Türk futbol camiasının en büyük özelliklerinden biri oyunun tek yanını oldukça iyi oynayan ama diğer taraflarının en azından bazılarında bir hiç olan oyuncular yetiştirebilmektir. Bu oyunculardan oyunun “ince” taraflarına hakim olanlar koşmasalar da büyük usta ve raket ayak unvanlarına layık görülürken oyunun pis işlerinden sorumlu futbolcularımız çoğu zaman kazmadan başlayan lakaplarla anılırlar. İlk kategorimizin piri Sergen Yalçın’dır elbet ama futbola ‘beleşçilik’ mevkiini armağan eden Tanju Çolak’ın da hakkını yememek gerekir. Türk futbolundaki sert ağabeylerse saymakla bitmez, Recep Çetinler, Abdülkerimler ithal ettiğimiz Wagenhause, Vişnevski gibi yıldızlar ciltler doldurur. Bir de oyunun yanı sıra söylediği bir sözle Türk futbolunun seyrini değiştiren bir “usta” var ki ondan ayrıca bahsetmek lazım. Galatasaray’ın Şampiyon Kulüplerde yarı final oynadığı zamanlarda takımın en büyük yıldızlarından olan Cevad Prekazi, bir muhabir neden daha fazla koşmadığını sorduğunda, Balkan sporcularına özgü yeteneğine olan güvenin verdiği rahatlıkla “daha fazla koşsam Milan’da oynarım” demişti. İşte o gün Türk futbolunun kaderi değişti. Uyanık futbolcularımız bu sözü şiar edindiler, kendilerine ve oyunlarına baktılar, eksikliklerini belirlediler ve denklemde Milan’ın yerine gönüllerinden hangi takım geçiyorsa onu koyarak eksikliklerini gidermek için çalışmanın alternatifini buldular.
Bugün de İbrahim Üzülmez bu ifadeyle büyülüyor bizleri. Aslında bir kez daha demek lazım çünkü bu ifadeyi ilk kullanışı değil. Daha önce kafasını kaldırsaydı Barcelona’da oynayacağını söylemişti, bu sene Real’in transferlerinden ya da Capello’dan etkilenmiş olacak ki orta yapabilseydi Real’de oynuyor olacağını buyurmuş. Bu iki beyanı arasında söylediğine inanmak yerine bu özelliklerini geliştirmek için gayret sarf etseydi bu iki takımdan birinde değil belki ama mesela Sevilla’da oynayabilirdi. Belki de gayret etti, o zaman da sözüm altyapı hocalarınadır. Lütfen yetenekli futbolcular aramakla zaman kaybetmeyin, atletizm pistlerimize yönelin. Hızlı koşmaya elverişli, dayanıklı kardeşlerimizi bulun ve onları çok daha fazla maddi imkanların olduğu futbola kanalize edin. Onlar da bilsinler ki çok koşabildikleri sürece milli takım da dahil olmak üzere bütün kapılar onlara açıktır. Bu ülkenin üç büyükleriyse zaten mesele değil, gelen gelir ama forma çok koşanda kalır…
1 yorum:
Yersiz boş bir eleştiri
Yorum Gönder