İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

23.10.2010

Rakibe Saygı Duymak ve Hüsranı Beklerken

Geçtiğimiz sene Ortakafagol oluşumu blog olduğunda, benim yazdığım ilk yazı bir derbi yazısıydı yanlış hatırlamıyorsam. Ligin sonlarına doğru, Ali Sami Yen'de Galatasaray'ı 1-0 yendiğimiz derbinin yazısı. Şöyle demişim o yazının son paragrafında; "Derbi nedir? Derbi, iki takımın da 11'er kişiyle sahaya çıktığı, 90 dakika mücadele ettiği, Papazın Çayırı, Union, Dolmabahçe, İnönü, Ali Sami Yen, Şükrü Saracoğlu ve hatta Seyrantepe farketmeksizin nerede oynanırsa oynansın, Çubuklu'nun kazanacağı bir mücadeledir diye bitireyim, bu da masum bir gönderme olsun, eheh." Elbette bu gerçekten masum bir gönderme. Tabii ki Galatasaray'a hiç bir zaman yenilmeyeceğiz gibi bir iddiam yok, aksine 2 yıl önce kısa hayatımdaki ilk ve tek stattan izlediğim Galatasaray maçı için evden çıkarken, Fenerbahçe'li bir arkadaşımla şu muhabet geçmişti aramızda;

Ben: Şimdi ben maça gidiyorum ya, kesin yenemeyiz.
O: Rahat ol oğlum, Galatasaray bu, Kadıköy'de kesin yeneriz.
Ben: Ne alaka lan, sanki sonsuza kadar yenilmeyeceğiz.
O: Sonsuzu bilmem de, önümüzdeki 2-3 yılda berabere bile kalmayacağımız kesin.
Ben: E iyi bakalım.

Bir de, şimdi nefret ettiğim iddaa'yı, o zamanlar çatır çatır oynardım. Her gün 1-2 kupon yapardım sektirmeden. Genelde derbilerde rakibe oynardım totem olsun diye. Bir de egoist bir düşüncem vardı, takımım kazanamazsa ben para kazanayım. Ama o gün, öyle motive olmuştuk ki biz, 6 maçlık kuponumda Fenerbahçe'ye de vermiştim. Zaten İddaa açılalı ilk defa bir derbide, bir taraf en düşük oranı almıştı, 1.60. Neyse, gerisini biliyorsunuz. 11 Türk ile sahaya çıkan Galatasaray, bize dar etti Kadıköy'ü. 0-0 bitti maç. İddaa'da tek maçtan yattı. Rövanşında 8 kişi kalmıştık, son dakikada yemiş ve 2-1 yenilerek elenmiştik. Nerede "derbilerde favoriler kaybeder ama Fenerbahçe favoriyse işler değişir" sözü?

Şimdi bir derbi oynanacak yarın. Sanırsın Galatasaray ile değil, Tarsus İdman Yurdu ile oynayacak Fenerbahçe. Tarsus'lu taraftarlar alınmasın, Fenerbahçe'li, yüzdesi hiç de düşük olmayan bir kesime göre maç %100 bizim hatta 5-0'dan sonra 6'yı atmalı mıyız, atmamalı mıyız o tartışılıyor. Evet gerçekten, ciddi ciddi bir forumda tartışılıyormuş bu bir arkadaşımın dediğine göre. Bakmadım ama muhtemelen de antu'dur. Facebook'ta herkes profil resmini "Cimbom'a koymaya az kaldı" yapmış, en yakın arkadaşlarımdan biri "yarın puan kaybetmemiz için bir neden söyle?" diyor bana. Herkes hazır yani, yarın maç başlayacak, ilk 10 dakikada 2 tane sallayacağız, sonra rölantide götürdüğümüz oyunda "canımız isterse" 6'ya kadar gelip "kulak çınlatacağız". Aksi düşünülemez, en kötü 3-0 olur, bizim olur.

Haydi taraftarı bir nebze anladık. Anlamadık da, anladık diyelim. Yönetime ne demeli? Çok değil, 4 yıl önce Denizli deplasmanına önde girmiş bir takım Fenerbahçe, son haftada. Galatasaray sahasında Kayseri'yi 3-0 yenerken, biz Denizli'de 1-1 berabere kaldık ve ellerimizle şampiyonluğu verdik. Üzerinden 4 sene geçti, lider girdiğimiz son hafta Trabzon'u ağırladık, Bursaspor evinde Beşiktaş'ı yenerken biz yine 1-1 berabere kaldık ve şampiyonluğu ellerimizle verdik. 28 yıldır Türkiye Kupası'nı alamıyoruz ve son 10 senede sanırım 4 final oynadık, 5 de olabilir bakamayacağım şimdi. Hepsini de kaybettik ve öyle bir psikoloji oluştu ki, sanırsın hiç bir zaman kazanamayacağız. Neden anlattım bunları? Hepsinin de bir ortak noktası var. Hepsinde de maçlar başlamadan önce Fenerbahçe kurumu öyle bir abartıyor ki olayları, maçlar başlamadan şenlik gününe dönüşüyor ortam. Özellikle geçen seneki Trabzonspor maçı, Kadıköy'ün her tarafında sarı lacivert konfetiler, balonlar hazırlanmış. Bağdat Caddesi süslenmiş. Resmi siteyi açıyorsunuz maçtan önce, şampiyon olmuşuz gibi resimler, yazılar çıkıyor. Bunların hepsi taraftarın da, futbolcuların da bilinçaltına yerleşiyor. O "asla kaybetmeyiz, havada karada alırız" bilinci. Sonra ne oluyor? Acı gerçek, 90 dakika sonra ortaya çıkıyor. Kazanamayınca önünde televizyonla Bursa maçını izleyen stad anonsçusu bile şaşırıyor, ne dediğini bilemiyor. 70. dakikada Fenerbahçe Marşı çalıyor, 90. dakikada Bilica, Lugano maç bitsin de şampiyonluğumuzu kutlayalım diye zaman geçiriyor. Fenerbahçe taraftarı kafayı yemekten ne yaptığını bilmiyor ve kutsalını yakıyor, mabedim dediği yeri yakıyor ya adam, yakıyor. Var mı böyle bir şey?

Fenerbahçe yönetimi bütün bu olaylardan hiç ders almamış olacak ki, hafta başında "6-0 Dejavu" tişörtleri çıkarttı Fenerium'dan. Mantık şu; hazır biz bu kadar iyiyiz, Galatasaray kötü, 10 yıldır yeniyoruz, taraftar zaten gaz, biz 1 desek onlar 1000! diyor. Çıkaralım tişörtleri de paramıza para katalım. Hiç Fenerbahçe onuruymuş, duruşuymuş, rakibe saygıymış kimsenin umrunda değil. Heh, bravo size. Afferin, devam edin böyle. Yarın da stadı şenlik yerine çevirin yine. Taraftarı iyice havaya sokun, galibiyete şartlandırın. Hayır en büyük korkum da şu, taraftar böyle galibiyete şartlanınca, gerçekten yenilmeyeceğiz sanıyor. Yani adamlar ciddi ciddi yarın Galatasaray'a yenilmeyeceğimizi iddia edebiliyor. Yenilirsek ne olur? Ne olur söyleyeyim, o stat 2. kez yanar. Vallahi de billahi de yanar. Galatasaray'ın 4 puan önündeyiz, yenilirsek de önünde tamamlayacağız haftayı ama ne olacak? 10 yıldır kazandığımız takıma karşı ilk yenilen teknik direktör Aykut Kocaman oldu olacak ve vurun Aykut Kocaman'a. Öyle bir atmosfer oluşacak ki, 3 haftadır çok iyi gittiğimiz halde, sistem oturduğu halde, şampiyonluğun önemli adaylarından biri olduğumuz halde bir anda moraller bozulacak, takımın üstünde baskı olacak ve Galatasaray'ın, Galatasaray'lının şu günlerde bile yaşadığı kötü durumdan daha kötüsü bizi bekliyor olacak. Evet bir maçta, bu taraftar ve yönetim yüzünden her şey değişebilir.

Bakın daha maçtan 2 gün önce konvoy yapan, 1 gün önce de Galatasaray adına kına gecesi düzenleyenlerden bahsetmedim bile. Üstelik şöyle bir durum var, bu adamlar teknik direktör değiştirdi. Hagi, yenilgiye her zaman baş kaldıran bir isimdir. Galatasaray'ın lideridir. Rijkaard takımın başındayken oyuncular bilerek oynamıyordu diye bir iddia atıldı ortaya, doğruysa eğer bu maçta aynı oyuncular ekstra çaba sarfedecektir. Galatasaray burada 1 puan alırsa, neredeyse sezon başından bu maça kadar tüm yaşananları unutabilirler. Bu şartlar altında sahaya çıkacaklar ve "kesin yeneriz" öyle mi? İyi madem, tutmayayım ben sizi, sevinmeye başlayın.

Tam da bu yazıyı yazarken, bir arkadaşım msn'den şöyle dedi; "Yenilme falan ihtimali benim için sona ermiştir. Kewell yok, Baros yok, Ufuk yok, Arda yok. Kadromuz mükemmel, seyircimiz mükemmel. Psikolojik avantajımız var. Banko alacağız, alamazsak sorun var." Bir de dün bir kafe açılışına katılmış bizimkiler, Galatasaray'lı bir taraftar Gökhan Gönül'ün yanına gidip, "Ne olur yarın bize çok fark atmayın" demiş. Ha bir de, İddaa 1.50 veriyor bu sefer, kendi rekorunu kırdı adamlar. İşte bu nedenlerden dolayı sen yılların en zor derbisi bizi bekliyor diyorum Fenerbahçe adına. Galiba da yenemeyeceğiz...

3 yorum:

Unknown dedi ki...

üstad kusura bakma ama olmamış bence bu yazı...

birazdan stada doğru yola çıkıyorum.. ve yaklaşık 8 saat sonra bu yazının hiçbir anlamı kalmayacak diye düşünüyorum...

staddan dönünce ilk işim bu bloga girmek olucak.. görüşmek üzere RENKDAŞ...

Unknown dedi ki...

maalesef haklı çıktın renktaş...

Beercholic dedi ki...

geç de olsa cevap vereyim (zira yeni görüyorum yorumları)
@sinem; ben de "favori olmamız" ve "rakibin 'galatasaray' olması" demiştim..
@kayhan; eheh..