İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

17.05.2010

Fenerbahçe SK kelle istenecek kadar başarısız mı?



Dün akşam Caddebostan’da maçı izledikten sonra evime dönüyordum. Kızıltoprak Migros civarlarında iki elaman daha önceden aldığım ve elimde patlamış olan meşaleyi istediler. Olmaz dediğimde, “abi ama stada atacaz” diye yanıt verdiler. “Manyak mısın, niye atıyosun stada” dediğimde çocuğun cevabı “abi sen fenerli değil misin?” oldu.


İnsanların 10 dakika boyunca boşuna sevindiklerini anladıktan sonra o anki ruh haliyle galyana gelip stadı yakmalarına yine de bir kulup uydurabilirim ama sinirler biraz yatışıp ertesi gün halen daha görece olarak daha aklı başında olması gereken blog yazarları, “yönetim istifa etsin” diye bağrınıyorlarsa bunu bir değerlendirmek lazım.


Herşeyin başında başlığa SK ibaresinden başlayalım. Bu takımın ismi FC Fenerbahçe değildir. Fenerbahçe adı üzerinde bir spor kulübüdür. Bugüne kadar bu sezon erkek voleybol, kadın voleybol ve kadın basketbol takımları şampiyon olmuş, erkek basketbol takımı finale çıkmıştır. Sırf futbol takımı şampiyon olamadığı diye spor kulübünün yönetim kurulu başarısız sayılamaz.


Futbol takımı stadı yakacak kadar başarısız mıdır peki? Senin en büyük iki rakibinin çeyrek finalden öteye gidemediği kupaya sadece 35 dakika, rakiplerinin bir ay önceden havlu attığı lig şampiyonluğuna ise 1 gol uzaklıktaydı. 13’ü kaleyi bulan 40’a yakın şuttan herhangi biri daha kale çizgisini geçseydi bugün çok farklı şeyleri konuşuyor olacaktık. Elbette ki eleştirecek çok şey var, Daum’dan Güiza’ya kadar ama zaten biz bunları bütün bir yıl eleştirdik ve bu koşullar altında iki kupada bu noktaya geldik.


Sadece futbolda değil diğer branşlarda da herhangi bir başarıları olmamalarına rağmen kimsenin Adnan Polat’ın ya da Yıldırım Demirören’in kellesini istemediği bir ortamda Aziz Yıldırım’ın istifasını istemek çok büyük bir haksızlıkmış gibi geliyor bana.

4 yorum:

emoshus dedi ki...

ne kadar güzel yazmışsın ilker... ama bence senin bahsettiğin maalesef bu ülke için çok büyük bir ütopya olacak...

Av. Levent Öge dedi ki...

çarşamba günü bir basın toplantısı yapacaklarmış, dilerim yine bir istifa-geri dönüşüm şov yapmaz aziz yıldırım. aziz yıldırım'ın gitmesini istiyorum ama bunun normal şartlar altında, kongre üyelerinin yapacağı seçimle olmasını istiyorum. itidalin, istikrarın ancak böyle sağlanabileceğini düşünüyorum. ha, aziz yıldırım ortada rakip bırakmadı tabi, o da ayrı bir mesele

spor kulübü olarak bakıldığında fenerbahçe hiç de başarısız değil, yakmış olsak da hala güzel bir stadımız var. gördüğüm kadarıyla işine karışılmayan sponsorlar sayesinde basketbol, voleybol takımları yol kattetti. ama aziz yıldırım futbol takımını başka kimselere bırakılmayacak kadar önemli gördüğünden orada ciddi bir problem var. aykut olmadı, aykut beyefendiliğinde bir adamın aziz yıldırımla çalışması mümkün değildir bence. olayı yine bir kurtarıcıya bağlama tehlikesine karşın görev tanımı çok net yapılmış, azıcık dişli bir aykuta ihtiyaç var. aziz yıldırım'ı futbol takımından uzak tutacak birisine... ilk defa şampiyonluk kaçmıyor, ilk defa son düdükle de şampiyonluk kaçmıyor, taraftar o acıyla terbiye etti kendini ama kriz yönetme becerisinden yoksunluk bizleri rezil ediyor. o adam eline mikrofon alıp kafasına göre anons yapamamalı işte, sanırım bu ayrı bir terbiye gerektiriyor.

SinnFein dedi ki...

Bence de Fenerbahçe spor kulübü olarak bakıldığında çok başarısız değil.Hatta profesyoneller sayesinde Avrupa'da bile ciddi başarılar sağlanmaya başlandı. Bunu futbola uygulamak için Aziz Yıldırım'ın biraz geride kalması gerekiyor. Kendisinden "kazanmak için her yol mübah" ilkesini benimsemesi yüzünden nefret eden biriyim ama Fenerbahçe'yi ekonomik anlamda getirdiği nokta, yaptığı transferler, tesisleşme göz önünde bulundurulduğunda diğer başkanlardan oldukça başarılı buluyorum. Geride kalıp kulübü sadece idare etse bu nefret-antiFB imp.'ndan da kurtulacak gibi.
Kriz yönetmede de bence oldukça başarılı. Her kötü sonuçtan sonra ya da rakiplerin başarısında sonra başarılı rakipler değil FB ya da Aziz Yıldırım konuşuluyor. bkn. ilk istifa, geçen seneki Topuz olayı, bu seneki anons gibi... Böylece içerde kendisi istediği gibi olayları çözümlüyor diye düşünüyorum. Ki Yıldırım Demirören ile karşılaştırıldığında rezillik ve kriz yönetimi konusunda ne kadar başarılı olduğu zaten birşey söylemeden ortaya çıkıyor.

Son pragrafa gelince Galatasaraylılar'ı bilemem ama bizde Tüpçü'nin kellesi senelerdir isteniyor ama malesef bir türlü o kelle alınamadı. Çifte kupa sonrası bile yeter tezahüratları vardı stadlarda.

Ben Bursa'nın şampiyonluğuna herkesin sandığı gibi Fenerbahçe'nin şampiyon olmadığı için sevinmedim.(dalga geçiyoruz o ayrı :D) Bursa'nın şampiyonluğu sanırım bu 3 büyük(!) dediğimiz takımalra birşeyleri umarım göstermiştir. Türk futbolunun altına soktukları ve benim dinamitle balık avlamaya benzettiğim davranışları ve yönetim becerileri yüzünden Türk futbolunun ne hale geldiği ya da gelemediği ortada. Umarım bu şampiyonluk bazı şeylerin değişmesi için fırsat olur..

Can dedi ki...

İlker peki şöyle yaklaşsak olaya: Türkiye'de birçok alanda olduğu gibi eleştirinin altı dolmuyor. Başkan'ı istifaya çağırmak yerine Aykut'un yetkilerini arttırmaya çağırmak mümkün müdür mesela? Demek istediğim kurumsal sorumluluk paylaşımının dönüştürülmesi daha akıllıca bir talep olmaz mı? Sanıyorum bahsettiğin tüm spor dalları arasında günlük işleyişine Aziz Yıldırım'ın en çok müdahele ettiği branş futboldur. Sanki fark burada.