İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

26.06.2008

Ve bitti…

Avrupa şampiyonluğu rüyamız sona erdi. Dün akşam, turnuvanın başından beri önemli favorisi karşısındaki ezici ilk yarıdan sonra devre arasında bir an Avrupa şampiyonu olacağımızı hayal etmeye başlamıştım. Maalesef bu rüya ertelendi. 2002’de elendiğimizde bir daha bu başarıyı yakalayamayız, büyük fırsatı kaçırdık demiştim fakat dün akşam “ben ölmeden Türkiye’nin Dünya ya da Avrupa şampiyonu olacağı günün geleceğine inandım”.

Maça gelirsek, iyi oynayıp da kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu görmüş olduk. Bu acıyı 5 gün önce Hırvatistan tatmıştı bu gece de biz yaşadık.

Yalnız biz Hırvatistan’dan farklı olarak çok iyi oynadık. Belki Almanya gibi güçlü bir takım karşısında bu kadar eksikle bu futbolu oynadığımız için maç bize çok keyif vermiş olabilir ama kesin olan şey turnuvadaki en iyi maçımızın Almanya maçı olduğudur.

Bu noktada bir parantez de Terim’e açmalıyız. Çok eleştiriyoruz ama bazı yerlerde de hakkını vermeliyiz. Terim’in takımları hiçbir maçta korkak ve çekingen olmuyor. Bunun iki nedeni var. Birincisi Terim tam bir motivasyon ustası. İkincisi de takımlarını hiçbir zaman rakipten korkan bir oyun sistemi ile oynatmıyor. Terim’in bu iki özelliği takımlarının en zor durumlarda bile ezilmeden oynamasını sağlıyor. Olmaz denilen maçları kazanıyor ya da kazanma noktasına getiriyor. Bu Galatasaray’ın başındayken de böyleydi şimdi de böyle.

Dün çıkardığı kadro ise gayet iyiydi. Zaten pek alternatifi de yoktu ama örneğin Hakan Balta stoper oynayabilirdi. Ya da Kazım yerine Gökdeniz olabilirdi. Ben olsam bu şekilde başlardım ama Terim’in doğru yaptığını Mehmet Topal ve Kazım başarılı oyunlarıyla gösterdiler. Özellikle Kazım ilk yarıda hatırlanacak bir perfomans sergiledi. Bu performansı kendisini Uğur Boral’la birlikte transferde Avrupa takımlarının listesine sokabilir.

Turnuva öncesi çok karamsar bir yapıdaydım ve 1 puan alıp eleneceğimizi düşünüyordum. Bu tarz turnuvalar biraz garip olur, bizim milli takımımız da pek garip, biz aynı performansımızla bir puanla elenebilirdik bunu kabul etmek lazım. Biz şanslıydık ama şunu da kabul etmek gerek ki biz iyiydik de. Ben biraz fazla karamsar davranmışım. Aslında bizim milli takımımız benim düşündüğüm kadar kötü değilmiş, hatta bu turnuvadan sonra hücum gücümüzün ciddi anlamda iyi olduğunu düşünüyorum. Yedek oyuncularımız Ayhan, Uğur Boral, Kazım gibi isimler bile ayaklarına inanılmaz hakim oyuncular.

Fakat defansımız da ciddi anlamda sıkıntılı. Lehmann “ Türkler bizi çok zor durumlara düşürdü, fakat Almanlar karşısında defans yapmayı unutmamalısınız” demiş. Biz defans yapmayı falan unutmadık, direkt olarak yapamadık. Zaten kötü bir defansımız var, bir de eksikler olunca orada Gökhan Zan – Mehmet Topal ikilisi ile böyle kritik bir maçı oynamak zorunda kaldık.

Hamit ve Rüştü için de birer söz. Dünyada hem bu kadar fizik gücü yüksek olan hem de ayaklarına hakim oyuncu zor bulunur. Düşünüyorum aklıma örnek olarak Zidane ile Hamit geliyor. Başka da gelmiyor şu an.


Rüştü ise milli takımı bırakmış. Bence de isabetli olmuş. Son yıllarda artık neredeyse her maçta bir hata yapmaya başladı. Dün de ben ikinci golden çok üçüncü gole takıldım. İkinci golü çıkıp alması zordu çünkü sert bir ortaydı, çıkmadığı takdirde de Klose yine o golü yapabilirdi. Fakat 3. gole iyi çıkıp Lahm’ın açısını kapatabilir, onu çalıma zorlayabilirdi diye düşünüyorum.

Dünkü maçla ilgili son sözüm hakeme. Çek maçından beri hakemlerle ilgili ciddi sıkıntı yaşıyoruz. Dün akşam ise tam anlamıyla doğrandık. Bazı kararların kötü niyetle verildiğini düşünüyorum eğer günahlarını alıyorsam da bu hakemlerin hakemliklerinden şüphe ediyorum. Bu kadar ağır konuşmak pek mantıklı gözükmeyebilir ama elenmemizin sebeplerinden biridir hakemler ve yardımcıları.

Şimdi önümüze baktığımızda kalede Volkan, sağda Gökhan Gönül güven veriyor. Ortada Servet olacak, 2010’a kadar ondan iyisini bulamayız. Aramaya da gerek yok, bence Servet iyi bir stoper. Yanında ise ben Emre Güngör’den umutluyum. Eğer Galatasaray ona güvenirse 2010’da ideal, en azından birbirini tamamlayan ve iyi tanıyan, idare edeceği kesin olan bir ikilimiz var. Solda ise Hakan Balta maalesef olmuyor. Defansif yönüne hiçbir sözüm yok ama hücum yönü çok zayıf. Zayıflıktan öte bazen takımı soyadı gibi baltalıyor. Hakan Balta ideal bir stoper yedeği olacaktır kanımca ama sol bekte bir alternatif bulmalıyız. Hakan Balta 5 maçta toplam 480 dakika ile her dakikayı oynayan tek oyuncumuz. Bu da alternatifsizliğimizin bir göstergesi. 2010’a kadar Gökhan Gönül tarzı bir sürpriz çıkmazsa bence Volkan Yaman düşünülmeli.

Hücum yönümüz ise son derece iyi. Dünya’da bu konuda kolay kolay kimseden geri kalmayız.

Son olarak hep tecrübesizlikten dem vuruyoruz fakat aslında biz bir turnuva takımıyız. Elemeleri ya geçemiyoruz ya da zar zor geçiyoruz ama geçtik mi de iyi işler yapıyoruz. 2000’de çeyrek final, 2002 ve 2008’de yarı final hiç de fena değil.

2010 için de ümitli olabiliriz. Dünkü maçı belki kaybettik ama bence ciddi bir güven kazandık, takım olarak, ülke olarak…

Hiç yorum yok: