İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

30.05.2010

2010 Türkiye GP

Bundan 3-5 sene öncesine kadar Formula1'i deli gibi takip eder, pazar günlerimi ekran karşısında geçirirdim. Etrafımdaki sosyal çevre de benim gibi gerek Hakinen-Schumacher çekişmesi gerekse de NTV'de Okay Karacan-Murat Kosova anlatımı sayesinde bu işe büyük bir ilgi beslerdi.

Sonrası klasik hikaye. NTV, markanın değerini artırdı. Yayın hakları daha yüksek fiyatlara Doğan grubuna geçti. Markanın ağzına sıçtılar. Ben ve benim çevremdeki insanların F1'e ilgisi bitti.

Açıkça söylemek gerekirse bu sene herhangi bir yarışı izlemedim. Pilotlar kimler, hangi takımda yarışırlar hiçbir fikrim yoktu. İlgimin daha yüksek olduğu dönemlerde İstanbul GP'sine o dönemler öğrenci olan benim için yüksek gelen bilet fiyatları yüzünden gitmemiştim. Çok spontane bir şekilde, "ya bu pistin sözleşmesi seneye bitiyor, muhtemelen ilgisizlik yüzünden yenilemezler, hazır şansımız varken gidip bi görelim bari" gazıyla cumartesi öğleden sonra açık alana bilet aldık yarışa. Zira bilet fiyatlarını hissedilebilir ölçüde indirmişler.

Bu kadar spontane bir şekilde alınca, imza günü varmış, en güzel şuradan izlenirmiş, şurada konser varmış gibi konuları es geçip sadece yanıma şemsiye ve şapka alıp sandalet, şort bir vaziyette "aa buranın otoparkı boşmuş" diyerek daldık. Şansımıza pistin güzel bir bölümü çıktı. Bulunduğumuz yerde Bulgar - Rus - Yunan güruh hakimdi. Diğer tribünlerde İspanyol - Alman varmış. Biz ucuzcu tribündeydik, ucuz memleketin turistleri vardı.

Şu yarışa iki şekilde gidilebilir. Ya yarışı izleyeceksin, o zaman da ne olduğunu anlamak için parayı bayılıp start-finiş düzlüğünü gören bir yerden yarışı izleyeceksin. Ya da açık alanda izleyeceksen pikniğe gelir gibi şezlong, plaj şemsiyesi, ev yapımı sandöviç, bir buzluk dolusu bira ile gelip keyif yapacaksın. Zira bizim izlediğimiz yerde bi bakıyorsun Webber - Vettel ilk iki sıradayken, bi sonraki tur adamlar etrafta yoklar. Ne olduğunu anca eve gidince öğrendim.

Bir de tabi gitmeden önce en azından 2 GP seyredeceksin ki kimin kim olduğunu anlayasın. İtiraf etmek gerekir ki yarış bitene kadar Button'ı, Schumacher sanıyordum. McLaren ile Mercedes hangi ara ayrıldılar ki, ben en son bıraktığımda bunların ikisi aynı şeydi.

Hiç yorum yok: