İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

3.09.2013

Atina

Bodrum'a giderken yol üstünde durup Susurluk'ta mola veriliyor da İngiltere'ye giderken Atina'da mola verilmez mi? Diğer biletlere kıyasla 100 avro daha ucuz olan 23 saat Atina aktarmalı bilet bulunca bir şehir daha görmek adına neden olmasın dedim? 

Atina'ya daha önce 9 yıl önce Olimpiyatlar için gelmiştim. Hal böyle olunca o gezide turistik yerlerden ziyade stadları, spor salonlarını görmüştüm. Bu neredeyse tam bir günümde kendimi Akropolis ve Plaka'nın tavernalarına attım.

İlk söyleyeceğim şey burası bir başkentten ziyade bir tatil beldesini andırıyor. İnsanlar bildiğin sokaklarda bikiniyle, mayoyla dolaşıyorlar. İkinci olarak krizden kırılmış memlekette herşey için pazarlık sınırlarını zorlayın. Mesela ben bir tavernada "akşam yemeği alırım, uzo senden olur" diye anlaştım. Veya tavernaya oturmadan önce " şunları şunları yiyeceğim şu kadaröderim" deyip menü fiyatı üzerinden de pazarlık yapabilirsiniz.

Atina'nın ilk ve en önemli görülmesi gereken yeri Akropolis. Ta M.Ö 500 yılında dağın tanrılara adanmasıyla tapınaklar yapılmış ve 2500 yıldır bu tapınaklar halen daha ayaktalar. Giriş sabah 8'de açılıyor. Tavsiyem sabah 8'de kapısında olmanız yönünde. Bunun iki sebebi var. Birincisi zaten tüm turistler buraya geliyor ve eğer biraz geç gelirseniz çok uzun kuyruklarda bilet sırasını beklersiniz. İkincisi Ağustos sonunda gölgede 35 derece sıcaklıkta, öğle güneşinin altında o tepeye tırmanmak hiç de sağlıklı bir fikir değil. Son olarak yanınıza kesinlikle 1,5 litrelik bir su almadan tırmanmaya başlamayın.
Çıkış yolu sizi sizi Agora'ya yönlendiriyor. Burası zamanında bir yandan pazarın kurulduğu bir yandan da zamanında filozofların fikirlerini dile getirdiği meydanlarmış. Agora sonrası ise artık modern pazar diyebileceğimiz sağlı sollu hediyelik eşyacıların sıralandığı tamamen yayalaştırılmış Plaka semtinin başlangıcı. Türkler tarafından inşa edilmiş bu semt Akropolis'in eteklerinde güzel bir manzarayla pazarlık yapılarak yemek yenecek birçok tavernayı barındırıyor. 
Plaka'nın sonunda ise Syntagma meydanı var. Bu meydanın etrafında birçok tarihi bina var. Bunların başında ev terliği gibi ayakkabılarıyla nöbet tutan muhafızların koruduğu parlemento binası geliyor. Zamanında, daha Yunanlılar krizden kıvrınmayıp Türk turistere muhtaç olmadığı ve Türklere pis gözlerle baktığı zamanlarda, bu muhafızın yanında Türkiye forması ile fotoğraf çektirmiştim. Kafama dipçiği geçirebilirmiş.
Bu tutum 9 yılda çok değişmiş. 5 kuruş para harcamayan Kuzey Avrupa turistlerinin yanında para harcamaktan çekinmeyen Türk turistler baş tacı edilmiş durumda. Bu sebeple ki hangi esnafa Türk olduğumu söylesem hemen "ooo ben Beşiktaş'ı tutuyorum" ya da "ooo ben İstanbul'a 5 kere geldim" diye muhabbete koyuluyorlar.

Sokaktaki reklam panolarında Muhteşem Yüzyıl'ın afişleri var. Hediyelik eşya dükkanındaki kız Türk olduğumu öğrenince "merhaba, nasılsın?" diyor. Kız, Türk dizilerinin hayranıymış. Alt yazılı yayınlanan birçok Türk dizisi sayesinde birkaç kelime öğrenmiş.

Atina'nın plajları şehre 10 km mesafede. Tramvaylar plaja iniyor. 22 avroya hem tek kişilik hem iki kişilik otel odaları mevcut. Pazarlıkla kişi başı 15 avroya akşam yemeği yiyebiliyorsunuz. Bu bir tam günde cebimden toplam 66 avro çıktı. 

Son olarak bir cafeye oturuyorum. Değişik ama güzel frappeleri var. Zaten herkes bunu içiyor. Sonrasında tekrar havaalanına doğru yola düşüyorum. İstikamet Kuzey İngiltere.


Hiç yorum yok: