İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

22.06.2010

Kupada son 2 gün!

Slovakya 0-2 Paraguay

Slovakya büyük hayal kırıklığı yaratıyor. Sadece skorlar değil bu hayal kırıklığını yaratan. İnsan, Avrupa Elemeleri'nde grubunu 1. olarak bitirip gelen bir takımdan daha fazlasını bekliyor. Oysa onlar 2 maçta sadece 1 pozisyon bulabilmiş durumda. O da gol oldu zaten. Yeni Zelanda'ya karşı 1 gol atıp üstüne yatmaya çalışmışlardı, son dakika golüyle hayal kırıklığına uğradılar. Bu sefer Paraguay öne geçti 1-0. Çok güzel bir organizasyonla golü buldular. Barrios'un arayı çok iyi görmesi, Vera'nın sağ ayağının dışıyla bitirmesi falan çok güzeldi. 2. yarıda da Slovakya'nın 1 önceki maç yaptığını yapmadı ve 2.yi aradı Paraguay. 86. dakikada Riveros ile de 2'yi buldu. Slovakya maç boyunca Paraguay kalesine gelemezken, Paraguay bu galibiyetle gruptan lider çıkma adına büyük bir adım attı, bir altta değineceğimiz İtalya'nın beraberliğiyle beraber...

İtalya 1-1 Yeni Zelanda

Çok eksantrik bir havada oynandı maç. Yani, benim izlediğim Kocaeli'de deliler gibi yağmur yağdı. Maçın oynandığı Nelspruit'te de kapalıydı hava. İtalya için iyice karardı 7. dakikada. Ofsayt kokan bir golle, duran topa Smeltz'in dokunuşuyla 1-0 öne geçti Yeni Zelanda. Slovakya maçında da güzel bir asist yapmıştı Smeltz. Avrupa'ya göz mü kırpıyor? Daha sonra İtalya bastırdı. Ablukaya almasa da kaleyi, ciddi bir şekilde topa sahip oldular beklenildiği gibi. 23. dakikada kafa topu mücadelesinde Yeni Zelandalı Fallon rakibinin kafasına dirsek attı. Direkt kırmızı kart görmesi gerekirken sarı kart bile vermedi hakem, üstelik sarı kart verse de 2. sarıdan kırmızı görüp atılacaktı. Sonra ise penaltı kazandı İtalya. De Rossi çekilerek yere düştü. Tamam, De Rossi tiyatral yeteneklerini de kullandı orada ama çekildi net bir şekilde ve penaltı kararı çok doğru Batres'in. Iaquinta ile 1-1'i yakaladı İtalya ve devreye böyle girildi. Devrede, Twitter'ın yeni yüzlerinden Güntekin Onay şuna benzer bir şey dedi; "Yeni Zelanda, İstanbul'a gelip öne geçen ama çaresiz bir şekilde yenilmeye mahkum oynayan Anadolu takımı gibi." Evet, gerçekten de öyle gözükmüşlerdi 1-0'dan sonra. Ancak 2. yarı İtalya'yı durdurmayı başardılar. Daha doğrusu İtalya organize olamadı İlker'in dediği gibi Pirlo'nun, Totti'nin yokluğunda. Uzaktan şutlarla gol bulmaya çalıştılar, onda da kaleci Paston'u geçemediler. Puanlar 1-1 paylaşıldı.

Brezilya 3-1 Fildişi Sahili

Daha ilk dakikada kontratak buldu Brezilya ancak Robinho'nun ceza sahası dışından vurduğu top çok üstten auta gitti. Ben zaten hızlı ve gollü bir maç bekliyordum, bu atakla tezimi doğrular nitelikte başladı maç ama gole kadar seyreden dakikalar orta saha mücadelesi şeklinde geçti. Brezilya'nın çok zorlanacağı belli iken, araya atılan bir top ve Luis Fabiano'nun harika vuruşuyla 1-0 öne geçtiler. İlk yarıda başka pozisyon oldu mu hatırlamıyorum açıkçası. 2. yarı başladıktan 5 dakika sonra Luis Fabiano iki kere elle oynadığı pozisyonda, eh kabul edelim güzel bir gol attı. Brezilya 2-0 öne geçerken Fildişi'nin de direnci kırıldı bu golle. Anlamadığım çok önemli bir şey var. Fransa, İrlanda'yı Henry'nin eliyle yaptığı asist ile 1-0 geçip Dünya Kupası'na geldiğinde sosyal medyada en büyük Henry hayranları bile Henry'ye ateş püskürüyordu. Günlerce konuşuldu bu olay, hala konuşuluyor. Luis Fabiano'nun bu golüne bakış açısı ise şu oldu aynı insanların; "El var ama güzel gol!" bu mudur yani olay, bu mudur? Hele Fransız hakem için şunu diyen bile oldu; "Fransızlar için elle oynamak normal futbolda" E o zaman, Henry elle oynadıktan sonra yaptığı açıklamada "Hakemin bu tip olayları görmesi gerek" derken neredeydiniz arkadaşım? Brezilya milliyetçisi miyiz, yoksa İrlanda mı? Yoksa Fransa'dan mı nefret ediyoruz? Neyse, sonrası Elano'nun 3. golü ve sertleşen oyun. Tiote ve Keita'nın sert futbolu, hakem Lannoy'un cezalandıramaması ve otoritesini kaybetmesi. Çıkan olaylar, Kaka'nın Keita'ya attığı dirsek ve Keita'nın her zamanki gibi sahtekar tavırları. Arada Drogba'nın da golü var. Fildişi'nin gruptan çıkması için Brezilya'nın Portekiz'i farklı yenmesi lazım ama sakat Elano'lu, oynayamayacak olan Kaka'lı Brezilya'nın bunu başarması zor olabilir.

Portekiz 7-0 Kuzey Kore

Uykunun kurbanı olup ilk yarım saati kaçırdım. Babam kısa bir özet geçti. Deliler gibi karla karışık yağmur yağmış. Hani ülkemizden biliyoruz, bu tip havalarda büyük takımlar, küçük takımlara karşı ortalamadan daha fazla zorlanır. Kuzey Kore de pozisyonlar bulmuş ilk yarım saatte. Portekiz'in 1 topu direkten dönmüş, 2. kez geldiklerinde de güzel bir organizasyon ve Raul Meireles ile golü bulmuşlar. İlk yarı bittikten sonra bir güzel organizasyon ile daha 2. golü buldular Simao ile 2. yarının başı. 3 dakika geçmeden yakalanan kontratakta Almeida kafayla 3 yaptı. 4 dakika sonra Tiago 4! 20 dakika golsüz geçildikten sonra Kuzey Kore en azından 1 gol bulmak adına ailecek hücuma çıkınca 3 gol daha gördü kalesinde son 10 dakikalık dilimde. Goller, oyuna yeni girdiği gibi atan Liedson, ilginç bir gole imzasını atan ama spikerin dediği gibi "seneler boyu hatırlanacak bir gol" asla olmayan Cristiano Ronaldo ve 2. golünü bulan Tiago'dan geldi. Bu tip takımlar genelde 0-0'a oynadığından maç berabere devam ettiği müddetçe disiplinden kopmazlar. Ancak 2. golü yediklerinde dağılmaya başlarlar. Hele de 2 ile 3 üst üste gelirse fark kaçınılmazdır artık. Portekiz de, Almanya'nın 2002'deki 8-0'ından sonra en farklı skoru yakaladı 7-0 ile, Dünya Kupaları tarihinde.

Şili 1-0 İsviçre

İlk maçlarında Honduras ve İspanya'yı aynı skorla 1-0 yenen iki 3 puanlı takımın mücadelesinin çok zevkli geçeceğini düşünmüştüm maç öncesi. Şili'de adamım Valdivia yedekte başlamıştı ama İsviçre'de adamım Behrami ve adamım Frei ilk 11'di, dolayısıyla daha bir dikkatli izleyecektim otomatikman. Behrami'nin atılmasına kadar Şili'nin üst üste 2 uzaktan şutu hariç pozisyon yoktu. Arap hakem Al Ghamdi, çok da sert geçmeyen maçta 4 sarı kart çıkarmıştı ilk yarım saatte ve 31. dakikada Behrami'nin ikili mücadelede yaptığı faule çok ağır bir kararla direkt kırmızı kart gösterdi. İsviçre'de 42. dakikada da taktiksel bir değişiklik geldi ve Frei kenara alındı, Barnetta girdi. Böylece adamlarımdan biri 31, biri de 42. dakikada sahadan çıkmak zorunda kalmıştı. Hay şansıma... 10 kişi kaldıktan sonra İsviçre ister istemez İspanya maçındaki oyununa dönmek zorunda kaldı. Bu tip defanslara karşı, yakaladığınız pozisyonları atamazsanız defans büyür, geçen her dakika o defansı kuvvetlendirir. Öyle de oldu. 2. yarının başında çok gol kaçırdı Şili ve bir dakikadan sonra tempo düştü. Maç böyle bitecek derken 75'te hata geldi ve arka direğe açılan ortada Mark Gonzales'e kafayla dokunmak kaldı Şili cephesinde. Golde küçük bir ofsayt da vardı sanırım. Şili'ye averaj gerekiyordu ve son dakikalarda yine saldırdılar. Paredes el freni oldu resmen kaçırdığı gollerle. İsviçre de beraberlik için çok çok çok önemli bir fırsat yakaladı ama Eren önüne düşen bu fırsatı gol yapamadı. 1-0 Şili kazandı maçı. Ayrıca şöyle de bir not verelim, İsviçre bu maçın 72. dakikasına kadar gol yemediği takdirde, Dünya Kupaları'nın en uzun süre gol yemeyen takımı ünvanını elinden alacaktı İtalya'nın. 550 dakika gol yemeyerek aldılar da.

İspanya 2-0 Honduras

Portekiz gün içinde Kuzey Kore'yi 7-0 yendi ancak bu Dünya Kupası'nın en farklı galibiyeti rekoru, o maçtan saatler sonra kırılabilirdi. Villa ve özellikle Torres biraz daha becerikli olsa. Villa 2 güzel gol attı ama penaltı kaçırdı ve penaltı kaçırdıktan sonra da 1-2 net fırsattan daha yararlanamadı. Torres ise hiç hazır gözükmedi. Çok rahat bitirebileceği bir çok pozisyonda topu dağlara taşlara dikti. İspanya farklı kazanmak için çıktı sahaya, ancak 2-0 da onlara yetiyor. Şili'yi tek farklı yendikleri takdirde bir üst tura çıkacaklar. Tabii İsviçre, Honduras'ı farklı yenerse, İspanya Brezilya ile eşleşecek muhtemelen. Şayet Brezilya'ya elenirlerse, "Biz neden imkanımız varken fark atamadık Honduras'a?" diye kafalarını taşlara vururlar artık.

6 yorum:

emoshus dedi ki...

ortakafagol tarihçiniz olarak hemen düzeltme yapıyorum... dünya kupaları tarihinde macaristan'ın g.kore'yi 1954'te 9-0 yendiği maç vardır... ve yine aynı dünya kupasında biz de g. kore'yi 7-0 yendik...

Mehmet Reşit dedi ki...

Yahu emoshus ağabey; siz 6 ayda bir 2 kelam ettiğinize göre ben mi kötü babayım, anlamıyorum.

emoshus dedi ki...

Mehmet Reşit kardeşim,

Eğer mesajını doğru anladıysam; 1. Baba olmama daha 2 ay var.. 2. Kendini daha iyi hissetmek istiyorsan Levent Stardust biladerime bak, adam kendine ait bir blog bile yürütüyor...

Av. Levent Öge dedi ki...

ehe, ben süper babayım.:))
şimdi, olayın esra ceyhan'la a'dan z'ye programına dönüşme tehlikesini göze alarak nasıl böyle bir iş yaptığımı anlatayım: bir, mesai saatlerinde iş yavaşlatma eylemi yapıyorum (tembellikten değil, gayet bilinli bir direnişim var) ikincisi uyumuyorum yani insan gibi saatlerde yatmıyorum

emoshus dedi ki...

Benim sessizliğim daha çok okg'nin yeni formatına bi türlü alışamamamdan kaynaklanıyor... bi iki defa yazı yazdım ama bi türlü siteye yükleyemedim sonra tadım kaçtı falan da filan...

Beercholic dedi ki...

emoshus baba, haklısın..
yalnız almanya'nın 8-0'ından sonra ki en farklı skor demeye çalıştım orada, heh heh..
(şaka tabii, hatamdan kıvırarak sıyrılmaya çalıştım, eheh)