İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

14.07.2010

Şampiyon İspanya!

Öncelikle üçüncülük/dördüncülük maçına değinmek istiyorum biraz. Genel basında bu maça fazla ilgi gösterilmiyor gibi bir düşünce oluştu son yıllarda. Öyle bir şey yok, bu maçı da kazanmak için çıkıyor oynayan takımlar. Kendilerine tarihte önemli bir yer ayırmak için, bronz madalya kazanmak için. Uruguay gibi 3 defans yapan ve 3 forvetle oynayan, Almanya gibi de turnuvanın en golcü takımı karşı karşıya gelince, ortaya bol gollü ve zevkli, çekişmeli bir karşılaşma çıkması kaçınılmazdı. Almanya'da Klose'nin turnuva tarihinin gol kralı olması, en az maçı kazanmaları kadar önemliymiş ama grip yüzünden oynayamadı Klose. Bir kaç as oyuncu daha yedek kaldı ve Aogo, Jansen gibi isimler ilk 11'de şans buldu. Schweinsteiger, 2006'daki üçüncülük/dördüncülük maçına uzaktan şutlarıyla damga vurmuştu. Yine uzaktan çok sert bir şut çıkardı ve dönen topu Müller tamamlayarak takımını 1-0 öne geçirdi. Daha sonra kendisinden beklenmeyen bir hata yaptı Bastian. Kontratakta Cavani ile eşitliği yakaladı Uruguay. Turnuvanın yıldızlarından Forlan, harika bir gol attı 2. yarı başlarında. Sonra Muslera'nın 2 hatası ve Jansen ile Khedira ile 2 kafa golü. Muslera turnuvanın iyi kalecilerindendi ama bu maçta 3 golde de hatası var bence. Son dakikada Forlan'ın frikiği direkten döndü. Gol olmasını çok istedim açıkçası, Forlan'a bu oyunla gol krallığı yakışırdı. Almanya, 2006'dan sonra üst üste 2. kez 3. oldu. Uruguay ise uzun süre sora ilk 4 içinde bitirdi.

Maç öncesi ritüellerini izleyemedim. Jimmy Jump abimiz söylediği gibi sahaya girmiş. Kupaya da şapka takmaya çalışmış ama engellenmiş tabii yaka paça. Güzel adam vesselam, ekşi'de bir yorum var bu adamla ilgili; adam tek başına inci sözlük, eheh. Çoğu atlayışında da üzerinde mesaj veren bir tişört oluyor. Bunda da ırkçılığa karşı olduğunu belirten bir tişörtle atlamış. Sırada ne var Jimmy Başkan?

Açıkçası son yıllarda bu tip ülke organizasyonlarında en zevk aldığım final oldu. Bunda büyük pay, iki taraftan birinin kazanmasını deliler gibi istememdi şüphesiz ama Hollanda'yı tutmasam bile büyük zevk alırdım sanırım. Böyle farklı sistemleri olan takımların mücadelesi her zaman zevkli olmuştur. 120 dakikalık maç da beklenen gibi geçti zaten. İspanya orta sahaya, topa hakim olmaya çalıştı. Hollanda ise "Savunma hücumdan başlar" taktiğiyle 10 oyuncuyla pres yaptı, top yaptırmadı. Açıkçası 90 dakika içerisinde istediğini alanın Hollanda olduğunu düşünüyorum. İspanya'nın tek net pozisyonu duran toptan Ramos'un kafasıydı ilk yarıda. Stekelenburg iyi çıkardı. Bunun dışında iki takım adına da net pozisyon diyebileceğimiz bir pozisyon varsa o da futbol dışı De Jong'un hareketiydi. Howard Webb net kırmızı kartı es geçti. İspanya'yı sadece saha içi hareketlerle bozamıyorsunuz. Futbol dışı hareketlere de sıklıkla başvurdu Portakallar. Sertlikle de sindirdiler açıkçası. 2. yarı da tıpkı ilk yarı gibiydi. Topa sahip olmaya çalışan ama olamayan İspanya ve onun oyununu bozup kontralardan ya da duran toplardan gol arayan Hollanda. Bu yarıda ilk yarıdan farklı olarak gol pozisyonları vardı. Sneijder'in harika pasında Robben'in çok net pozisyonu kaçırması, daha sonra Navas'ın girişiyle İspanya'nın hareketlenmesi ve yine aynı oyuncunun ortasında Villa'nın müsait pozisyonunda kale önündeki şutunu Heitinga'nın kesmesi. Ve son dakikalarda İspanya yüklenirken bir kontratak, Robben'in muazzam hızıyla iki defans oyuncusunun gerisinden gelip topla beraber önüne geçmesi, ki birisi de Puyol, ama kaleci Casillas'ı yine geçememesi...

İspanya topu koşturduğu için fazla yorulmadı. Hollanda ise tüm adamlarıyla maç boyu pres yaptı, inanılmaz bir efor sarfetti. Bir de kenardan giren adamlar İspanya'nın kenarı kadar etkili değil. Sergen gibi konuşuyor olacağım ama bir Van der Vaart'ın, bir Fabregas'a, bir Torres'e göre oyunu değiştirebilme etkisi çok daha az. Fabregas'ın girişiyle İspanya iyice ayağa kalktı ve yorulan Hollanda'ya karşı 90 dakikada koyamadığı ağırlığı koydu uzatma dakikalarında. Fabregas ile karşı karşıya pozisyon bulup kaçırdılar. 110. dakikada Heitinga'nın atılmasıyla 10 kişi kaldı Hollanda. Çok daha önceden 10 kişi kalması gerekiyordu tabii. Yorgunluğun üstüne, 10 kişi kalınca, İspanya'da saldırmaya devam edince açık verdi turuncu defans. Iniesta da affetmedi. İspanya şampiyon olurken Hollanda ile beraber ben de yıkılmıştım televizyon karşısında. Kim bu kadar dramatik bir final olacağını tahmin ederdi ki?

Burada izin verirseniz Howard Webb'e bir parantez açmak istiyorum. Kendisini severim açıkçası, pozisyonları kesmeyen, oyunu zırt pırt durdurmayan hakemler her zaman tercihimdir. Webb de onlardan biri. Şöyle bir özelliği var Webb'in. İstikrarlı iyi performans gösterir ama 10 maçından 1'ini çok kötü yönetir. Çok çok kötü. Kişisel bir gözlem bu. Dünya Kupası Finali'de kötü zamanına denk geldi. Ama çok çok kötü. Oyunu sürekli kesti, pozisyonları devam ettirmedi. Zırt pırt düdük çaldı, avantaja bırakmadı. De Jong'un kırmızı kart görmesi gerekiyordu. Hollanda'nın yediği golden önce, Sneijder'in serbest vuruşunda top çok net yön değiştirdi baraja çarparak. Korneri göremedi. Kimse konuşmadı ama Elia'nın da iki kişinin arasına girip çıkamadığı pozisyon var. Gol de orada kaptırılan topun devamında geldi. Bir de şey var. 1-0'dan sonra resmen acıdı Robben'e. Acımak nedir ya? Düdükten sonra topa vurduysa sarı kartını gösterip, 2. sarıdan atacaksın adamı. Sınıfta kaldı Webb. Karizmayı çizdirdi...

İyisiyle kötüsüyle bir Dünya Kupası geride kaldı. Ben çok beğendim açıkçası. Her Dünya Kupası bir öncekinden zevkli oluyor. 2014'te bundan iyi olacaktır. Vuvuzela, Ahtapot Paul, Larissa Riquelme, Sara Carbonero, Mick Jagger, Jabulani gibi şeyler ileride hep aklımızda kalacak. Saha içindeyse, olumlu futbol oynayan Şili, dev takımları ezen Almanya, Forlan'ın Uruguay'ı, Gyan'ın Gana'sı, ev sahibi Güney Afrika, rezil Fransa, gruptan çıkamayan son şampiyon İtalya, turnuvanın tek yenilgisiz takımı Yeni Zelanda, Bert van Marwijk'in değişik Hollanda'sı ve tabii ki Şampiyon İspanya ilk akla gelen takımlar olacak. Altın Top ödülü Forlan'ın, Altın Ayakkabı ve En iyi Genç Oyuncu ödülü Müller'in, En iyi Eldiven ödülü ise Casillas'ın oldu. 4 gol kralı var turnuvanın; 5'er golle Forlan, Müller, Sneijder ve Villa. Son olarak kendi en iyi 11'imi yapıp bitireyim yazıyı;

Casillas, Ramos-Puyol-Van Bronckhorst, Xavi-Iniesta-Sneijder-Schweinsteiger, Müller-Villa-Forlan

Hiç yorum yok: