakikada Riquelme mavi beyazlıları 1-0 öne taşıdı. İlk yarı boyunca bir tek akın geliştiremeyen Peru mağlup duruma düşmesine karşın hücum organizasyonları yapmadı ya da yapamadı. Durum böyle olunca Arjantin Messi, Mascherano ve yine Riquelme ile bulduğu gollerle yarı final vizesini kaptı.


Hiç yorum yok: