Şampiyonlar Ligi kuralarının çekildiği zaman Premierleague yazarı Can Özenç ile konuşuyorduk. Bir önceki yazımın sonunda da belirttiğim gibi çekilen şanslı kuralar sonucu Arsenal ve Manchester United’ın önünün açık olduğunu düşünüyordum. Ancak o zaman bana Can, “ bu iki takım fazla İngiliz futbolu oynuyor, bu adamlar kıta Avrupası futbolu ile karşılaştıklarında tökezlerler” demişti. Nitekim Can haklı çıktı. Akdeniz futbolunun karakteristik özelliğinin İngiliz futbol takımına ters geldiği bilinir. Ve Portekiz, İspanyol ve Fransız takımlarının arasında United sonuncu olarak bu görüşü bir kez daha kanıtladı. Elbette bu çöküşün tek sebebi bu ters takımlar değil. Ancak bu grup sonunculuğu artık United için bir dönemin kapandığını kanıtlar nitelikdeydi. Nitekim United 11 yıl sonra ilk defa ilk turda elendi.
Futbol dünyasının en çok kar eden kulübü ne yazık ki, Glazer’in başa geçmesi ile bu kaynaklarını kullanamıyor. Hatırlarsanız daha önce de yazdığımız gibi kulübün yeni sahibi Malcolm Glazer, Roman Abramovich’in tam tersine United’ı bir şirket gibi yönetiyor. Uzun süredir Wayne Rooney dışında önemli bir yıldız katılmadı. C.Ronaldo’yu unuttuğumu sanmayın. Takıma geldiğinde bu çocuğu sadece Portekiz U21 maçlarından biliyorduk, yoksa yıldız falan da değildi. Ki kaldı ki bana göre hala da değil. Ortasahanın ortasında ciddi problemleri var United’ın. Butt’ın yazın satılması, Keane’in sözleşmesinin feshedilmesi sonucunda zaten çok kısıtlı olan kadro iyice daraldı. Giggs ve Scholes’un artık yaşlarının iyice ilerlediğini göz önünde bulundurmamız lazım. Flatcher gibi alttan yetişenler de takımı kurtarmaya yetmiyor. Ancak görünen o ki United’ı çok daha zor günler bekliyor. Business Week’in haberine göre takımın anasponsoru Vodafone desteğini çekmeye hazırlanıyor. Bu durumda United mali sıkıntıya girecektir.
Diğer takımlara kısaca değinecek olursak, şanslı kuralar çeken Arsenal, Barcelona ve Inter gruplarında fazla zorlanmadan birinci sırayı aldılar. Ancak, Chelsea ve Bayern’in gruplarını ikinci sırada bitirmesi yüzünden hiçbir grup lideri takımın teknik direktörünün kuralar çekilene kadar grup liderliği keyfini yaşayabileceğini düşünmüyorum.
Bu sezon en çok sevindiğim konulardan biri de Porto’nun sonunculuğu oldu. 2 sezon önce şampiyon olarak şu an ikinci sınıf kadrosu ile cepten yiyen Porto geçen yıl şanslı bir kura ile gene yine bir üst tura çıkmıştı. Bu yıl ise Artmedia, Porto’ya gereken ayarı çekerek erkenden Avrupa’ya veda etmesini sağladı.
Geçen yıl Fenerbahçe’nin grubunda iken izlediğimiz ve gayet kötü bir takım olan Sparta Prag, eğer öneleme oynasaydı bu yıl katiyen kupaya katılamazdı. Doğrudan kupaya katıldı ve sonuncu oldu, benim beklediğim bir sonuçtu.
Herkesin gözü Barcelona, Juventus, Chelsea gibi takımların üzerindeyken çaktırmadan en baba topu oynayan takım yine Lyon. Rahat bir şekilde grup lideri oldular. Fransa’da açık ara liderler. Olası bir Bremen eşleşmesinde yine geçen yıl ki tarifeyi yapacaklarından eminim.
Hollanda’nın iki temsilcisi de yollarına devam etmesini bildi. Bunun dışında İtalya diğer bir başarılı ekip oldu. Juventus, Milan ve Inter gruplarını lider bitirirken Udinese yoluna UEFA Kupası’nda devam edecek. En başarısız ülke ise Yunanistan oldu. 2. torbadan kuraya giren Panathinaikos ve 3. torbadan giren Olimpiakos gruplarında sonuncu olarak kupaya veda ettiler.
Benden şimdilik bu kadar. Kuralar bi çekilsin, şubata kadar gene konuşuruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder