2013 Kasım’ında bir
haftalık Kurban Bayramı ile 4 günlük Cumhuriyet Bayramı'nın arasına sadece
5 günlük yıllık izin sıkıştırarak 18 gün tatil yapma fikrini ta geçen
yıldan kafaya koymuştum. Bu Avrupa ile ziyan edilemeyecek kadar uzun bir
süreydi ve mutlaka deniz aşırı bir yerlere gidilerek değerlendirilmeliydi.
Fransa'daki ev arkadaşım Kyle, 2007'den bu yana 2 defa beni ziyaret etmişti ve
artık iadeyi ziyaretin vakti gelmişti. Seyehate geçmeden, bileti almamın
hikayesini anlatmam lazım. Zira eğer bu gezi yazılarıyla amaç gidilecek yerler
hakkında bilgi vermekse bu da kanımca önemli bir bilgi.
Yaklaşık 4 senedir
kullandığım Miles&Smiles kredi kartı, beni Stockholm, Toulouse ve Barcelona
olmak üzere 3 kere bedava uçurmuş ancak mayıs 2012'deki puan değişikleri
sonrası pek de işe yaramaz duruma gelmişti. Yine de beni Kanada'ya bedava
uçuracak 50 bin puanı doldurmaya yakınken kartı kullanmaya devam ettim. 2013
Şubat’ında en nihayetinde 50 bin mili doldurur doldurmaz hemen THY'nin sitesine
girdim ve 9 ay sonraki uçağa bile limitliden yer bulamayınca artık Garanti ile
yollarımızı ayırmanın zamanı geldi.
İnternette biraz
zaman geçirip diğer bankaların uçuş kartlarını inceledikten sonra Adios'ta
karar kıldım. Muhtemlen Adios'un sosyal medya ekibi tarafından yürütülen
donanımhaberdeki forumu takip edince tüm kampanyalardan haberdar olunuyor.
Böylelikle martta aldığım Adios ile sadece kampanya takip ederek 8 ayda
yaptığım 4-5 bin liralık market, giyim gündelik hayatın gerektirdiği alışverişler
ile 2500 TL'lik uçak biletini tamamen bedavaya getirdim.
YKB'nin reklamını
yapmayı bırakıp Kanada'ya geçelim. İsrail dönüşü, beni kötü bir sürpriz
bekliyordu. Kanada konsolosluğu grevdeydi. Benim için tam bir karın ağrısına
dönüşen vizem uçağımdan sadece bir gece önce elime ulaşarak bir Hollywood filmi
klişesine dönüştü.
Böylelikle bir
cumartesi öğleden sonrası toplam 14 saatlik bir uçuşla İstanbul - Toronto -
Ottawa seferini yaptım. Toronto'ya yaptığım 10 saatlik uçuş şimdiye kadar ki en
uzun uçuşumdu. 2 ana yemek 1 snack verilen Air Canada uçuşunda dikkatimi çeken
ise hostesler oldu. Bizde bu meslek en fazla 40'ına kadar icap edilip biraz da
çoluk çocuğa karışılması sebebiyle sonrasında yer hizmetlerine kayılırken, hem
gidiş hem dönüş yolundaki kabin memurları 50'sini geçmiş 60'ına merdiven
dayamış halen daha kıtalararası uçuyorlardı.
Rocky 1'i izeyip
tamamladığım uçuşun ardından alışılagelmişin dışında bir uygulama ile
karşılaştım Toronto'da: uluslararası uçuşun ardından, transit iç hat uçuşuna
geçerken bavulunuzu teslim alıp tekrar veriyorsunuz. En nihayetinde akşam 21'de
Ottawa'ya vararak 17 günlük uzun tatile başladım.
Tabi oranın saati ile
21 demek Türkiye saati ile 4 demek. Her ne kadar saate kendimi alıştırmak için
uçak da bol bol uyumaya çalışsam da neticede bir yerde jetlag’e kurban
gidiyorum. 4 saat diliminin ötesindeki uçuşlarda jetlag gayet normal ve pek de
adam akıllı çözümü olmayan bir durum. Hatta yaş ilerledikçe daha da
şiddetleniyormuş. 4 gün boyunca akşam 8’de esnemeye başlayıp zar zor 10’a kadar
ayakta kalıp sonra sabahın 5’inde uyandım.
Kyle ile 17 günü
planlarken elimize önce maç takvimini aldık. Programımızda elbette ki Kanada
için olmazsa olmaz bir buz hokeyi maçı, hatta daha spesifik olarak Kyle’ın
tuttuğu Ottawa Senetors maçı; her ne kadar sezon öncesi hazırlık maçları
oynansa da bir Toronto Raptors maçı ve Amerikan futbolunun çakması Kanada
futbolu vardı.
Maçları takvime
yerleştirip hangi gün nerede olmam gerektiği belli olunca da program
şekillenmiş oldu. Buna göre öncelikle başkent Ottawa ile başlayıp sonra yönümü
kuzey doğuya çevirip Quebec City ve Montreal’e; sonra tam ters istikamete güney
batıya gidip Niagara Şelaleleri ve Toronto’ya.
Kanada, dünyanın
yüzölçümü açısından Rusya’dan sonra en büyük 2. ülkesi. Her ne kadar ülkenin
kuzeyi önce ormanlar ardından da buzullarla kaplı olsa da ülkenin doğusundaki
bu 5 şehri gezmek için bile toplamda 2500 km yol yapmamız gerekiyor. Ülkenin en
doğusu, ortası batısı artık başka baharlara kalıyor. Zira ülke o kadar büyük ki 6 farklı saat
dilimi kullanılıyor ve Ottawa’dan Londra’ya gitmek, Vancouver’a gitmekten daha
kısa ve ucuz. Haliyle “hazır buralara kadar gelmişken her yeri gezelim”
diyebilmek için ciddi bir zamana ve bütçeye ihtiyaç var.
17 günlük tatilin
yazısı haliyle uzun olur. Girişi yaptıktan sonra yarın Ottawa ile başlıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder