1-)Mircea Lucescu: Geçen yazımın sonuna site editörlerimizden Can eklediği yorumda yazıma tamamen katıldığını ekleme yapacak olursa Lucescu’yu söyleyeceğini belirtmiş. Bence tamamen haklı. Bir teknik adam düşünün ki UEFA şampiyonu olup önemli aslarını kaybetmiş bir takımı hem ligde başarılı konuma getirsin hem de Avrupa’da bu takımı çok önemli yerlere çok kalitesiz bir kadro ile getirsin. Allah için o günkü Galatasaray kadrosunda “Aha bu adam çok iyiydi Avrupa kalitesindeydi diyebileceğiniz bir futbolcu var mıydı?” Fleurquin ile Victoria ile Lucescu bu takımı Real Madrid’ler ile kapıştırdı Türkiye Ligi’nde şampiyon yaptı. Yalan mı?
Sonra ne oldu efsanevi Terim geri döndü Lucescu gönderildi. BJK’ ye geçti Beşiktaş tarihinin en derli toplu futbollarından birini bu adamla oynadı ve şampiyon oldu Avrupa da da başarı ile mücadele etti. Sonra bir şeyler oldu başarısızlık geldi ve Lucescu gönderildi. Ama hiçbir zaman Türk medyası tarafından Lucescu’ya hak ettiği değer verilmedi. Çünkü günlük reytingleri değil sistemini önemseyen bir adamdı.
2-)Vicente Del Bosque: Sadece bize değil İspanyollara da yaranamadı bu Yeniköy kasabı. Yeniköy kasabı yakıştırması bence kendini bilmezliktir ki bizim basınımızca da kullanılmıştır. Kendisi çekirdekten yetişen bir antrenördür öyle tepen inmemiştir. Real Madrid alt kademelerinde yıllarca çalışmış alt yapı nedir ne değildir oyuncu nasıl yetiştirilir bunların hepsini öğrenmiş. Real Madrid’e iki adet kapı gibi Şampiyonlar Ligi kupası kazandırmış ama kendini bilmez Mr.Galacticos Fiorentino Perez tarafından kovulmuştur. Aynı Sven Goran Eriksson örneğinde olduğu gibi Perez de belasını Queiroz Camacho ve Luxemburgo gibi ikinci sınıf hocalar ile bulmuştur.
Bahtsız bir ağabey olan Del Bosque’de teknik direktörlük yaşamını Türkiye’de sürdürmeye karar verip Beşiktaş’a gelir. Günümüz futbolu ve sistemden bir haber olan Türk medyası tarafından tandem oynattığı için kıyasıya eleştirilir ve medyamız kadar da futbol bilgisine sahip olamayan vizyonsuz Demirören yönetimi tarafından Madrid’e geri yollanır. Bu çok değerli ağabeyimizin ne Yeniköy kasaplığı kalır ne de İspanya Umum Kasaplar ve Sakatatçılar Birliği başkanlığı. Belki BJK başında kalabilseydi İbrahim Akın isimli yıldız olması beklenen, yaşken eğilemeyen ve odun olan ağaç İstanbul B.B’ye değil Inter FC ye gidecekti. O Liverpool hezimeti belki hiç olmayacaktı ve bu boş transferlerin yerini genç oyuncularla desteklenen başarılı bir Avrupa takımı olacaktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder