Genel Bilgi:
İsveç’in en büyük üçüncü şehri olmakla övünen Malmö, aynı özelliğin bir benzerini futbola da yansıtmış. Pek kabul etmeseler de, Avrupa arenasında globalleşmenin başladığı dönemlerde Göteborg’un gerisinde kaldıkları bir gerçek..
Tabi Malmö’nün İsveç’in en büyük üçüncü şehri sıfatını almasında bölgenin işlek bir liman kenti olması, şehrin bütün küçüklüğüne rağmen, başkent Stockholm’e ayriyeten Manş Denizi’nden geçen küçük bir tünelle, Danimarka’nın başkenti Kopemhag’a ise, iki ülkeyi birleştirdiğine inanmakta güçlük çekilen kısalıkta ama harikulade güzellikte bir köprüyle bağlı olmasının payı büyük..
Tam anlamıyla bir göçmen cenneti olan Malmö’nün sokaklarında İsveç insanının o bilindik sarışınlığına bile rastlamak zor. Ve elbette, Avrupa’nın göçmen nüfusa kapı açan önemli ülkelerinden biri olan İsveç’te yaşayan Türklerin de en yoğunlukta olduğu yer Malmö..
Ve şehrin futbol takımı Malmö FF, İsveç futbolundaki sağlam geçmişiyle dikkat çekiyor. 24 Şubat 1910’da kurulan Mavi – Beyaz’lı kulüp (Buradaki mavi, açık mavi), kulüp kavramı için eşi bulunmaz bir emsal. Ve bu gelenekselleşmiş yönetim anlayışları sayesinde ,Avrupa Futbolu’nun en can alıcı döneminde (Şampiyonlar Ligi organizasyonunun başlaması) gerisine düştükleri Göteborg’u yeniden alt etmiş görünüyorlar. Ama talihsizlikleri, şu dönemde İsveç de dahil, bütün İskandinav dünyasının futbolda yaşadığı düşüş.
Bu köklü ekolün yeniden dirilişinde baş aktör, kulüp başkanı Bengt Madsen.
Maçlarını 27.500 kapasiteli Malmö Stadion’da oynayan Malmö’nün geçtiğimiz sezon, takımdaki yıldız oyuncuların ve iyi giden sezonun etkisiyle 20.000 civarında olan seyirci ortalaması, bu yıl yerel maçlarda 10.000’e kadar düştü.
Geçmiş:
Malmö, İsveç futbolunda futbolcular için önemli bir kariyer basamağı. Ve kulüp, bununla övünmekten hiç de geri durmuyor. Öyle ya, ellerinden çıkma taptaze bir Zlatan Ibrahimovic varken, bunu hak etmediklerini kim söyleyebilir? Ama bu övünç Zlatan ile sınırlı değil. İsveç futbolunun bir önceki dönem fenomenlerinden Jonas Thern (Napoli, Roma), ve Martin Dahlin (Mönchengladbach, Roma, Hamburg, Blackburn) ve epey eskilerden Stefan Schwarz bunlardan bazıları. Bunlara bir de geriye dönüş yapıp şu anda Malmö forması giyen Patrik Andersson’u da ekleyelim.
Malmö’nün müzesi, ziyareti uzun sürenlerden.. 15 kez İsveç şampiyonluğunu, 14 kez de İsveç Kupası’nı kazanan Malmö’nün, bu kupaların hepsinden daha yüksek bir yere kupaların en büyüğünü yerleştirmesine de ramak kalmıştı, 1979 yılında. Kulübün hem yerel, hem de uluslararası anlamda en parlak dönemini yaşadığı günlerde gelen Şampiyon Kulüpler Kupası finali, aynı coşkunluğu yaşayan (Ki bir sonraki sezon da bu kupayı kazandılar) Nottingham Forest karşısında kaybedildi. (Bu dönemde Nottingham Forest’in parlayışı da ayrı bir efsane.. O tarihten iki sene evvel bulundukları yer İngiltere 2. Ligi’ydi.) Bu aynı zamanda bir İsveç takımının oynadığı tek Şampiyon Kulüpler Kupası (Devamı olarak Şampiyonlar Ligi de işin içine dahil edilebilir) finali olarak tarihe geçti.
Malmö, çifte kupayla (Lig ve Kupa şampiyonluğu) kapadığı 1989 sezonunun ardından derin bir uykuya daldı. Ve geçtiğimiz sezona kadar süren bu uyku boyunca ne yerel anlamda bir kupa kazanabildiler ne de uluslar arası arenada en ufak bir başarı elde edebildiler.
İşte bu çöküşün başladığı dönemde, 1989’da gelen çifte zaferin hemen ardından Malmö, Avrupa Şampiyonlarının arenasına son kez çıktığında alt etmesi gereken takım Beşiktaş’tı..
İsveç’teki maçı 3-2 kazanarak İstanbul’a gelen Malmö, ilk yarıda 2-0 geriye düşerek Beşiktaş’a altın tepsi içinde bir fırsat sundu. İkinci yarı skoru 2-1’e getirseler de Beşiktaş camiası adına herkes turdan emindi. Ama Beşiktaş’ın İskandinav hastalığının bir perdesi de Recep Çetin’in kendi kalesine attığı traji-komik golle kapandı. Rakip kaleye atılsa enfes olarak nitelenebilecek, rövaşata-vole kırması bu golün getirdiği 2-2’lik skor, Malmö’yü bir üst turda ezilerek elendiği Mechelen’in karşısına taşıdı.
Malmö’nün beşiktaş’la bir diğer karşılaşması da geçen sezonun devre arasında Antalya’da düzenlenen Efes Cup’ta oldu. Normal süresi 2-2 biten maçın sonunda güle taraf yine, Beşiktaş’a penaltılarla 6-4’lük üstünlük sağlayan Malmö’ydü
Geçtiğimiz sezon, Malmö’yü yeniden İsveç’in en büyüğü yapan en büyük etken şüphesiz, artık sönük yıldızların takıma kattığı havaydı. Bu iddiayı da destekleyen bir unsur olarak Malmö; Patrik Andersson ve Jari Litmanen’in çeşitli sebeplerle daha az forma giydiği bu sezon İsveç Ligi’nde 20 maçta 10 galibiyet, 5 beraberlik ve 5 mağlubiyetle 4. sırada (İşin içinde maç eksiğiyle arkalarında bekleyen Hammarby de var).. 2. ön elemeden başladıkları şampiyonlar Ligi’nde ise önce Maccabi Haifa’yı güç bela elediler. Kafa kafaya giden ilk maçı 3-2 kazanıp deplasmandaki maçta 10 kişi kalan rakibe karşı son dakikaya girerken buldukları golle maçı 2-2 bitirip tur atladılar. 3. ön elemde karşılaştıkları Thun’a ise hiç kafa tutamadan iki maçta da yenilerek (İçerde 1-0, dışarıda 3-0) elendiler.
Malmö ligde ortalama bir görüntü çiziyor. Ve geçtiğimiz sezon aynı performansla şampiyon olmalarına rağmen, bu sezon zirve rakibi olarak daha ciddi bir biçimde karşılarına dikilen Djurgarden ve Göteborg ile yeterince boy ölçüşemiyor.. Ama yine de ağır topların (P. Andersson, Litmanen) sakatlık sorunlarından kurtulması ve tam form tutması halinde yine iddialı sayılabilirler.
Malmö'nün aslında bu sezona hızlı girmesi ve Avrupa'da iyi işler yapması hedefleniyor ve bekleniyordu. Ama takımın yakasını bir türlü bırakmayan sakatlıklar ideal 11'in oturmasını engelleyince, bu iki kulvardan birinde hezimet yaşanırken diğerinde beklenmedik rakiplerin türemesi, takımın havasını iyice bozdu ve yerel rakiplere cesaret verdi.. Bu hedeflerden yerel olanı için Malmö'nün elinde hala şans ve uzun bir zaman var, ancak uluslararası arenada başarı için Başiktaş maçları son şans ve gelen haberlere bakılırsa Malmö, Beşiktaş karşısına en azından rövanşta tam kadro çıkabilecek.
Kadro:
UEFA’ya bildirdiği 25 kişilik kadrosunda 6 yabancı oyuncu bulunan Malmö’nün teknik direktörlüğünü Tom Prahl yapıyor.
Malmö’nün kadrosu şöyle:
Kaleciler:
Mattias Asper, Lee Baxter
Savunma:
Patrik Andersson, Jon Inge Hoiland (Norveç), Olof Persson, Glenn Holgersson, Joseph Elanga (Kamerun), Johan Nislsson Guiomar, Peter Abelsson
Orta Saha:
Jari Litmanen (Finlandiya), Anders Andersson, Tomas Olsson, Daniel Andersson, Yksel Osmanovski, Louay Chanko, Hasse Mattisson (İngiltere), Joakim Nilsson, Daniel Sliper, Behrang Safari, Marcus Pode
Forvet:
Niklas Skoog, Jesper Bech, Afonso Alves (Brezilya), Rawez Lawan (Kamerun), Samuel Barlay.
Ununu elemişler şöhretler, tecrübeli orta yaşlılar ve yetenekli gençlerden eşit ağırlıkta karıştırılmış bir kadro sözkonusu.. Her üç sınıfın önde gelenlerine baktığımızda; futbol hayatının son demlerinde yuvaya dönüş yapan Patrik Andersson ve bir dönemin en iyilerinden Jari Litmanen, Malmö’nün artık yeteneklerinden değil de liderlik vasıflarından istifade ettiği oyuncular. Anders Andersson (Blackburn, Benfica), Daniel Andersson (Karmakarışık bir İtalya seferi), Yksel Osmanovski (Bari, Torino, Bordeaux) orta sınıfın önde gelen temsilcileri. Ve bunlara ilaveten kimisi devşirme gençler ve en dikkat çekenleri Marcus Pode var.
Yabancılardan özellikle Brezilyalı Afonso Alves (Atletico Mineiro’dan çıkma), takımın bu sezon skor yükünü omuzlayan isim.
Ve Beşiktaş’a hiç de yabancı olmayan bir isime gelelim. Malmö’nün kalesi, Beşiktaş’ın Nihat’ın transferi sonrası Sociedad’la kurduğu yakın ilişki çerçevesinde takıma dahil ettiği ve Daum’un ilginç kaleci hassasiyeti sebebiyle sonraki sezon soluğu ülkesinde alan Mattias Asper’e emanet. Asper o zamandan beri Malmö forması giyiyor.
Taktik Analiz:
Kalede Mattias Asper var. Onun yedeğiyse, gelip tahtına oturduğu, uzun yıllardır Malmö forması giyen Lee Baxter.
Malmö, köklü İskandinav ekiplerinden Göteborg ve Rosenborg takımlarıyla klişeleşmiş, haliyle İsveç ve Norveç Milli Takımlarına da yansıyan 4’lü çizgi savunma ve 4’lü (Göbekte kümelenen) orta saha yapısıyla oynuyor genellikle. 4’lü çizgi savunmayı Malmö lehine bozan unsur, sol bek Joseph Elenga. Teknik direktör Prahl, onun ofansif meziyetlerini, bölge futbolunun geleneksel savunma anlayışına ters düşme pahasına kullanmaktan yana. Elenga, paralelinde oynayan ve daha defansif bir görüntü çizen Jon Inge Hoiland ile birlikte takımda en çok forma şansı bulan isimlerin başını çekiyor. Öyle ki, alternatiflerini değil değerlendirmek, görmek bile zor.
Savunmanın ortasında, sağlık ve form durumunda bir olumsuzluk yoksa Patrik Andersson banko. Ama onun hazır olması durumunda ikinci adamlığa oynayan Olof Persson ve Pater Abelsson, genellikle beraber oynuyorlar bu bölgede. Zira Patrik Andersson, Malmö’nün sakatlıklarla en fazla boğuşan ismi.
Orta saha, savunmanın hemen önünden, Daniel Andersson’la başlasa da, Malmö’nün orta saha yapısının genel karakteristiği bu bölgeyi (Savunmanın hemen önü) kalabalık tutmak. Sahaya çıkan 11’e göre ya Daniel Andersson’a yakın oynayan, yahut onun yokluğunda ikisi beraber bu bölgede görev alan Anders Andersson ve Thomas Olsson diğer alternatifler.
Devamlı değindiğimiz sakatlık ve form sorunlarının en çok etkilediği bölge Malmö orta sahasının diğer kısımları. Zaruriyetler, bu orta saha yapısında soldan savunmaya dönük bir Hasse Mattisson ve sağdan hücuma dönük bir Marcus Pode (Yaş 19) ikilisini çokça tercih edilir bir alternatif haline getirmiş.
Malmö’yü kimi zaman klasik 4-4-2’yle, kimi zaman 4-3-3’e yakın bir 4-3-1-2’yle, kimi zamansa görev ve pozisyon dağılımları karışık bir orta saha yapısıyla sahada görmek mümkün. Bizim “zaruriyetten” diyerek profilini çizdiğimiz orta saha yapısı bu sonuncusu. Diğer hallerden 4-3-1-2 dizilişinde forvetin arkası Jari Litmanen veya Yksel Osmanovski’ye emanet; klasik 4-4-2’de ise sol açıkta Behrang Safari oynuyor.
Takımın Ajax’a gidene kadar skor yükünü üstlenen (16 gol) Markus Rosenberg’den sonra forvet tercihlerine gelince:
Müzmin sakat Niklas Skoog’un yokluğunda aktif Alfonso Aves (Bu sezon 17 gol) ve pasif Jesper Bech (Bu sezon sadece 1 gol) sıklıkla tercih edilen forvet ikilisi. Forvet hattının diğer alternatifleri Samuel Barlay (Yaş 19) ve Rawez Lawan (Yaş 18).
Teknik direktör Prahl, zaruriyetten karmaşık orta sahayı, forvet Jesper Bech’i sola, Marcus Pode’yi ise biraz daha sağ-ön’e çekerek nizama sokmaya çalışıyor. Böylelikle 4-3-3, 4-5-1 karışımı haline gelen saha dizilişi, Jari Litmanen veya Yksel Osmanovski’nin esame listesine girmesiyle sil-baştan yeniden kurgulanıyor. Çünkü Prahl için orta sahanın göbeğindeki oyuncu sayısını 2’ye düşürmek bir alternatif bile değil..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder