Başlığı, 80'lerde çocuk olmuş hemen herkes hatırlayacaktır; Susam Sokağı'nın Sadettin Teksoy'dan hallice Muhabir Kurbağacık'ı, arada bir röportaj için, ilham sıkıntısı çekme çağlarındaki piyanist Bay Müzik'in kapısını çalar, hemen her seferinde de onu, başlıktaki nidalarla beste yapamayışına isyan ederken bulurdu.
Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi'nde, Kiev karşısına, ya "tamam", ya da "devam" demek için çıktı. Bir süredir şansını tutturamadığı rakibi karşısında, makus talihini yenercesine bir duran top golüyle öne geçti. Maçın 90+3. dakikasında, rakibin bir köşe vuruşu sonrasında, ceza sahasında bir ömüre sığmaz bir pozisyonu savuşturarak da galibiyete uzandı.
Kiev, 20 saniye süren bu karambolde tam 6 kez gol girişiminde bulundu, ki her biri başlı başına bir İlker Yasin narası attıracak kadar gol ile burun burunaydı; auta giden en son şutu saymıyorum, zira o biraz da "eh yeter artık" kabilinden bir abanma gibiydi.
İkinci deneme, ilk deneme sonrası yerlerde debelenmekte olan Ayila'nın topu karambolde kaleye doğru ittirmesi; akıbeti, yine altıpas içerisinde, yine ilk deneme sonrası yerlerde debelenmekte olan, yine Veli'den dönmek oluyor.
Üçüncü deneme, 4-5 metrelik bir uçuşla topa kafa vurmaya çalışan kaleci Shovkovsky'nin yarattığı akımla topun kaleye doğru bir ivme kazanması; akıbeti, önce ilk iki denemenin sahibi Ayila'nın kafasından sekmek, sonra da çizgi üzerinden İsmail'in eliyle beli arasında bir uzvundan dönmek ve Egemen tarafından uzaklaştırılmak oluyor.
Dördüncü deneme, oradan-buradan sekerek ceza sahası dışına yuvarlanan
topun, Kemalettin misali gerilerden gelen Ninkovic'in abanık volesi olarak kaleye yönelişi; akıbeti, Ernst'in takdire şayan bir mental refleksle kollarını kapatarak ördüğü et duvardan dönmek oluyor.
Beşinci deneme, bu sefer, seke seke Milevskiy'nin ayağına oturan topun bir dömi-vole olarak kaleye yönelişi; akıbeti, birazdan olacakları sezmişcesine topun peşinde dola
şan Cenk'in, Milevskiy'nin volesine paralel, penaltı noktası üzerine doğru yaptığı ezber uçuştan dönmek oluyor.
Altıncı deneme, Cenk'ten dönen topun başladığı noktaya, yani sol çaprazda atağı başlatan korneri kullanan Aliev'in ayağına düşmesi ve Aliyev'in topu şöyle bir düzeltip yakın direğin dibine plaselemesi; akıbeti, önündeki insan kalabalığını ite-kaka kaleye doğru koşmaya çalışan Cenk'in bir kaç metre kala kanatlanarak çizgi üzerinde topu çelmesi oluyor. Bu altıncı denemede, Hilbert, Veli ve Egemen'in, hareket halindeki topun önüne doğaçlama kurdukları üçlü baraja dikkat çekmek isterim.
Velhasıl; girmeyince girmiyor, olmayınca olmuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder