Birkaç gün önce şampiyonlar liginde 2. tur kuraları çekildi. Fenerbahçe’nin payına da Sevilla düştü. Şu günlerde sıklıkla Sevilla ile ilgili değerlendirmeler yapılmakta, kimileri kuranın oldukça iyi olduğundan, kimileri ise Sevilla’nın çok güçlü bir takım olduğundan bahsetmekte. Ben de bu vesileyle, iki yıl önce analizini yaptığım Sevilla’dan tekrar bahsetmek istiyorum.
Sevilla’dan bahsetmeden önce Şampiyonlar Ligi kurasıyla ilgili birkaç şey söylemenin yerinde olduğu düşüncesindeyim. Sezon başından beri Avrupa’da ummadığım kadar iyi oynayan ve gruptan çıkarak önemli bir başarı gösteren Fenerbahçe’yi kutlamak isterim. Elde edilen başarı son derece mühim. Son 16 takım arasına kalmayı asla hafife almamak gerek. İtalyan, İspanyol ve İngilizlerin 4’er takımla yer aldığı, Lyon, PSV gibi takımların önemli başarılar elde ettiği bu organizasyonda 16 takım arasına kalmak kuşkusuz önemli bir başarı. Kura çekiminde Fenerbahçe’yi bekleyen 7 takımdan Üçü İspanyol, ikisi İngiliz, biri İtalyan diğeri ise Portekiz takımıydı. Çok basit bir mantıkla bile çekilecek en iyi kuranın Portekiz takımı olacağını düşünmek sanırım yanlış olmaz. Porto da oldukça iyi bir takım olmasına karşın Fenerbahçe’nin tur şansının en fazla olacağı kura elbette bu kura olurdu.
Porto dışındaki altı takımı birbirinden Fenerbahçe açısından çok ayırmamak gerekir. Bu altı takımdan hangisi çıksa Fenerbahçe’nin şansı oldukça az olarak değerlendirilmeliydi. Sevilla’nın Türk Kamuoyu açısından bir farkı vardı. Bu fark da Sevilla isminin henüz Barça, Real, Milan, Manc.Utd., Chelsea seviyesinde olmamasıydı. Zaten kura sonrası yapılan yorumların esasını da bu teşkil etmekte.
Bundan iki-üç yıl önce Sevilla’da yaşanan değişim kimilerinin dikkatini çekmişti. Bu değişimin parlak sonuçlar vereceğine o günlerde inananlardandım. Ne var ki Sevilla beklenenden çok daha hızlı bir yerlere geldi ve son iki yıla Avrupa’da damgasını vurdu. İki sezonda, 2 UEFA, 1 İspanya Kral Kupası, 1 İspanya Süper Kupası ve 1 tane de Avrupa Süper Kupası. Ligde geçen yıl son haftaya kadar Şampiyonluk mücadelesini kattığımızda, yaşananların muazzam olduğunu kabul etmemiz gerekir.
Sevilla’yı analiz ederken, Fenerbahçe’ye değinerek bunu yapmayı uygun görüyorum. Geçen iki muhteşem yılın ardından Sevilla, bu sezona İspanya Süper Kupasında Real Madrid’i iki maçta da çok rahat yenerek başlamıştı. Ardından ise Getafe maçında Puerta’nın hayatını kaybetmesiyle büyük bir şok yaşayan Endülüs takımı, bu olaydan üç gün sonra oynadığı Süper Kupa Finalini Milan’a kaybetti. Ş.ligine de Arsenal mağlubiyetiyle başlayan Sevilla, ligde istikrarsız bir grafik ortaya koydu. Juande Ramos’un Tottenham’a gitmesi takımda çok fazla değişikliğe neden olmadı. B takımın teknik direktörü Manuel Jimenez getirildi.
Sıkıntılı günleri atlatan Sevilla, ş.liginde altı maçın beşini kazanıp, ligde de son haftalarda hem iyi futbol oynayıp, hem de iyi sonuçlar almaya başladı. Muhtemelen, Şubat ayına gelindiğinde ligde de durumunu toparlamış olacaklardır.
Sevilla’nın Fenerbahçe oranla önemli bir avantaja sahip olduğu kaleci mevkisi şu an için soru işareti. Sevilla’nın son iki yıldaki başarılarının mimarlarından Palop sakat ve Fenerbahçe’ye karşı da muhtemelen oynayamayacak. Bu önemli bir şans. Kalenin şimdiki sahibi De Sanctis ise sezon başında Udinese’den transfer edildi. 30 yaşındaki kaleci Palop’u mutlak suretle aratacaktır diye düşünüyorum.
Sevilla klasik 4-4-2 sistemini sahada uygulayan bir takım. Bu sistemin doğal bir gereği olarak da kanatları oldukça aktif bir biçimde kullanıyorlar. Sevilla’da savunmanın sağında büyük takımların transfer gözdesi olan Dani Alves yer alıyor. Dani Alves’in hemen önünde de Jesus Navas oynuyor. Bu ikili Sevilla’nın rakiplere büyük üstünlük kurmasında çok önemli bir etken. İki oyuncu da çok hızlı ve teknik kapasiteleri hayli iyi. Fenerbahçe’nin burada bir şansı var. Sevilla’nın çok iyi olduğu sağ kanadının karşısında Carlos-Vederson ikilisi de Fenerbahçe’nin oldukça iyi olduğu bir yer. Alman Hinkel ise Dani Alves’in yedeği. Sevilla’nın sol kanadı sağ kanadı kadar olmasa da oldukça iyi. Dragutinovic ya da genç Crespo bu alanın savunucuları, genç yıldızlardan Diego Capel bu sezon sol kanadın hücumcusu olarak kendine forma ansı buldu. Brezilyalı Adriano da sakatlıklarla başı sık sık derde girse de çok önemli bir yetenek. Gökhan Gönül’e eğer gereken yardım getirilmez ise Capel ya da Adriano karşısında işi kolay olmaz. Dragutinovic ya da Crespo yerine Adriano da çekilerek Adriano-Capel ikilisi de Gökhan’ın karşısında olabilir.
Sevilla takımı hücumu çok fazla düşünen bir ekip, bu nedenle savunmaları zaman zaman arızaya da uğramıyor değil. Savunma göbeğinde yaşadıkları sakatlıklar da bu sıkıntıyı daha da artırıyor. Sezon başından beri Javi Navarro, Escude, Fazio, Boulahrouz gibi isimler sakatlıklar nedeniyle başı ağrıyan isimlerdi. Kolombiyalı Mosquera’yı da ilave ettiğimizde savunma göbeğinde oynayacak oyuncular oldukça kaliteli isimler. Escude Fransız, Navarro İspanyol Milli takımına kadar yükseldiler geçen yıl ki formlarıyla. 20 yaşındaki Arjantinli Fazio’da uzun yıllar Arjantin savunmasında yer alacak, önemli bir yetenek. 1.95’lik fiziğiyle geçmişte kısa olan Sevilla savunması için önemli. Tek santraforlu Fenerbahçe’nin bu savunma göbeğini aşması Chelsea ya da Manc.Utd. savunmasına görece kolay da olsa, bu yine de uğraş verici bir iş.
Sevilla orta sahasının sağından ve solundan bahsettim. Ortadaki ikili tercihi bu sezon genellikle Keita ve Poulsen. Savunma yönü çok güçlü olan bu ikilinin Aurello-Selçuk(Deniz) ikilisine oranla hücumdaki etkinlikleri daha fazla olacaktır. Maresca, Marti, Renato orta sahadaki diğer alternatifler. Sağ kanatta Alfaro, sol kanatta ise Duda ise orta sahadaki diğer isimleri. Brezilyalı Renato ikinci forvet olarak da kullanılabilen bir isim. Orta sahada görev verildiği zaman Sevilla’nın hücum gücü artarken, savunma anlamında daha fazla sorun yaşıyorlar.
Sevilla, takımının en zengin olduğu yer ise hücum bölgesi. Beş tane çok önemli forvete sahipler. Kanoute-Fabiano ikilisi form durumları itibariyle ilk tercih edilen isimler. Fizik güçleri çok fazla olan bu ikili Edu-Lugano için çok büyük bir tehlike. Özellikle Kanoute’yi durdurmak çok zor. PSV’den gelen Kone takıma uyum sürecini atlatmış görünüyor ve takıma katkı vermeye başladı. Kadroda daha az şans buluyor olsalar da Kerzhakov ve Chevanton çok hızlı ve gol vuruşu iyi olan isimler.
Sevilla kadrosu önemli yıldızları barındırıyor da olsa tam anlamıyla “takım” diyebileceğimiz bir ekip. Oturmuş kadrosuna ilave ettikleri oyuncular belli bir kıstasa göre ve özenle seçiliyor. Altyapıdan gelen Capel, Crespo, Navas, Alfaro, Fazio gibi isimler de takım stratejisini özümsemiş ve takım kimyasına kolaylıkla uyum sağlıyorlar. Sevilla, özellikle Ramon Sanchez Pizjuan’da oynadıkları karşılaşmalarda son derece baskılı oynayan bir takım. Sevilla’nın bu sezon evinde Real Madrid, Arsenal ve Valencia karşısındaki mükemmel oyunlarını düşündüğümüzde, müthiş zor bir deplasmanın Fenerbahçe’yi beklediğini söylemeliyiz.
Sevilla’nın bu sezon yakaladığı istatistiklere baktığımızda Ş.liginde eleme maçlarıyla birlikte Avrupa’da bu sezon oynadıkları 8 maçta 7 galibiyet alıp 20 gol attılar ve sadece gruptaki ilk maçlarında Arsenal’e kaybettiler. İnişli-çıkışlı bir grafik çizdikleri ligde ise son haftalarda artan performanslarıyla 7 galibiyet, 2 beraberlik ve 8 yenilgi alarak 23 puan topladılar. 32 gol atıp, 23 gol yemeleri hem golcü bir takım olduklarının hem de savunma problemleri yaşadıklarının iyi bir örneği. Keza 20 gol attıkları ş.liginde de 8 gol yediler.
Türk Kamuoyu, Fenerbahçe yönetimi, teknik heyet ve futbolcular Sevilla kurasını oldukça iyi karşıladılar. Bu kağıt üzerinde iyi bir kura olarak görülebilir kuşkusuz. Ne var ki, daha evvel de belirttiğim gibi bu kuranın bazı avantajlarının yanında önemli dezavantajları da var. Çok deneyimli oluşları ve özgüvenleri, takım oyununu belki de Avrupa’da en iyi oynayan takım olmaları, mükemmel hücum güçleri, oyun disiplinine verdikleri önemi dezavantajlar arasında sayabiliriz. Savunmada yaşadıkları sıkıntılar, Palop’un oynamama ihtimalinin yüksekliği, Dani Alves’in geçen sezonu aratır oluşu, Sevilla isminin görece diğer takımlara oranla Fenerbahçe cephesinde yaptığı olumlu hava, Fenerbahçe için sayılabilecek avantajlar olabilir.
Önümüzde uzun bir zaman var. O günlerde her iki takımı yeniden değerlendirmek gerekir. Sevilla’nın şampiyonlar liginde bu yıl olmasa bile önümüzdeki yıllarda finale kadar gitmesi kimseyi şaşırtmayacaktır. Sevilla finale giderse, Fenerbahçe’de bu yılsonunda buruk bir sevinç yaşayabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder