Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale kalan sekiz takımın Avrupa'da sezonun en iyi sekiz takımı olduğunu söyleyebiliriz. Futbolun en üst seviyede olduğu ligde bu sezon değişenler var, değişmeyenler var; kısaca özetleyelim...
Geçen sezon çeyrek finale kalan sekiz takım arasında üç İngiliz, iki İtalyan, birer de İspanyol, Hollandalı ve Alman takımı vardı. Bu sezon son sekize kalan takımlara bakıyoruz; dört İngiliz, birer İspanyol, İtalyan, Alman ve Türk takımı. Geçen sezon da gördüğümüz gibi Avrupa'da farklı ülkelerin takımları arasındaki dengenin sağlanması kısa vadede imkansız. Çeyrek finale kalan sekiz takımdan yedisi Avrupa'nın dört büyük futbol ülkesinden geliyor.
Geçen sezon olduğu gibi yine gördüğümüz bir takımın hem kendi liginde, hem Şampiyonlar Ligi'nde başarılı olması çok zor. İngiliz takımları bir kenara, Barcelona ligde sekiz puan geride, Fenerbahçe ikinci, Schalke beşinci, Roma altı puan geride. Arsenal dışında hiçbir takım zirveye tutunamamış. İngiliz takımları iki kupadan da elenmişler ve ellerinde sadece Şampiyonlar Ligi var.
Tabloya takımlar düzeyinde bakalım: Çeyrek finale kalan sekiz takımdan beşi ilk tura seri başı olarak başlamıştı. Bu sekiz takımdan sadece üçünün gruplarını lider olarak bitirdikleri de ilginç bir not. (geçen sezon altı idi) Grupların en başarılı beş takımından üçünün çeyrek finale kalamamasını da kimsenin gereğinden fazla büyütülmemesi gerekir diye yorumluyoruz. Öte yandan, son torbadan gelen Fenerbahçe ile üçüncü torbadan gelen Schalke de son sekize kalmayı başardılar.
Şampiyonlar Ligi'nde ikinci tur eşleşmeleri geçen sezondan daha zor bir şekilde gerçekleşiyor. ''Teketek maçlar grup maçı oynamaktan zordur.'' demem ama son iki sezonda olmayan bir şekilde iki eşleşmenin penaltılara kalması durumun zorluğunu ortaya koyuyor, sanırım. Sevilla-Fenerbahçe ve Porto-Schalke eşleşmeleri penaltılara kaldı ve -bence ilginçtir- tur atlayanlar konuk ekipler oldu. Bir takımın ne kadar büyük olduğundan öte, maçın tamamına performansını ne kadar yansıttığının önemli olduğunu tekrar görüyoruz. En iyi örneği; ilk maçta Liverpool verdi. Inter çok iyi mücadele etmesine rağmen maçın son bölümüne kadar koruyamadı ve son beş dakikada yenen iki gol turu orada bitirdi.
Kendi sahasında gol yiyip tur atlayan sadece iki takım var: Roma ve Fenerbahçe. İki takım da deplasmanda iki gol atarak dezavantajı, avantaja çevirdiler.
Başarının bir anda olmayacağı mantığını da devam ettirebiliriz. Çeyrek finalist sekiz takımdan beşi geçen sezon da aynı yere gelmişti. Chelsea son beş sezonun dördünde yarı finale kadar yükselmiş bir takım. Son üç sezonda iki kez final oynayan Liverpool bu sezon da fena gitmiyor. 2006'da Barcelona ile Arsenal final oynamışlardı. Roma ile Man Utd de geçen sezon çeyrek finalist olmuşlardı. Alt torbalardan gelen Fenerbahçe ile Schalke temeli olmayan bir yükseliş yaptılar desek yalan olmaz. Fenerbahçe son üç sezonda iki kez grubunu üçüncü bitirip UEFA Kupası'nda son 32'ye kalırken, Schalke sadece iki sezon önce UEFA Kupası'nda yarı final oynamaktan başka bir başarı elde etmemiştir.
Takımlar düzeyine tekrar inelim. Çeyrek finale katılan takımlardan kupayı kazanma şansı en fazla olan takımın Manchester United olduğunu söylemek abartı olmaz diye düşünüyorum. Manchester United diğer takımlara göre çok daha güçlü bir kadroya ve çok geniş bir kadroya sahip. Geçen sezon şampiyon olan Milan kadrosundan çok daha komplike ve sağlam bir kadroya sahip olduklarını düşünüyorum. Yaratıcılık, sağlam oynama, sert olma, takım disiplini, yetenek, bitiricilik her konuda çok iyiler ve bu kupayı almaları işten bile değil. Man Utd'nin en büyük rakibi Barcelona olabilir. Leo Messi'nin sakatlanması kötü bir haber olsa da çok tecrübeli bir kadroya sahipler ve belki de bu takımın son kupası için mücadele ediyorlar.
Son beş sezonda dört kez yarı final oynayan Chelsea kupayı kazanmayı hak ediyor ama bireysel bazda baktığımızda Barcelona veya Man Utd ile boy ölçüşecek bir kadroya sahip değiller. İşin güzel tarafı da; Şampiyonlar Ligi'ne bireysel olarak bakamayacak olmamız, lige takımlar düzeyinde bakmak zorunda olmamız. Bu da Chelsea'yi şanslı yapıyor. Arsenal'in baskıyı kaldıramayacağını düşünüyorum, lig ve Avrupa'yı beraber götüremezler. Liverpool'un sorunu ise kalite, ellerinde sadece Şampiyonlar Ligi var, tecrübeliler ama bu sezon şans onların yanında olmayabilir.
Kalan üç takımın kupayı kazanma şansı olduğunu düşünmüyorum. Fenerbahçe ve Schalke için -birbirleriyle eşleşmezlerse- buraya kadar gelmeleri yeter diyebiliriz. Roma ise son derece aç, çok da güzel futbol oynuyorlar ama yukarıdaki ikiliye -Chelsea'yi de ekleyelim- kafa tutmaları çok zor duruyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder