Bu yazının yazılış amacı faulden sonra kıvranan oyuncuların aynı dakika içinde kalkıp görev alanlarına koşmalarına yazarın duyduğu garip duygu ve ilettiği kelimelerin sözcüsü olmaktır.
“Futbol basit bir oyundur” cümlesini çoğu kez duymuşuzdur. Bu cümleyi sarfeden kişi neyi vurgulamak istiyor. Oyun önemsiz mi demek istiyor yoksa oyunu mu övüyor. Benim anladığım oyunun övdüğü. Çünkü basit şeyler kendi iç döngülerini yaratırlar, basit kurallar ile bunu çevrelerler ve hiç biri birbirinin aynı olmayan sahneler ortaya koyarlar. Asıl güzel olan bu tür oyunlar değil midir? Peki oyun kendi içinde döngüler oluştururken hileleri de kendi mi yaratıyor yoksa gizli bir güç oyuncuları bu döngüye müdahale etme yoluna mı itiyor? Yazının konusu bu müdahalelerden legal olmayanlar.
Bu müdahalelerin sonuçları bazen hayal edilmediği ve hatta bu müdahaleyi yapan oyuncunun da amaçlamadığı boyutlara ulaşabiliyor. Örneğin ceza sahasında kendini yere atması, aldığı darbeyi abartarak yerde yattığı süreyi uzatması, ofsayt olmayan pozisyonda elini kaldırması vb gibi hileleri kastediyorum.
Asıl üstünde durmamız gereken şey bunları yapmak zorunda hissetmemizi sağlayan hissiyat ve bizi bu hareketlere itenin oyunun ta kendisi olup olmadığı. Yani bu hileleri niye yapıyoruz. Maçı kazanmak ya da kaybetmemek, rakibe sarı kart göstertmek, gole giden oyuncuyu durdurmak kısaca kazanmak için. Yani oyunun amacı oyunun hilesini doğuruyor.Bilgisayar oyunları da böyledir. Oyunlar piyasaya hileleri ile beraber sürülür ki çabuk oyunun bitirip yenisini alalım. Tamam kazanmak önemli, tamam futbolcular galibiyet primleri ile yaşamlarını idame ediyorlar ama kazanmak uğruna her şey mübah mı?
Peki şöyle bir durum hayal edilemez mi? Kimsenin zaman geçirmek için yerde yatmadığı ve bunun profesyonellik olarak nitelendirilmediği, ofsayt pozisyonuna sadece yardımcı hakemin bayrağı ile müdahale ettiği bir futbol maçı. Ütopya mı dersiniz. Peki Fowler’in kendisi lehine çalınan penaltının haksız olduğunu iddia ederek hakeme itirazını nasıl açıklayacağız. Fowler kazanmak istemiyor mu? Demek ki bir güç bizi hile yapmaktan alıkoyabiliyor. Hileyi ödüllendirmemek bunun yollarından biri olabilir. Çünkü hileyi yutturursanız sizden iyi oyuncu yoktur. Arif Erdem ve Serhat Akın taraftarlarca bu yüzden sevilmiyorlar mı?
Taraftarların galibiyetten başka bir şeye sevinmedikleri futbolumuzda oyuncuların hilelerini hoş görme yolunu mu seçmeliyiz yoksa hilelerden uzak saf bir oyun izlemek hakkımızı sonuna kadar aramalı mıyız? Bence ikincisini yapıp oyunun güzelliğinden vazgeçmemek en akıllıcası. Hakemleri bu hilelerin avcısı olmaktan da çıkartırız belki.
Şimdi şöyle bir durum hayal edelim ve yazıyı noktalayalım. İnanın bana çok uzak bir hayal değil sadece bu oyundan zevk alanlar olarak istemek yeterli.
33. Hafta
Fenerbahçe ile Galatasaray büyük ölçüde şampiyonu belirleyecek maçta kadıköyde karşı karşıya. Maç karşılıklı ataklarla başlıyor. Maç ilginç şekilde hakemi zorlamayacak kadar dürüstçe geçiyor. Kimse ofsayt diye yan hakemden önce ve onu etkileyecek şekilde elini kaldırmıyor. Kimse faulden sonra rakibe sarı kart göstertmek için müdahaleyi abartıcı hareketlerde bulunmuyor.
30. Dakika’da ceza alanı içinde yerde kalan Serhat Akın’a penaltı çalınıyor. Kadıköy çalkalanıyor. Fakat o da ne? Serhat hakemle konuşuyor ve penaltı olmadığını söyleyip hakemin kararını değiştiriyor. Taraftarlar ise Serhat’ı bu itirafından dolayı alkışlıyor. Dakikalar ilerliyor. Gol gelmiyor. 65. Dakika Arif Erdem Lüciano ile mücadelesinde yerde kalıyor ve Luciano son adam. Hakem tam kırmızı kartına yönlenirken Arif müdahale edip kendisi düştüğünü söylüyor ve oyun hakem atışı ile başlıyor.
75. Dakika kornerden genle topa eliyle ağlara atan Servet çetin gol sevinci yaşarken Daum orta noktaya koşan hakeme bir şeyler söylüyor ve gol iptal ediliyor. Daum’un söylediklerinin “O Servetin değil, tanrının eliydi” olmadığı çok açık!!!! Daum bu dakikada serveti kenara alıyor. Sebep çok açık.
Maç böyle bitecek denilirken Tuncay topu ağlara yolluyor. Kadıköyde herkes bir şey olup golün iptalinin bekliyor. Ama böyle bir şey olmuyor çünkü gol nizami. Galatasaraylı futbolcular (Rakibe hakemin görmediği alanlarda dirsek atmasıyla ve yakalanmaması ile meşhur kaptan Bülent Korkmaz) dahil itiraz yok. Ve son düdük……
Galatasaray şampiyonluğu kaybediyor ama gayet nizami ve legal olarak. İçlerinde hiçbir hınç, öfke yok çünkü onlar da oyunun güzelliğini bu denli yaşadıkları bir maç hatırlamıyor. Ayrıca taraftar dernekleri Arif Erdem’e kendisine yapılan hareketin faul olmadığını itiraf etmesi sebebiyle ödül veriyor.
İnanın bana uzak bir hayal değil yeter ki biz hileleri veri olarak kabul etmeyelim, hile yapıp yutturanı profesyonel olarak nitelendirmeyelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder