İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

27.04.2013

Yetmez ama evet..



Önce başlığı açıklayayım. Üç önemli sporda(Futbol, basketbol, voleybol) güzel bir sezon geçiriyoruz. Tabii ki önemli olan daha da iyi işler yapmak. O nedenle bir dönem epey popüler bir söz olan bu başlık zannedersem ülke sporumuz için çok anlam ifade ediyor.

Voleybolu çok takip etmem ama kadınlar voleybolda epeydir çok iyiyiz, bunu biliyorum. Bu sene de voleybolda final-fourda iki takımımız vardı (Vakıfbank ve Galatasaray Daikin) ve Vakıfbank şampiyon oldu.

Erkek basketbolda Pınar Karşıyaka Eurochallenge Kupası'nda finale kaldı. Final pazar günü oynanacak ve Karşıyaka kazanırsa bu kupayı üst üste ikinci kez ülkemize getirmiş olacağız.(Geçen yıl Beşiktaş Milangaz kazanmıştı) Eurochallenge, Avrupa'nın üçüncü kupası olduğu için çok önem verilmiyor ama Karşıyaka bütçesinde bir kulüp için alınan netice son derece başarılı. Eurocup'ta Galatasaray MP yaşadığı zamansız şanssızlıklar(Hawkins-Domercant) nedeniyle belki de en güçlü adayı olduğu kupada çeyrek finale kalamadı. Banvit ise yıllardır istikrarlı ama bir ileri adımı atamıyor, bu sene de atamadı. Euroleague'de Beşiktaş bütçesine göre iyi bir iş başardı ve TOP 16'ya geçen yılki gibi üç takım sokmayı başardık. Fenerbahçe Ülker ve Anadolu Efes ise kurdukları yüksek bütçeli kadrolara rağmen doğru takım kimyasını oturtamadıkları için yine F4 göremediler. Efes'in çeyrek final 5. maçına kadar gelmesi yine başarısız olmadığını gösterir ancak Fenerbahçe tam anlamıyla skandal bir sezon geçirdi.

Kadınlar basketbolda ise birinci kupada Fenerbahçe, ikinci kupada Kayseri Kaski final oynadı. Kadın  basketbolunu da pek takip etmediğim için yorum yapmıyorum.

Gelelim en önemlisine, futbola.. Bu sezon yıllardan beri üstümüzdeki ölü toprağını sonunda attık. 2002'den beri ülke futbolu 2008'deki Fenerbahçe çeyrek finali ve Avrupa Şampiyonası yarı finali dışında hiç bir şey görememişti. Daha iki yıl önce Galatasaray, Karpaty Lviv'e; Fenerbahçe Young Boys'a, Paok'a eleniyordu. Bu sezon ise Galatasaray Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynadı ve çeyrek finalde Real Madrid'i yendi, Fenerbahçe UEFA Kupası'nda finale çok yakın. Tabii bazılarını bu da tatmin etmiyor. Galatasaray ve Fenerbahçe'nin kolay kuralar çektiklerini ve şanslı olduklarını söyleyen sayısı epey fazla. Tamam iki takımımız da şanslıydı, bunu kabul edelim. Ama gerek kura şansı, gerek maç içinde yaşanan şans ve şanssızlıklar oyunun doğasında var ve futbolu güzelleştiren öğeler. Bugün Manchester United Avrupa'nın ilk sekizine giremezken Galatasaray'ın ilk sekize girmesi garip ama güzel. Ayrıca biz bu konularda her daim şanslı olan bir ülke değiliz ki. Şanssız maçlarımız, hakem hataları yüzünden yaşadığımız kayıplar ve şanssız kuralarımız çok fazla. Ben hep şu örneği veriyorum, yine vereyim: 2001-2002 sezonunda Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'nde 6 maçta 0 puan aldığında grubunda Barcelona, o sene final oynayan Leverkusen, ve yakın zamanda Fransa ve Avrupa futbolunda fırtınalar estirecek Lyon vardı. Aynı sezon Galatasaray Şampiyonlar Ligi ikinci turunda Barcelona, Liverpool ve Roma ile eşleşmiş(Liverpool ve Roma o zamanlar bugüne göre çok daha güçlüydü) ve çeyrek finali kaçırmıştı. Tüm bunlar olduğu zaman bu takımlarımıza şanssız demiyorsak biraz şans yardımıyla ilerlediği zaman "bu başarı şanstır" dersek ayıp olur, oluyor da. Takımlarımız Real Madrid'i, Barcelona'yı, Manchester'ı yendiğinde "Tek maçlık zaferler bir şey getirmez, önemli olan yukarılara çıkmak" diyenler önemli başarı kazanınca da "Cluj'la, Bate Borisov'la, Braga'yla oynasam ben de tur atlarım, daha güçlü takımlarla eşleşse bunları yapamazdı" diyorlar. Bizim insanımız istiyor ki Galatasaray-Fenerbahçe sırasıyla Real Madrid, Manchester, Bayern ve Barcelona'yı geçip Şampiyonlar Ligi şampiyonu olsun. Ama şunu unutmayalım, yukarıda da belirttiğim gibi Galatasaray iki yıl önce Karpaty Lviv'i, Fenerbahçe de Young Boys'u eleyemiyordu.

Hiç yorum yok: