İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

9.08.2007

I'm a Swedishman in Manchester



“Manchester City gibi köklü bir kulübün başına getirildiğim için çok mutluyum. Bu muhteşem bir deneyim olacak” diyerek başladı işe. Seneliğine 3 milyon pound gibi iyi bir para alacak ve de 50 milyon pound transfer bütçesinin şimdilik 40 milyonunu harcamış durumda. Gelecek haftaysa Marco Amelia ve Mark Bresciano’yu transfer edeceği dedikodularıyla 50 milyon poundu tamamlayacak gibi duruyor. Şu ana kadarsa sırasıyla geçen sezon İtalya liginde 19 gol atan Rolando Bianchi, İsviçre U-21 kaptanı Gelson Fernandez, Bos(man)’la alınan Geovanni, Atletico Madrid’in hızlı sol kanatı Martin Petrov, Hırvatistan A milli takımında oynayan 21 yaşındaki Vedran Corluka, Real Sociedad’dan gelen 21 yaşındaki Javier Garrido, 15 kere Brezilya A milli olmayı başarabilmiş Elano ve de Bulgaristan’ın gelecek vaad eden yetenekli oyuncularından 21 yaşındaki Valeri Bojinov Eriksson’un City kadrosuna kattığı oyuncular. Bu transferlerin en ilginç ve de önemli yanları hiçbirinin Premier League tecrübesi olmaması ve de 2-3 tanesi hariç(ki en yaşlısı Geovanni 27 yaşında) yaşlarının çok genç olması.

Eriksson menajer olduğunda ilk değindiği noktalardan birisi de Manchester City Academy’nin çok önemli ve de başarılı işlere imza attığını söylemek olmuştu. Şu an takım kadrosunda Academy’den çıkan tam 9 tane oyuncu bulunuyor ve bu rakam hakikaten dünyanın belki de hiçbir takımında yok. Ayrıca bu 9 oyuncudan Micah Richards, Nedum Onuoha, Stephen Ireland, Michael Johnson geçen sezon çoğunlukla ilk 11de yer almışlardı. Hatta Chelsea ve Arsenal tarafından ısrarla transfer edilmeye çalışılan Micah Richards ve de yakın zamanda “Next big big star of English football” olarak gösterilen Daniel Sturridge de bu akademiden çıkan futbolcular. Eriksson’un bu kadar genç futbolcudan yararlanma olanağının yanısıra genç oyuncular transfer etmesini ve de Paul Dickov, Danny Mills ve Ousmane Dabo gibi takımın yaşlı oyuncularını göndermesini, City için uzun vadeli planlar yaptığının göstergesi olarak yorumlamak için kahin olmaya gerek yok gibi. Zaten bu düşünceyi 1-0 yenildikleri Valencia’yla yapılan hazırlık maçından sonra “Yeni oyuncular aldım. Hepsi de genç ve başarıya açlar” sözüyle destekliyor Eriksson.

Ligin ilk haftalarındaki ManU derbisini ve Arsenal deplasmanını puanlar alarak geçiştirebilirlerse takım iyi bir hava yakalayabilir ancak bu maçlardan alınacak mağlubiyetler takımın uyum sürecini daha geç tamamlamasına neden olur. Dünyanın en kısa sürede en iyi adaptasyonu yaratmasıyla bilinen Eriksson, Valencia maçından sonra takımını çok beğendiğini ve takımının ligin başlaması için can attığını söyledi. Daha önce İngiltere milli takımında, İngilizler tarafından çok da beğenilmeyen Eriksson bu sorunun kendisine yöneltilmesi üzerine “Milli takımda başarısız mıydım?” sorusuyla karşılık vermesi ve de bilindiği gibi Ada’dan hiç oyuncu almaması üzerine kafalarda soru işaretleri oluşmasına yetti de arttı bile. Buna rağmen taraftarlar şu anda alınan oyuncuların kalitesinden çok memnun. Ayrıca Eriksson’un takımına güvenmesi ve transfer dedikodularına “cool” bir şekilde yaklaşması da taraftarları ayrıca sevindiren bir durum olarak gözüküyor. Bilindiği gibi Premier League bu haftasonu başlıyor ve Eriksson ilk maçına West Ham karşısında çıkacak. Yapılan son transferlerle ilk 8 için şansını zorlayacak gibi gözüken City’nin sezon sonu durumunu açıkçası şimdiden merak ediyorum.

Hiç yorum yok: