İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

19.03.2007

2000 şampiyonuna benziyor birAZ

Yazının başlığını yazarken, klasik medya tavrına uydum. Ne zaman AZ Alkmaar ile ilgili bir haber çıkacak olsa, ''az'' kafiyesi uygulanmalıdır ya, biz de uyduk. Konumuz AZ Alkmaar, Avrupa'da sezonun en fazla parlayan takımlarından birisi.

AZ Alkmaar takımının çıkışı; birileri tarafından ''sürpriz'' olarak nitelense de, pek bir sürpriz olduğu yoktur. Takımın başarısı, bana eskileri hatırlatıyor. 2000 UEFA Kupası Şampiyonu Galatasaray'ı hatırlatıyor. Hollanda Futbolu ile Türk Futbolu pek de farklı değiller. Galatasaray-Beşiktaş-Fenerbahçe üçlüsünün yerini Ajax-PSV-Feyenoord üçlüsü kapmış Hollanda'da. En azından eskiden öyleydi. 1967 yılında kurulmuş olan AZ Alkmaar takımı 2000'li yıllarda patlamaya geçmeden önce...

AZ Alkmaar takımının finansal olanakları pek iyi değil. Öyle ki, '90lı yıllarda Philip Cocu-Jimmy Hasselbaink'i yetiştirip satan kulüp, yine ilerleyememiş finansal anlamda. 2000'li yıllarda da Jan Kromkamp, Denny Landzaat ve Joris Mathijsen gibi parlak isimleri yetiştirip Avrupa futboluna sunmuşlar. Finansal durumu pek parlak olmayan takım, 2004/2005 sezonunu lig üçüncüsü olarak bitirerek UEFA Kupası'na katılmaya hak kazandı. 2005 yazında, o takımla beraber en iyi işi yapabilecek olan Louis Van Gaal'i teknik direktörlük görevine getirdiler. Van Gaal isminin seçilmesinin, ne kadar önemli olduğunu vurgulamamız lazım.

Louis efendi, AZ Alkmaar takımının eski futbolcusu ve eski teknik direktör yardımcısı. Yani, bu takımı ondan daha iyi tanıyabilecek bir teknik direktör bulmak çok zor. Van Gaal'in tecrübesi muazzam. Genç oyuncuları çalıştıracak, aynı zamanda kulübün ihtiyaçlarına cevap verecek daha iyisi bulunamazdı. Van Gaal'i överken, temeli atan Co Adriaanse'yi de unutmayalım. Takımı yıllar boyunca daha ileriye taşıdı, 2004 UEFA Kupası Yarı Final'inde son dakika golüyle elendiler. Takımını ligin önemli takımlarından biri yaptı ve ayrıldı. Van Gaal görevi devraldı. Takımı, çeyrek finalden iki tur öncesinde elendi. Yine de, kimse patlamadı; onun biletini kesmediler. Takımını lig ikincisi yaptı.

Hollanda Ligi'nin garip statüsü yüzünden Şampiyonlar Ligi'ne kalamadılar, UEFA'dan yollarına devam ettiler. Takımın kadrosuna bakıyorum, hala bu sezon olanları anlayamıyorum. Şota Arveladze dışında bir tane uluslararası yıldıza sahip değiller. Dembele-Koevermans-Jaliens gibi sıradan gençlerle beraber kurduğu takım neler başarıyor. Kimse onlardan Avrupa'nın flaş takımı PSV'yle kapışmalarını bekleyemezdi zaten. Ligi ikinci sırada sürdürüyorlar. Patlamayı Avrupa'da yaptılar.

Şartlar ve kupa statüsü farklı olsa da, yedi yıl önceki Galatasaray ile aralarında paralellik kurmak istiyorum. O sezon Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'ne kalarak başlamıştı. Milan-Chelsea-Hertha Berlin arasından sıyrılmalarını beklemek biraz zordu. İlk dört maçta, bir puanla gösterdiler bunu. İstanbul'da Chelsea'ye 5-0 yenilmek takımın kendine gelmesini sağladı. AZ Alkmaar da Kayserispor'la oynadığı ilk turda berbattı kısacası. Berbat maçlar çıkardılar. Kayserispor biraz şanslı olsaydı veya rakip başkası olsaydı, ağır bir yenilgi almaları kaçınılmazdı. Kayserispor'u elediler ama önemli dersler aldılar, takım kendine geldi. Galatasaray, kalan iki maçını kazanarak UEFA Kupası'na katılmaya hak kazandı. AZ de UEFA Kupası C Grubu'nu lider bitirdi. İki takım da son 32'ye kaldılar. Galatasaray'ın ihtiyaç duyduğu mucize, Milan maçında ortaya çıktı. Son saniyede gelen penaltı golü unutulmaz bir andı. AZ Alkmaar'ın mucizesi ise Fenerbahçe serisinin son dakikalarında geldi. Elenmek üzereyken attılar golü ve önleri açıldı. Sonra Newcastle geldi, deplasmanda iki gol attılar, içeride iki gol attılar ve çeyrek finale kaldılar.

Şimdiki rakipleri Werder Bremen. Eleyebilirler mi? Elbette ki zor, zor olmasa esprisi olmazdı bu işin. Geçmişe dönelim. Galatasaray'ın dördüncü turda elediği Borussia Dortmund veya ileride gelen Leeds United daha mı zayıftı bugünkü Werder Bremen'den? O zaman son 8'e kalan Galatasaray'a çok az şans veriliyordu. Bugün de, AZ Alkmaar'a çok az şans verilmiyor mu? İmkansız mı peki? Kim iddia edebilir imkansız olduğunu?

Bir de, kadrolardaki benzerliğe bakalım. Louis Van Gaal ile Fatih Terim'in çalışma şartları birbirine benzemese de, karizmaları benzer. İkisi de çok büyük teknik direktörler kuşkusuz. O zamanki Galatasaray'ın en büyük yıldızı kariyerinin sonlarındaki süperstar Gheorghe Hagi idi. Pozisyonu farklı olsa da, Şota'nın AZ'deki yeri benzer. Galatasaray'ın sol kanadında Ergün-Hakan vardı, AZ'de de Tim de Cler var. Galatasaray'ın kalesinde Taffarel vardı, orda Joey Didulica var. Galatasaray'da Emre vardı, orda Martens. Arif'in yerini de Koevermans dolduruyor.

AZ Alkmaar kupayı alamayabilir ama 2000 Şampiyonu'na benzerlikleri unutulmaz. O yıl Galatasaray'ın elediği takımların (Bologna-Dortmund-Mallorca-Leeds) şu anda esamesi okunmuyor. AZ'nin elediği takımlar (Kayserispor-Fenerbahçe-Newcastle-belki Werder Bremen) ise tam tersine geleceğin parlak takımları. En azından ben öyle umuyorum...

Hiç yorum yok: