İlker bu akşamki
TopCast’te bana sormadan bir iki bir şey karalayayım. RvP’nin transferi bu yaz
sezonunda Premier Lig’in açık ara en büyük transferi olmayı garantiledi. Geçen sezon
30 küsür gol atan ve ligin en değerli oyuncusu seçilen van Persie, kariyerinin
belki de en verimli olabileceği çağında hem de Arsenal’in ezeli rakibi United’a gidince spekülasyon kazanları da kaynamaya başladı. Kısa bir
değerlendirmede bulunursak:
Manchester United
cephesi:
+ Hem İngiltere’nin
hem de şehrin kontrolünü City’e kaptırmak üzere oldukları bu kritik dönemde,
dünya klasında bir forvet alarak takım içindeki morali yükselttiler ve “Biz de
varız” dediler. Van Persie, Ferguson’ın son 5 yıldır United’a oynatmaya
çalıştığı pasa dayalı oyunda coşabilecek, Rooney’e destek çıkabilecek bir
forvet.
- Van Persie’ye
ne kadar ihtiyaçları vardı? Takımın asıl sorununun orta sahanın ortası olduğunu
sağır sultan bile biliyor. Kagawa o yükün ne kadarını karşılayabilecek?
Cleverley oyununu bir kademe üste taşıyabilecek mi? Park da gitti. İçimden bir
his, RvP’nin transferinin, takıma direkt bir katkıdan çok şov için yapıldığını
(Lucas’ın PSG’ye kaptırılmasını hatırlayalım) söylüyor.
- United
hisselerinin NYSE’ye taşındığı ve hiçbir hareketlenme göremeden Glazer’ların
elinde patladığına tanıklık ettiğimiz şu zamanda RvP’ye verilen bonservis (23m £)
ve yıllık nereeyse 10m ve yıllık nereeyse 10m £’lık maaş (sözleşmesi 4 yıllık)
hiç de sorumlu bir harcama olarak gözükmüyor.
Arsenal cephesi:
+ Son 1 buçuk
sezonu görmezden gelirsek “cam adam” denilebilecek, 29 yaşında, sözleşmesi 2013
Haziranında bitecek ve üstelik takımdan ayrılmayı kafasına koymuş bir süper
yıldızı 23 milyon £’a satmak, her ne kadar ezeli rakibinize satıyor olsanız da,
güzel bir başarı. ”Böyle başarı gelmez, Arsenal feeder club oldu” diyen liseliler
şu takımların ekonomik durumlarını Google’dan araştırıp haftaya bize mail
atsınlar: Portsmouth, Rangers, Milan, Beşiktaş, Malaga. Ödev, pdf formatında, 2
A4 sayfasını geçmemiş olsun.
+ Aşağı yukarı
aynı paraya Cazorla, Podolski ve Giroud’u aldılar. Geçen sene Fabregas ve Nasri’de
gafil avlanan Wenger, bu sene başına gelecekleri görmüş olacak, daha planlı
davrandı.
- Vieira, Henry,
Fabregas, RvP... Arsenal’in son 5 kaptanından 4’ü benzeri şekilde daha zengin
veya başarılı takımlara satıldı. Bu, Wenger’in kendi eliyle takımın statüsünü
küçültmesidir. Burada yanlış olan, bu oyuncuların satılmasından çok, her sene
kaptanı kaybettiğinizde, liderlik vasıfları en üstün olan oyuncunuzu değil de,
takımda kalan en değerli oyuncunuzu
kaptan yapmak.
- RvP’nin gidişi
Song’un da Barça’ya gitmesini katalize edebilir. Sanılanın aksine, RvP’nin yeri
dolar ama takımın şu sisteminde yeri dolmayacak tek oyuncu Song.
Bundan sonra ne olur?
Bundan sonra ne olur?
- City'nin United'ın bu hamlesi karşısında transfer yapacağına inanıyorum. Bu sezon bir tek Rodwell'i aldılar, o da 21 yaş altı olduğu, kadroya yazılabileceği için. Ellerinde çok fazla şişik sözleşmeli oyuncu var ve onlardan kurtulamadan doğru dürüst transfer yapamayabilirler.
- Welbeck, Hernandez veya Berbatov'dan en az birinin United'dan tez zamanda ayrılacağını tahmin ediyorum.
- Wenger'in demeçlerine bakılırsa Arsenal, Song'un ayrılması ihtimali haricinde takviye yapmayacak. Bana kalırsa, Song kalsa bile yine iyi bir Song yedeği gerek ama tabi bu sadece şahsi fikrim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder