İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

21.04.2006

Son Dönemece Girerken

Uzuna yakın bir aradan sonra tekrar merhaba.. En son Almanya Ligi yazdığımda Bayern Şampiyonluğu garantilemişti.. Şu anda ise Bayern çok avantajlı olsa da gösterdiği düşüş nedeniyle ne olacağı hiç belli olmaz.. İnsan nasıl oluyor böyle birşey diye sorabilir? Son derece haklıdır da.. Demek ki Bayern şampiyonluğu garantilememiş.. Buradan bunu anlıyoruz..

İlk kez genel lig yazısı yazdığım için, bir milat almak zorundayım... Bu nedenle değerlendirmeye Allianz Arena'da oynanan Bayern-Hamburg maçı ile başlıyorum.. Bayern'in düşüşe geçtiği maçtı zaten karlı zeminde oynanan Hamburg maçı.. Ciddi bir zemin problemi olmasına rağmen çok güzel, benim gibi kanal değiştirmek için fırsat kollayan birine bile zor kanal değiştiren, heyecanı yüksek bir maçtı.. Şimdi oynansa çok daha ciddi olacaktı ama o gün koşulları itibariyle de gayet ciddi bir maçtı.. Çünkü Hamburg'un az da olsa bir umudu vardı ve de ligin ilk yarısında Bayern'e ilk ve tek mağlubiyetini tattırdıktan sonra ikinci yarıda da ikinci ve ama son olmamasını diledikleri mağlubiyeti tattırdılar..

Ertesi hafta, Wolfsburg'la deplasmanda 0-0 berabere kalınca herkeste bir acaba oluştu ama ertesi hafta ligin iddialı takımlarından Schalke'yi kendi evlerinde resmen dağıttılar.. Bu maç için de TV karşısına geçtim ve sahada Salihamidzic şov izledim.. Boşnak yıldız,(ben de Boşnak göçmeni olduğum için ayrı sempati duyarım) hem çok çalıştı hem de ileri iyi çıkışlar yaptı.. Golünü de attı zaten..

Daha sonra Duisburg deplasmanını zorlanmadan geçen Bayern, ilk önce Allianz Arena'da Köln'den beraberliği zor kurtardı, sonra ise kaza geliyorum dedi ve Bremen'den deplasmanda üç yediler.. Bir tane daha yeselerdi 'Bremen Mızıkacıları' esprisini yapardık ama Radikal spor manşetlerinde olduğu gibi saçma sapan espriler yapmayalım.. Bayern'de bu maçta Lucio'nun eksikliği hissedildi.. Zaten zayıf bir defansı var Bayern'in.. Solda Lahm ve ortada Lucio çok iyi ama, defansın ortasının diğer elemanı Ismael, sağ bekte Sagnol, kalede ise Kahn yaşları itibariyle sırıtıyorlar.. Sezon sonu yeniden yapılanmak isteyen ve artık Şampiyonlar Ligi'nde özlediği başarıyı yakalamak isteyen Bayern ilk takviyeleri defansa yapmalı bence..

Şampiyonlar Ligi demişken, Bayern'in Milan'dan dört yiyerek Şampiyonlar Ligi'nden elendiğini hatırlatalım.. Ama zaten bu rezil sonucu duymayan, Bayern'le dalga geçmeyen kalmadı.. Kupada ise Münih ekibi, 29 Nisan akşamı Eintracht Frankfurt ile final oynayacak ve muhtemelen kupayı kazanacak..

Tekrar lige dönersek son dört maçını Mainz, Stuttgart, Kaiserslautern ve Dortmund ile oynayacak, 4 puan farkla lider olan bir takıma şampiyon demek pek zor değil.. Ama ne olur ne olmaz diyoruz.. Ayrıca Bayern'in bu sene yaşayacağı bir çifte kupa zaferi bile onları kesmeyecektir.. Onların asıl hedefi Avrupa ve Avrupa'dan rezil olup dönmek biraz içlerine oturdu..
Avrupa'nın en güzel stadlarından birini yaptılar, mali açıdan Avrupa'nın en güçlü kulüplerinden biriler ve artık tekrar Avrupa Şampiyonu olmanın zamanının geldiğini düşünüyorlar.. Kendi liginde de tek güç olan ve her konuda rakiplerini ezen ( havuz gelirleri konusunda da eşit dağılıma karşı çıkması ile beni sinir ettiler) Bayern Münih, bu sezon sonu akıllı bir transfer politikası uygular ve gençleşirse Avrupa'da başarı yakalamaları çok kolay olur.. Fakat takımda kalması gereken bir numaralı adam Ballack'ın gitçeği düşünülürse, diğer oyuncuların da çoğunun Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu kazandıracak çapta olmaması nedeniyle bu yaz Bayern yöneticilerinin epey zorlanacağını söyleyebiliriz..

Bayern'i takip eden Hamburg ise, bu sezon alkışlanacak ama asla sürpriz olmayan bir performans gösterdi. Avrupa'nın önemli ticaret şehirlerinden biri olan Hamburg ekibi, yıllar süren yapılanmasının ödülünü bu sezon aldı.. Önce iskelet bir kadro kurdular, en sonunda ise bu iskelete beyni ( Van der Vaart) yerleştirdiler. Van der Vaart'ın yanı sıra Van Buyten'ın defansa katkısı çok önemliydi. Bir de ben kişisel olarak Takahara'yı çok beğendim. Kendisini şu an itibariyle pek tanıyan yok ama ben meşhur olabileceğini düşünüyorum. Yaşı da 27'ya gelmiş yalnız, bu onun için bir dezavantaj. Bu arada, kendisinin ilginç bir özelliği var. Hamburg internet sitesinde oyunculara şampiyonluk favorileri sorulmuş.. Çoğu oyuncu Hamburg derken, Takahara objektif davranmış ve Bayern Münih demiş. Kendisini kutluyorum..


Bir başka Hamburglu ise Ailton. Beşiktaşlılar kara kara düşünebilirler çünkü Ailton'un performansı pek iç açıcı değil (3 golü var ama bence başarılı değil) ve sezon sonunda Hamburg'un onunla tekrar anlaşacağını hiç mi hiç sanmıyorum. Gazetelerde çıkan 'Hamburg, Beşiktaş'a 1.5 milyon dolar önerdi' haberlerini ise es geçiyorum. Bakalım..

Sonuç itibariyle son dört maçını Leverkusen, Köln, Werder ve Hertha ile oynayacak olan Hamburg'un şampiyonluk şansı çok az.. Hatta Werder bu gazla onları geçip ikinci de olabilir. Fakat planlı yapılanmanın ve ciddi bir kurum olmanın ne gibi başarılar getirebileceğini gösterdikleri için onlara bir teşekkür borçluyuz..

Bundesliga'da üçüncü ve dördüncü belli, beşinci olup Uefa Kupası'na gitme hakkı ise Leverkusen, Hertha ve bir ihitmal Stutgart'ın olabilir...
Küme düşme hattında ise Duisburg ve Köln'ün gideceği bariz (Podolski'nin nereye gideceği ise belli değil), son takım ise büyük ihtimalle Halil'in takımı Kaiserslautern olacak. Fakat arkasına Wolfswagen'ı alan Wolfsburg ve Mainz de düşebilir. Wolfsburg düşerse, sezona şampiyonluk hedefiyle giren bir takım için üzücü olur..


Birkaç da haber verelim.. Wolfsburg kötü gidiyor gitmesine de, takımın göze batan ve bir çok takımın peşinden koştuğu oyuncusu Hofland, durumdan ve takıman memnunmuş.. Ve kalmak istiyormuş... Adamı bir senede kaptan yaptılar.. Resmen orada küçük bir aşiret kurdu. Takımın ağası.. Ben olsam ben de kalmak isterim..

Armin Veh, Stuttgart ile sözleşmesini 07 Haziranı'na kadar uzatmış.. Trapattoni sonrası takımın başına geçmiş ve fena olmayan bir çizgi yakalamıştı. Fakat bir antrenörle bir yıllık sözleşme imzalamak, ona güvenmediğinin göstergesidir...


Hamburg'un bu sezonki başarısında önemli payı olan Mahdivikia'nın iki eşi varmış.. Mahdivikia, birilerinin kendilerini tuzağa düşürmek istediğini falan söylemiş.. Galiba birincisini seçmiş ve Türk Filmi gibi olmuş biraz.. Das Bild'in haberini ntvmsnbc.com dan alıntı yaparak sunuyorum.. Ben bişi anlamadım, belki siz anlarsınız:
''Mahdavikia ise olayların ortaya çıkmasına sevindiğini belirterek, kendisinin bir tuzağa düşürüldüğünü öne sürdü. Birilerinin Sepideh ile olan evliliğini bozmaya çalıştığını iddia eden Mahdavikia, ilk eşi Sepideh’in olayları bildiğini ve kendisini desteklediğini ifade etti.'' .. Olayın almancasını okursam belki anlayacağımı düşündüm, sonrasında Türkçesini anlamadan, almancasını nasıl anlayacağım diye hiç girişimde bulunmadım..

Neyse bu yazılık bu kadar yeter... Biraz kısa oldu ama artık kusura bakmayın.. Bir dahaki yazıda Saisonfinale yaparız.. Çok özentice oldu ama idare edin artık..

Hiç yorum yok: