Finalde statta, geçen maçta yer alan Ganalıları ya da bir şekilde İstanbulda bulunan Iraklıları bekliyordum ama dünyanın bir ucunda yer alan Uruguaydan yaklaşık 2-3 bin kişiyi hiç ummuyordum. Yaz tatiline kıtaya gelen üniversite öğrencisi sırt çantalılar ülke finale çıkınca soluğu İstanbul'da almışlar. Bu sebeple tribünde bir çok kız vardı. Diego Forlan'ın kız versiyonlarından onlarcasının tribünde olduğunu düşünün, nasıl bir tribünde maç izlediğimizi anlayacaksınız.
Yinede Uruguay lehine çıkan bu kadar tezahüratın arkasındakilder yine Türklerdi. Her yerde olduğu gibi kraldan fazla kralcı olanlar Uruguaylılardan daha fazla Uruguay lehine bağırdılar. Sırf rakip kulübün formasını giyiyor diye Kendi milli takımındaki futbolcuyu yuhalayanların başka bir milli takımı bu şekilde desteklemesini anlayamıyorum.
Geçmiş turnuvalarla kıyaslayınca esasında yıldız potansiyeli anlamında son derece sönük bir U20 turnuvası geride kaldı. Zira daha önceki turnuvalarda Oscar, Agüero, Messi zaten isim yapmış birşekilde oynamışlardı. Belki de bu turnuva öncesi isim yapmış bir tek Paul Pogba vardı.
İşte finalde, biraz Uğur Meleke'nin de yazdığı gibi ekstrayı koyabilecek bir oyuncu çıkmayınca maç penaltılara gitti. Bu yüzden 3.lük maçı, finalden daha keyifliydi. Zira ne Gana ne Irak bu kadar takım oyununa hakim olmadıkları için daha bireysel çabalarla izlemesi keyifli bir oyun ortaya çıktı.
Burada esas üzerinde durulması, düşünülmesi gereken Uruguay'ın sadece 3.3 milyonluk yani bırak şehri, Bağacılar + kadıköy + bakırköy ün toplamı kadar nüfusuyla dünya futbolunda söz sahibi olması. Bugün haritada Uruguay'ıgöster desen bulamayacak birçok kişi hiç düşünmeden muslera, lugano, forlan, suarez, cavani yi sayabiliyorsa ortada incelenmesi gereken çok ciddi bir başarı var demektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder