İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

14.11.2004

Arsenal Serbest Düşüşte

Uzun süre siz ortakafagol.com takipçilerineıları yazılarımla ulaşamadım. The Premiership köşesini öksüz bıraktım. Üniversiteye uyum süreci uzun sürdü herhalde. Umarım bundan sonra siteye daha sık yazı yazabilirim.
Son yazımdan bu yana Ada’da işler epey karıştı. Özellikle Avrupa Kupalarının ve Lig Kupası’nın başlamasıyla yoğunlaşan fikstürler, sakatlıkar, istifalar Premier League’in çehresini iyice değiştirdi. Sırayla başlayalım. İlk yazımızın konusu Arsenal.

Rekorların takımı, maç trafiğinin getirdiği yorgunluğa dayanamadı. Geçen sezon çoktandır özlemini çektikleri lig şampiyonluğuna ulaştıktan sonra Nottingham Forest’ın ligdeki yenilmezlik rekorunu kırıp, yine aynı rekoru 47 maça uzatan “Topçular,” bekaretlerini ezeli rakipler Manchester United’a kaybettiler. Aynı geçen sezonun ilk Arsenal-United derbisi gibi ziyadesiyle olaylı geçen maçta Man Utd, tartışmalı penaltıyla galibiyeti alan taraf oldu. Maçtan sonra, televizyon görüntüleriyle Ruud van Nistelrooy’un Campbell’a yaptığı çirkeflik tespit edildi ve Hollandalı 3 maç ceza aldı. Hatırlayacağınız gibi geçen sezon da van Nistelrooy, Serhat Akın’a özenip artistik hareketlere başvurmuş ve Robert de Niro’yu kıskandıracak dramatiklikteki hareketleriyle Arsenal’li oyuncuların kart yağmuruna maruz kalmasına neden olmuştu.
Ancak Arsenal’in bu düşüşü adeta geliyorum demişti. Geçtiğimiz sezon kazanılan şampiyonluk sonrası Wenger ve adamlarının en büyük hedefinin yıllardır boyunları bükük terk ettikleri Avrupa’da elde edilecek bir başarı olduğunu herkes biliyordu. Arsenal, sezon öncesi bütün bahis şirketlerinin Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu için en büyük aday olarak kendilerini göstermelerinden de büyük ölçüde gaza gelmişti. Ancak Rosenborg ve Panathinaikos’a karşı üst üste alınan beraberlikler takımın moralini ve kondisyonunu olumsuz etkiledi. Peki Arsenal’in bu düşüşünün nedenleri neydi?
Evet, Arsenal belki de ligdeki en uyumlu ve “takım gibi” takım, oyuncuları birbirine uyum sağlamışlar, ancak Arsene Wenger’in oyuncularını bir türlü verimli bir rotasyona oturtamaması yıllardır Arsenal’in başındaki en büyük dert. Burada dünyaca ünlü bir takım olmasına rağmen, sezonun başından beri bir maça dahi Ashley Cole, Lauren, Kolo Touré ve Henry’siz çıkmamış bir takımdan bahsediyoruz. Tamam Henry belki dayanıklılığı ve sakatlanmama gibi özellikleriyle bir futbol fenomeni olabilir (kendisi bu durumu antrenmanları ve maçları dışında bütün gün yemek yiyip uyumaya ve karısı Claire’yle vakit geçirmeye borçlu olduğunu söylüyor), ama özellikle diğer oyunculardaki performans düşüşü sezon başına bakıldığında oldukça belirgin. Wenger hoca belki de uçak fobisi yüzünden İngiltere dışına çıkamayan Bergkamp’ı özellikle lig maçlarında oynatmadığına pişmandır. Zira veteran futbol psikopatı, sezonun ilk maçlarında beş sene gençleşmiş bir görüntü sergilemişti. Bergkamp’ı bıraktık, bu takımda geleceğin yıldızı statüsünde Gael Clichy, Jermaine Pennant, van Persie gibi oyuncular var. Rotasyondan faydalanan tek gencin Fabregas olması düşündürücü.
Bir de Arsenal’de ciddi bir zihinsel konsantrasyon sorunu var. Neredeyse tüm maçlarda, ilk golü attıktan hemen sonra bir gol yemeyi takım adet haline getirmiş durumda. Maçların kazanıldığı günlerde de mevcut olmasına rağmen sonrasında atılan minimum 2 gol nedeniyle kimsenin dikkatini çekmeyen bu kronik sorun, özellikle son Crystal Palace-Arsenal maçında iyice ayyuka çıktı. Bu kadar ciddi hedeflere oynayan bir takımın oyun disiplininden bu kadar kolay kopması rakiplerinin affedecekleri bir hata değil. Nitekim önce Crystal Palace affetmedi ve Arsenal bütün maç savunmasını açmaya didindiği rakibinin kaleye ilk şutunda golü yedi. Ardından da Mourinho’nun Chelsea’si liderliği kaptı. Bakmayın siz, Arsenal bu hafta Tottenham’ı çok önemli bir Londra derbisinde 5-4 yenmiş olabilir (son 4 maçtaki ilk galibiyetleri) ancak Campbell’sız (Cygan’lı) defansın düştüğü içler acısı durum ortada. Özellikle oyun disiplini ve yan toplar konusunda sezonun ilk yazılarından beri belirtmekten dillerimizde tüy biten sorunları yaşıyorlar.
Ne diyelim, Allah sabır versin, diyoruz…

Hiç yorum yok: