Konfederasyon
kupası dışında futbolsuz
geçen yaz sezonu, transfer hareketliliği namına oldukça canlıydı. Falcao’lar,
Cavani’ler Fernandinho’lar 30 milyon € üstü paralara takım değiştirdiler.
Üstelik daha da ses getirecek hareketler olacak gibi gözüküyor. Şampiyonlar
Ligi’nde oynamak isteyen Suarez, United’da istenmeyen adam ilan edilen Rooney
ve Real Madrid’in peşinde koştuğu Bale de takımlarına en geç bu hafta sonu
yazılı transfer dilekçeleri sunacaklar. Özellikle Suarez,
Rooney ve Bale transfer söylentileri hakkında söyleyecek bir iki sözüm var. İki
ana nokta altında...
Halkla İlişkiler ve Yönetim Fiyaskoları
Suarez, Rooney ve
Bale’nin en önemli ortak noktaları, üç oyuncunun da takımlarının pazarlama
yüzleri oluşu. Liverpool teknik direktörü Rodgers, her fırsatta, takımı Suarez’in
üzerine inşa ettiklerini, Uruguaylı forvetin takımın yüzü olacağını dile
getirirdi. Her ne kadar geçtiğimiz sezon bayrağı Van Persie almış olsa da
Manchester United’ın yeni forma tanıtımlarında, bilgisayar oyunu kapağı
anlaşmalarında biraz da “vatan evladı” olduğundan Rooney
yer alırdı. Nitekim Tottenham da daha 2 gün önce resmi Twitter sayfasındaki Bale ve
Dempsey resimlerini Lennon ve Dembele resimleriyle değiştirdi
(tabii burada Dempsey’in de takımdan ayrılmasının önemli rolü var).
Eleştirilerimizi madde madde yapıp özetleyelim.
Suarez’le
başlayacak olursak... Bugün the Guardian’da çıkan bir röportajda
Suarez, resmen Liverpool’u İngiliz ve dünya kamuoyuna şikayet ederek kariyer
hedefleri doğrultusunda Şampiyonlar Ligi’nde direkt oynayacak bir takıma
(Arsenal ya da Real Madrid) gitmek istediğini belirtti. İşin komik yanı,
Guardian köşe yazarlarından Daniel Taylor, bu röportaj sonrasında ayrı bir yazı
yazarak, röportaj için ısrarcı olan tarafın gazeteleri değil, bizzat Suarez olduğunu anlatan ve sadakatsizliği ve sahadaki saçma sapan pragmatik hareketleriyle
gündemden bir türlü düşmeyen oyuncuyu yerden yere vuran bir yazı
yayımladı. Kulak ısırmadan ırkçı küfürlere kadar aldığı bütün cezalarda
Liverpool camiası tarafından sonuna kadar desteklenen bir adamın bu tarz çirkin
bir sadakatsizlikte bulunması düşündürücü olabileceği kadar normal de, çünkü
oyuncu sonuçta bir profesyonel ve sözleşmesinde “Bu tarz davranamaz” vb. maddeler
yer almıyor. Öte yandan asıl gaflet, Gerrard gibi bir efsanenin varlığında niye
hala bu kişilikte bir sporcuyla takımı özdeşleştirme çabasına girişen yönetime
aittir diye düşünüyorum. İşin bir de Arsenal boyutu var. İstatistiklerine ve
oyununa kimsenin bir itirazı olamaz fakat sadakatsizliği ve düşük sporcu ahlakı
tescillenmiş bir oyuncu için 40 milyon £’luk bir riske girmeyi de çok
anlamıyorum. Çünkü aldığın şey yine aynı sadakatsizlik, aynı kişilik. Özetlemek
gerekirse, oyuncu iyi de, kişilik bakımından bu kadar para ödeme riskine değmez
sanki.
Rooney davasında,
yeni teknik direktör Moyes’un Rooney’i takıma küstürmesinin mantığını biri bana
gelsin açıklasın. Sezon öncesi hazırlık kampına çıkarken gazetecilere yok yere “Rooney,
Van Persie’nin yedeği” demek neyin kafasıdır? Tamam, 4-4-1-1’den vazgeçmiyor,
Rooney’den kurtulmak istiyor hatta belki 2 sezon öncesinin intikamını alıp
(Rooney Real Madrid’e gitmek istediğini belirtip, sızlanıp 2 ay sonra maaşını
ikiye katlamıştı) burun sürtmek, takıma disiplin mesajı vermek istiyor olabilirsin.
Fakat bunu bütün dünyaya ilan edip de gül gibi forvetin fiyatını düşürmene ne
gerek vardı? Çaresiz, United yönetimi de yeni gelen hocanın arkasında durmak
için Rooney’i satmayacaklarını ve gerekirse sözleşmesini bitirene kadar
yedeklerde süründürmekten çekinmeyeceklerini belirttiler de kardeşim, ne
çekiyorsunuz anlamıyorum.
Bale hakkında konuşacak çok şey yok aslında. Tottenham’a fazla geldiğini herkes görüyor. Real’e gitmek istemesi doğal. Fakat Spurs yönetiminin 84 milyon £ gibi saçma sapan bir teklifi kabul etmeyip gereksiz yere oyuncunun şevkini ve moralini kırmasını anlamıyorum. Ha olur, daha yükseği de zayıf bi ihtimal de olsa gelebilir. Ama niye? Cristiano Ronaldo bile daha az paraya takım değiştirdi. İnsaf. Bence Messi de dahil olmak üzere hiçbir oyuncu o kadar para etmez, o parayla da yeni bi takım kurarsın.
Finansal Fair Play Yalanı
Bütün bunlar olup
biterken saçma sapan bonservis rakamları konuşulmaya başlandı. Ne Cavani 55, ne
Higuain 30 küsür, ne Fernandinho 30 küsür, ne Negredo 20 küsür ne de Soldado 30
milyon € edecek oyuncular. Arsene baba çıkmış demiş geçen: “Bu kadar astronomik
bonservislerin döndüğü bir piyasada UEFA’nın Finansal Fair Play takibine ne
oldu?” diye... Altına imzamı atıyorum. Wenger de atıyor, ama bir yandan da
Suarez’e 40.000.001 £’luk resmi teklif yapıyor, orası ayrı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder