Dünyanın en zevkli futbol ligi 13 Ağustos’ta başlıyor. Bu vesileyle siz ortakafagol.com takipçilerine, takımları alfabetik sıraya göre değerlendirdiğim 4 parçalık bir season preview hazırladım. Ancak yazının ilk kızmı ne yazık ki kayboldu ve 2. kısmını yayınlıyoruz. En kısa zamanda ilk kısmı tekrar yazıp siteye koyacağım.
Charlton:
Mütevazı kadrosuna rağmen her sene kendilerinden beklenenin üzerinde çıkmayı gelenek edinmiş bir takım Charlton Athletic. Ağırlıklı olarak Ada kökenli oyunculardan oluşan kadrolarını bu sene de çok bozmadılar. En büyük transferleri Ipswich’ten 2.5M Pound’a aldıkları Darren Bent. Diğer gelenler ise Newcastle’ın yetenekli ve genç kanat oyuncusu Darren Ambrose ve eski Beşiktaşlı kaleci Thomas Mhyre. Maddi olanakları pek de iyi olmayan Charlton, Man Utd’ın genç Amerikalı orta saha oyuncusu Jonathan Spector, hava toplarına hakim, bonservisi Inter’de bulunan güçlü Uruguaylı stoper Gonzalo Sorondo ve geçen sezon Chelsea’de çok fazla şans bulamayan Rus Alexei Smertin’i kiraladı. Takımdan ayrılan isimlerden de tek göze batan, takımın gediklisi haline gelmiş bek Paul Konchesky. Konchesky bir başka Londra kulübü West Ham’a satıldı.
Kanımca tarih tekerrür edecek ve Curbishley yönetimindeki Charlton yine orta sıralarda göze batmayan sıradan bir takım olarak kalacak.
Chelsea:
Şampiyon bu sezon alışılagelmiş transfer bombalarından patlatmadı. En büyük transferleri, Manchester City’li genç süper yetenek, efsanevi golcü Ian Wright’ın manevi oğlu Shaun Wright-Philips. Genç sağ kanat için 21 M Pound’u gözden çıkaran Chelsea, Geçen sezon Joe Cole’ı oynatıp da istenilen verimi alamadığı sağ kanat sorununu, istikbali parlak ve İngiltere’de çok popüler bir oyuncu olan Shaun’la kapattı, İlker Dalgıç gibi azimkar Man City taraftarlarının ise yürekleri sızladı. Wayne Bridge’in bir türlü sona ermeyen sakatlıkları ve onun yerine oynatılmak istenen Gallas’ın da teknik becerisinin sınırlı oluşu Mourinho’yu kaliteli bir sol bek aramaya itti ve Chelsea, Bask takımı Athletic Bilbao’dan 8.1 M Pound’a Asier del Horno’yu transfer etti. Ben del Horno’nun hazırlık maçlarındaki performansını oldukça başarılı buldum ve Chelsea’nin kaliteli bir oyuncu aldığına inanıyorum. Bir diğer transfer Lassana Diarra hakkında ise hiçbir bilgim yok. Kendisi benim için kapalı kutu.
Gidenlerin ortak özelliği ise hepsinin de Abramovich’in kulübün başına geçtiği senenin yazında takıma inanılmaz meblağlar karşılığı gelen oyuncular olması. Mateja Kezman Atletico Madrid’e 5.3 M Pound’a gitti. Scott Parker Newcastle’a 6.5M Pound’a patladı. Birmingham’a 3 M £’a giden Mikael Forsell zaten aynı takımda kiralık oynamaktaydı. Maaşı inanılmaz derecede pahalı olan ancak Mourinho’nun istemediği Veron ise Inter’e 2 seneliğine daha kiralandı ve büyük bir mali yükten kurtulmuş olundu. Forma şansı bulamayan başka bir oyuncu, Alexei Smertin ise yukarıda bahsettiğim üzere Charlton’a kiralandı.
Toparlarsak, Chelsea bu sezon göz boyayıcı transferler yapmadı; ihtiyaca göre oyuncu aldı. Ancak Abramovich bu, sağı solu belli olmaz, bakarsın transferin son günü patlatır gene bir şeyler. Bu sezon, ana hatlarıyla, geçen sezonki kadrosunu koruyan ve en büyük değişikliğe logoda ve formada giden Chelsea, bu sezon da şampiyonluğun en büyük adayı olacaktır.
Everton:
Geçen sezon Rooney’den 30M £ gibi inanılmaz bir gelir sağlayan Everton, bu parayı sağa sola saçmaya devam ediyor. Geçen sezon ara transfer döneminde Southamton’dan James Beattie’yi alarak bu paranın 6M£’unu harcamışlardı. Bu yaz da adeta har vurup harman savurdular. Tottenham’dan Simon Davies’i 3.5M £’a, Danimarkalı stoper Per Kroldrup’u Udinese’den 5M £’a, Phil Neville’ı Man Utd’dan 6 küsür milyon £’a, genç yetenek John Ruddy’i ise Cambridge Utd’dan 250 000 £’a aldılar. Geçen sezon Gravesen’in gidişiyle beraber kiralanan Arteta’nın performansı ise Moyes tarafından beğenilmiş olacak ki 2M £ ödeyerek genç İspanyol orta saha oyuncusunun bonservisini de almış oldular.
Takıma pek katkı sağlayamayan, çoğunluğu yaşlı oyuncuların ise biten sözleşmeleri feshedildi. Eddy Bosnar, Alan Stubbs, Steve Watson ve ağabeyi Steven’ın kabiliyetsiz kardeşi Anthony Gerrard kulüpten ayrıldı.
Kişisel bir değerlendirme yapacak olursam, Everton’ın transferleri takıma olumlu yönde etki edecek oyuncular. Ancak Kroldrup’a ve Neville’a ödenen paralar biraz gereğinden fazla gibi geliyor. Kaldı ki kadrosunda resmen yeniden yapılandırmaya giden Everton’ın bu uyumsuzluk sürecini atlatıp da hem ligi hem Şampiyonlar Ligi’ni başarılı bir şekilde yürütmesi bence zor. Fenerbahçe’ye 5-0 yenilirken de pek ümit vaat edici bir görünüm sergilemediler.
Fulham:
Gelenler: Heidar Helguson (Watford, £1.3M) Ahmad Elrich (Busan Icons), Jaroslav Drobny (Panionios), Niclas Jensen (Borussia Dortmund)
Gidenler: Edwin van der Sar (Manchester United) Lee Clark (sözleşmesi feshedildi), Jerome Bonnissel (sözleşmesi feshedildi), Malik Buari (sözleşmesi feshedildi), Sean Doherty (Den Haag), Ross Flitney (Barnet), Alex Lawless (Torquay United), Stuart Noble (sözleşmesi feshedildi), Andy Cole (Manchester City).
Fulham zaten geçen sezon hiçbir varlık gösterememişti. Yetmiyormuş gibi Çek stoper Drobny ve Jensen dışında adam gibi transfer de yapmadılar. Bu sezon küme düşmezlerse iyidir. Tabii geçen sezon Everton’ın yakaladığı gibi sürpriz bir çıkış da yakalayabilirler, hiç belli olmaz.
Liverpool:
İstanbul’un, Şampiyonlar Ligi’nin ve gönüllerimizin fatihi Liverpool bu sezon Premier League şampiyonluğuna oynamak istiyor. Bunun için elindeki kadroyu olabildiğince korumaya çalışan Rafa Benitez’in belki de bu yaz yaptığı en önemli iş, takımın ruhu olan kaptan Steven Gerrard’la sözleşme yenilemek oldu. Liverpool’a olan vefasını ve sevgisini bu yolla gösteren “Stevie Wonder,” Chelsea ve Real Madrid’den gelen çok cazip teklifleri geri çevirdi. Hazırlık döneminde ve Şampiyonlar Ligi ön elemelerinde müthiş oynayan Gerrard, bu sene Liverpool’un en iyi transferi görevini görecek.
Öte yandan, Liverpool hızla bir İspanyol kolonisine dönüşmekte. Barça altyapısından yetişmiş, Villareal’in genç ve yetenekli kalecisi Reina’yı Sevilla’dan Barragan’ı, Valencia’dan da Sissokko’yu aldılar. Diğer yeni gelenler ise M’borough’dan Bodo Zenden ve Southampton’dan Peter Crouch.
Gidenlerin listesi ise epey kabarık: Vladimir Smicer (Bordeaux, Bosman), Jon Otsemobor (Rotherham United, Bosman), Richie Partridge (Sheffield Wednesday, Bosman), Paul Harrison (sözleşmesi feshedildi), Mark Smyth (sözleşmesi feshedildi), Patrice Luzi (sözleşmesi feshedildi), El-Hadji Diouf (Bolton Wanderers), Mauricio Pellegrino (Alaves, Bosman), Alou Diarra (RC Lens), Bruno Cheyrou (Bordeaux, kiralık), Chris Kirkland (West Bromwich Albion, kiralık), Gregory Vignal (Portsmouth, Bosman), Igor Biscan (Panathinaikos, Bosman), Anthony Le Tallec (Sunderland, kiralık), Antonio Nunez (Celta Vigo), Carl Medjani (Metz kiralık). Köşemi yakından takip edenler Pellegrino ve Nunez gibi oyuncuların bu takımda tutunamayacağını iddia ettiğim yazıları hatırlayacaktır.
Kısa bir değerlendirme yapacak olursak, Reina, İstanbul’daki finalde penaltı atışlarında gösterdiği üstün performansa rağmen Benitez’e bir türlü yaranamamış Dudek’in yerine ilk 11’de başlayacaktır. Zenden’in gelişiyle sol kanat sorunu çözülmez, çünkü Zenden asla 1. sınıf bir oyuncu olamadı; oyun zekası Liverpool klasında bir takıma az. Seneye bu mevki yine Kewell’a kalır diye düşünüyorum. Mohammed Sissokko ise bence çok yerinde bir transfer. 2 sezon önce Beşiktaş karşısında izlediğimiz Malili genç orta saha oyuncusunu Valencia’ya zaten Benitez getirmişti. Topla oynama yeteneğini geliştirip üstün fizik gücüyle birleştirirse yeni bir Vieira olabilir. Liverpool geçen sene Şampiyonlar Ligi’ni aldı, ancak evindeki performansı rezaletti. Zaten Liverpool’un kadrosu, bu iki ligi de lider götürecek kapasiteye halen ulaşamamış durumda. Zenden, Reina gibi transferler Liverpool’u rotasyon yönünden rahatlatabilir, ancak takıma ekstra bir şey katmaları kısa vadede zor gözüküyor. Takım için çok pozitif bir gelişme ise Cisse’nin sakatlığının etkilerinden kurtulması. Morientes’le beraber korkulu bir ikili oluşturacaklardır. Ben Liverpool’un bu sene daha oturmuş, Benitez’in taktiklerini benimsemiş bir takım görüntüsü vereceğine inanıyorum. Bence bu sezonki Premiership dereceleri kesinlikle geçen senekinden yüksek olacak ancak Avrupa’da aynı başarıyı sergileyebilirler mi bilinmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder