İletişim

Twitter: @ortakafagolcom E-Mail: ortakafagol.com@gmail.com

20.09.2006

Season Preview 2: Parayla Saadet Olur Mu?

WEST HAM

          Ağustosun bomba takımı... Transferin son gününde Tevez ile Mascherano’yu getirdiler. Bu iki genç süperstarın, Avrupa devlerinden birine değil de, yıllar yılı kendi yağında kavrulmasıyla ve altyapıdan yetiştirdiği oyuncuları İngiltere’nin büyük takımlarına satmasıyla ün yapmış West Ham’a gitmesi pek çok soru işaretini de beraberinde getirdi.
West Ham, bu iki oyuncuyu Brezilya takımı Corinthians’dan aldı. Corinthians’ın sahibi ise MSI adlı bir şirket ve şirketin başındaki isim Joorabchian ise Chelski’nin sahibi Roman Abramovich’in sağ kolu. Anlaşılan Ruslar yine iş başında. Aslında, bu iki transfer sözleşmesinde de “menajer Alan Pardew’in “zorunlu bir durum olmadığı sürece” iki oyuncuyu da ilk 11’de oynatması” gibi rahatsız edici bir madde bile var. İngiliz spor kamuoyunda büyük yaygaraya neden olan bu madde, özellikle taraftarın gözdesi, altyapıdan çıkma Hayden Mullins’in kesilmesi demek. Üstelik Pardew tam bir disiplin ve takım ruhu tutkunu. Büyük egolu süperstarlara hoş bakmamasıyla tanınan bir menajer. İşte bu ufak sürtüşmeden galip çıkan da yine Pardew oldu. Tevez’le Mascherano’yu ilk haftalardan yedek sokarak ısındırmaya başladı. Joorabchian ise Abramovich’ten nasihat almış olacak, kendi sorumluluğunun soyunma odasında değil, kasa başında olması gerektiğini anladı. MSI’ın yatırımları devam ederse, ilerleyen yıllarda çok daha klas bir West Ham izleyebiliriz.



PORTSMOUTH

          Kim demiş “Parayla saadet olmaz.” diye? Geçtiğimiz sezon 30 milyon ₤’a yakın para harcayıp bir araba dolusu orta sınıf oyuncu alan Pompey menajeri Harry Redknapp, bu yazı, para harcamaktansa, aldığı bu potansiyel vaadeden oyuncuları geliştirip kaynaştırmakla geçirdi. Yaz transferinde aldığı yegane oyuncular ise, Arsenal’den olaylı bir şekilde ayrılan Sol Campbell, dünyanın en iyi futbol oynayan çıtası Kanu ve ileride İngiltere milli takımının demirbaşlarından olması beklenen genç sağ bek Glen Johnson.
          Sonuç? 5 maçta 4 galibiyet, 1 beraberlik, 13 puan ve liderlik. Bu takım geçen sene az kalsın küme düşüyordu. Arkasındaki Gadyamak destekli yatırım da göz önünde bulundurulduğunda Portsmouth’un da geleceği parlak denilebilir.


ASTON VILLA

          Artık part-time Birmingham’lı olduğum için elemanlar bizim hemşehriler oluyor. Her neyse efendim, bilindiği üzere Aston Villa geçtiğimiz sezon küme düşmekten kılpayı kurtulmuştu. Artık şehrin Premier League’deki tek temsilcisi onlar (Birmingham City sizlere ömür). Bundan önceki başkanları Doug Ellis, takımı 15-20 yıl önce cüzi bir rakama alıp hayatının karını etmişti. Ancak son zamanlarda takımdan yatırımını çektiğinden büyük bir seyirci tepkisiyle karşılaşıyordu. Takımın geçtiğimiz sezon £62.6m karşılığında Amerikalı işadamı Randy Lerner tarafından satın alınmasından sonra herkes transfer atağına girmelerini bekliyordu. Ancak yönetim çok zekice bir iş yaparak bence günümüzün en önemli ve başarılı Britanyalı menajeri Martin O’Neill’ı takımın başına getirdi ve transferi biraz erteledi.  O’Neill, geçtiğimiz sezon, karısı kansere yakalandığından Celtic’i bırakmıştı.
          Tahminimce, O’Neill bir süre takımını tartacaktır. Ondan sonra da transferler gelecektir. 5 maçta 9 puan Villa kalibresindeki bir takım için fena değil. 7 kez İngiltere, bir kez de Avrupa şampiyonu olmuş Villa bakalım eski güzel günlerine dönebilecek mi?
 


TOTTENHAM HOTSPUR

Geçtiğimiz sezon Şampiyonlar Ligi’ni kıl payı kaçırmışlardı. Bu sezon ilk dörde girmekte daha kararlılar. Arsenal, Liverpool ve Newcastle’ın içinde bulundukları krizimsi durumlar göz önünde bulundurulduğunda bunu yapmaları o kadar da uzak bir ihtimal de değil.
Şahin bakışlı, karizmatik golcü Berbatov bu takıma çok şey katacaktır. Hazırlık maçlarında oynadığı maç sayısının iki katı kadar gol atması Hotspur taraftarını çok sevindirdi. Berbatov, İngilizce bilen, Londra yaşamına uyum sağlayabilecek, üstelik Stoickhov sonrası Bulgaristan’da en çok ilgi gösterilen sporcu. Transfer olduğu gün taraftara “minimum 15 gol” sözü verdiğini de hatırlatalım.
Sezonun en çok “patlama vaat eden” oyuncularından biri de Aaron Lennon. Genç sağ açık kendini sürekli geliştiriyor. Carrick’in gidişi Tottenham için kolay olmayacak ancak bu transfer sonrası hem kasaları doldu hem de Jenas’ı asıl mevkii olan sağ içte oynatma şansı doğdu. Tottenham doğru yolda. Ancak Martin Jol’ün takımla çok oynamaması gerek.


NEWCASTLE UNITED

          Tyneside taraftarı bu sezon da takımından çok bir şey beklemesin. Souness sonrası göreve getirilen eski altyapı sorumlusu Glenn Roeder enteresan bir kişilik. Omuriliğinden geçirdiği sayısız ameliyat sonrası yaşıyor olması dahi mucize olan bu adam, geçtiğimiz sezonun ikinci yarısından itibaren takımı öyle güzel derleyip toparladı ki kendisine 3 senelik kontrat hediye edildi. Ligin ilk haftasında gördük ki takım içi dayanışma üst düzeyde. Scott Parker, Shearer’ın jübilesiyle beraber kaptan olmuş.
Fakat kimse bana tek forvetli ve stopersiz bu takımın sorun yaşamayacağını söylemesin. Efendim, takımın defansif tandemdeki lideri Titus Bramble! Komik... Geçen sene Bramble-Boumsong tandemi hakkında bir komedi filmi çekilmediği kaldı (Bütün bunlara rağmen TV8’in spikeri Bramble’ı çok seviyor). Boumsong neyse ki bu sene yok, Beşiktaş’a kakalanması gündemde; yerine Avustralyalı Craig Moore var ki o da gayretli fakat kapasitesi sınırlı bir oyuncu. Takımın tek forveti ise altyapıdan yetişme Shola Ameobi. Gerçi Ameobi, artık ilk 11 için hazır ve o müthiş fiziksel gücünü ve potansiyelini sahaya yansıtacaktır ancak forvette yedeğin olmaması düşündürücü. Yeni transfer Duff, takıma klas getirmiş. Ameobi’nin arkasında gölge forvet olarak oynuyor. Tek forvet yedeği ise sol kanattan devşirme Luque. Emre’ye de bir parantez açalım: çok kötü oynuyor; Fener’lik zamanı gelmiş. İnşallah UEFA olur demeli, fazlasını beklememeli.

Düzeltme: Yazının yazım tarihinden kısa bir süre sonra Obafemi Martins transfer edildi.


BOLTON WANDERERS

          Benim bildiğim Big Sam her sene takıma kırgın yıldızlar katar, sonra onları iğrenç 4-5-1 sistemine monte eder ve futbol katili takımını daha kıl, daha kasap bir hale getirir. Sam Allardyce, bu sezon herkesi şaşırtarak takıma Abdoulaye Meite dışında hiçbir transfer yapmadı. Ancak Fildişili yarmagül, takımın defansif gücüne güç katmış. Bir de Anelka var; kim ne derse desin büyük bir golcü... Reebok Stadium’dan bu sezon da epey kemik sesi duyacağız. Tabii Allah’ın sopası olmadığı için ilk 6’ya da kalırlar.

Hiç yorum yok: